Yabancı ülkelerin Türkiye’de diğer yörelerde açtığı kültür merkezlerinin muadili olan Yunus Emre Enstitüsü tarafından hayata geçirilen Yunus Emre kültür merkezleri, yurtdışında düzenledikleri dil kurslarının yanında seminer, konser ve sergi gibi birçok kültürel faaliyeti de yerine getiriyor. Bunlardan Rusya, Tataristan özerk cumhuriyetinin başkenti Kazan’da, 23-30 Nisan tarihlerinde Türk Filmleri Haftası düzenlendi. 1914-2014 Türk Sinemasının Yüzüncü Yılına da ithaf edilen haftada sinemamızın değişik dönemlerinden 8 film yer aldı. Kazan Yunus Emre Kültür Merkezi’nin gayretli genç müdürü İhsan Demirbaş’ın içten çabaları ve Türkiye’nin Kazan başkonsolosu Turhan Dilmaç’ın katılımlarıyla, Kazan’daki Mir sinemasında 23 Nisan’da yapılan açılış programına Türkiye’den benimle beraber Mahmut Fazıl Coşkun katıldı. Tataristan sinemasının resmi kurumu Tatar Kino tarafından tahsis edilen sinemada akşam, müdürümüz ve başkonsolosumuzun açılış konuşmalarından sonra gösterimi yapılan Yozgat Blues’un ardından yönetmen Coşkun filmle ilgili düşüncelerini sundu. Sunumun peşinden salonu dolduran seyirciler filme ilişkin belli bir nitelik taşıyan, sinema sanatıyla ilgili olduklarını ortaya koyan çeşitli soru ve yorumlar yönelttiler. Hafta boyunca ayrıca Özhan Eren’in Çanakkale savaşlarıyla ilgili Son Mektup, Semih Kaplanoğlu’nun Yusuf üçlemesinin ilk çalışması Yumurta, Osman Sınav’ın Mustafa Kutlu uyarlaması olan Uzun Hikaye, Atıf Yılmaz’ın Cengiz Aytmatov’dan uyarlaması Selvi Boylum Al Yazmalım, Yılmaz Erdoğan’ın Neşeli Hayat, Yavuz Turgul’un Eşkıya ve Yeşim Ustaoğlu’nun Pandora’nın Kutusu adlı eserleri seyirciyle buluştu.
Daha sonra geçtiğim Tahran’da, 25 Nisan-2 Mayıs tarihleri arasında bu yıl 33.sü düzenlenen Uluslararası Fecr Film Festivali yeralıyordu. Bu yıl ilk kez ulusal ve uluslararası bölümlerin tarih olarak da ayrıldığı festivalde Türkiye sineması, filmler ve konuklarla ‘Çağdaş Türk Sineması Perspektifi’ bölümüyle özel konuk ülke olarak seyirci karşısına çıktı. 10 film ve 15 civarındaki konukla sinemamız, değişik yaklaşım ve üsluplardaki filmlerle temsil edildi. Şamil Öçal’ın müdürlüğünü sürdürdüğü Tahran Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, çalışkan kültür-sanat koordinatörü Mehmet Selim Özban’ın girişimleriyle, 30 Nisan’da ‘Türkiye’nin Yeni Sineması’ başlığı altında bir söyleşi tertip edildi. Anadolu Ajansı’nın Tahran temsilciliğinin genelde festival ve bu programı ilgili takipleri de dikkat çekiyordu. Festivaldeki ‘Perspektif’ programının fikir sahibi olan İranlı Dr. Hüseyin Lale’nin moderatörlüğünü yaptığı söyleşiye, Kar Korsanları filminin yönetmeni Faruk Hacıhafızoğlu, belgeselci Tolga Çelikkanat ve ben katıldık. Hüseyin Lale’nin kısa açış konuşmasından sonra ben, İran sinemasının anlatım dinamiklerinden hareketle, Türk sinemasıyla mukayesesini yaptım ve her iki sinemanın ayrışan ve benzeş yanları üzerinde durdum. Hacıhafızoğlu, kendi sinema deneyimi üzerinden nasıl bir kültürel iklim içinde çalıştığını ortaya koyan bir konuşma yaptı. Çelikkanat, her iki kültürün Hz. Mevlana çizgisinde birleştiğini ve evrensel bir dilin ancak bu temel üzerinde yakalanabileceğini belirtti. Türkçelerini geliştirmiş olan dinleyicilerin, Kazan’da olduğu gibi nitelikli soru ve yorumlarıyla söyleşi, anlam dünyası bağlamında çoğalarak sona erdi.