31 Mart sandığından çıkan oyların sayım döküm sonucuna göre kesinlikle CHP.
101 yaşındaki Cumhuriyet Halk Partisi 1977 seçimlerinden bu yana yani 47 yıl sonra ilk kez bir sandıktan birinci parti olarak çıkıyor.
Haliyle bu nadir durum büyük bir sevince ve ama en çok da şaşkınlığa yol açtı CHP'de. Pek çokları için o kadar beklenmeyen bir durum ki bu, mesela Adıyaman'da normalde 7 sandalyeli belediye meclis üyeliğine sadece 4 aday göstermişler.
İlk anın şokunu ve coşkusunu atlatıp bunun zor ve kritik bir sınav olduğunu anlayanlar oldu aralarında. Birbirlerine ve CHP yönetimine ne yapıp ne yapmamaları gerektiğini sıralıyorlar şimdilerde.
CHP'nin elde ettiği "başarı"nın arkasında benim gözlemime ve değerlendirmeme göre birkaç etmen var.
İlk ve en önemlisi AK Parti'nin "irtifa kaybetmesi"dir.
AK Parti'ye küsen, kızan, mesaj vermek isteyen milyonlarca seçmenin sandığa gitmemeyi seçmesi seçimleri CHP lehine değiştirdi. 2024'te sandığa gitmeyen 14 milyon seçmenin 8-9 milyonunun AK Parti seçmeni olduğu düşünüldüğünde hassas terazinin AK Parti aleyhine CHP lehine tarttığı anlaşılır.
Buradan hareketle "CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti" diyenler yanlış söylemiş olmaz.
Bir başka belirleyici sebep; muhalif seçmenin muhalefetin parçalanmasından, perişanlığından, beceriksizliğinden bıkıp usanmasıdır.
O kadar bıktı ki muhalif seçmen sürekli kaybetmekten, hayal kırıklığı yaşamaktan, on ay önce yanak yanağa poz verenlerin birbirinin gözünü oymasından.
Sonunda duruma el koydu.
Yüzde 9'larda görünen İyi Parti'nin, Deva'sından Saadet'e, DP'den Gelecek'e altılı masanın küçük ortaklarıyla radikal solun, toplanınca 1-2 ancak eden oylarını CHP'ye taşıdı.
DEM'in oyu Kandil talimatıyla zaten CHP'ye akacaktı, aktı.
Böylece CHP yüzde 25'e demirlemiş, kemikleşmiş oyunun üzerine sağdan soldan dağdan taşınan yüzde 12 ile yerelde "iktidar" oldu.
DEM'in tavşan değilse de havuç işlevi gören İstanbul adayının dediği gibi "Ekrem İmamoğlu bu oylar kendisinin oyları sanmasın", çünkü onlar "kaybetmedi".
Bir başka etken ise İmamoğlu'nun adamlarının sayıp sayıp kule yaptıkları paralar oldu!
Kaynağı ve akıbeti belli olmayan, parti yönetimi tarafından da açıklığa kavuşturulmayan şüpheli durumlar CHP için "mağduriyet" yarattı anlaşılan.
Para sayma görüntülerinin yine CHP'lilerce sızdırılmış olması, kampanyanın bir parçası mıydı yoksa!
Her şey bir yana, CHP'yi birinciliğe taşıyan şeyin CHP'nin başarısı olduğunu düşünmüyorum.
İstanbul ve Ankara adaylarının şehirlerinde başarılı bir beş yıl geçirdiklerini, vaatlerini yerine getirip önümüzdeki beş yıl için de güven telkin ettiklerini sanmıyorum.
14 büyükşehir, 21 il aldı bu seçimde CHP. Buralarda hizmet fırtınası esmesini hiç beklemiyorum.
Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu da 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimi için çetin bir mücadeleye girecekler çünkü.
İzmir 30 yıldır hizmet almıyor. İstanbul ve Ankara beş yılda bile epey geriye düştü. Sorunlar zamanla krize dönüşecek.
PKK'nın siyasi kolu Kılıçdaroğlu'nun sürdüğü tarla sayesinde Türk siyasetinde iyice özneleşmiş durumda. Kah yakasında CHP rozeti taşıyor kah PKK rozeti.
CHP'ye kazandırdı, haliyle istekleri olacak. Bakalım Özgür Özel CHP'si ne yapacak?
Ayrıca partideki yönetimsel sorunlar, çok başlılık, DEM'li CHP'lilerle ulusalcı damar arasındaki gerilim nereye evrilecek?
CHP'nin yüzde 25 kemik oyu üstüne ekilen yüzde 12'lik kemik tozu kemiğe dönüşecek mi göreceğiz.