En baştan yazayım; netice ne olursa olsun Hami soğuk savaşı kazandı. Çıkardığı kadro ile kulübü yönetmek isteyenlere, “futbol başka kulüp yönetmek başkadır”ı gayet iyi izah etti.
Futbolcular da hocalarına yardım ettiler. 5 tane alt yapı kökenli aslan, abileri Tolga ve Olcan ile onların da abisi Bosingwa inanılmaz oynadılar. Adrian, Henrique ve Borceanu’yu unutmadım. Yusuf attı attırdı. Henrique attı attırdı.
İlk yarı skoru futbolculara inanılmaz güven getirdi. Aynı performansı Eskişehirspor maçında da göstermesine rağmen hakem bakış açısını geçememişlerdi. Ama geçen haftaki yaşadıklarından dolayı işi sıkı tuttular.
Trabzonspor takım olarak çok iyi idi. Attığı deparlar, verdiği paslarla maçın yıldızı Henrique idi. Bazen çaresizlik doğruyu ortaya çıkarıyor. Bana göre Caner biraz daha sakin oynayıp tecrübelenirse yerini kimseye bırakmaz ve savunmanın ortası da Bosingwa ve Mustafa Yumlu ile devam eder.
Bana “küçük olsun bizim olsun” istiyorsunuz dediğimde kızanlara bu maçı hediye ediyorum. Gerçeğin bu olduğunu bilsinler gerisi önemli değil. Hami bu maçın mimarıdır. Geçen maçta eleştirdim ama bu maçta hak ettiğini vermek gerek. Eğer futbolculuğu gibi futbola damga vuracaksa kimseye boyun eğmeyecek. Başkana saygı duyacak ama işine karıştırmayacak. Başkan da futbol takımının değil camianın başkanı olduğunu unutmamalıdır.
Mustafa, Caner, Kadir, Zeki, Yusuf acaba futbol profesörlerine bir şey ifade ediyor mu? Geçmiş şöhretine sığınmayıp adam gibi oynamaya çalışan hatta neredeyse tekmeye kafa koyacak kadar içten hareket edip genç arkadaşlarına örnek olan Bosingwa’ya da çok teşekkür ederim.
Zeki’yi ayrı yazmak istedim. Sağ bekte Trabzonspor taraftarının nefretini kazanan evladımız aslında asıl yerinin orası olmadığını, oynadığı futbolla gösteriyor.
Hatta ben bile üzüntümden yazmak istemiyordum. Zeki taraftarımızdan biraz sabırı hak ediyor. Oynadıkça daha da iyi olacaktır.