"Rusya ile kavga etmemeliyiz, çünkü Orta Asya'da sık sık karşılaşacağız" cümlesi, son yıllarda çok yazımda tekrar tekrar yazdığım cümleydi. Kazakistan olaylarını ABD-Rusya arasındaki gerilimin yeni kozu olarak, belki tüm detaylar çıktıktan sonra daha net yorumlayacağız.
Tabii Kazakistan siyasi elitindeki iç kavga herkesin işine yaradı anlaşılan. Moskova renkli devrimlerden kendini korumak için, çevresinden emin olmak için, geleneksel yönteme başvurdu. Rusya bunu, Kazakistan'a dış müdahaleye bağladı. Meşrulaştırmak için siyasi gerekçe gerekiyordu.
Gerçekleri şimdi kimse net söyleyemiyor. Çünkü sadece tek taraflı haber kaynakları ile yönetildi süreç. Rusya merkezli medya yönetti, haber siyasetini. Haklı taleplerin, farklı sloganlara dönüşmesi de ilginç durum oldu. Kriminal unsurların sokaklara inmesi, söylemlerin DEAŞ söylemlerine dönüşmesinin mühendislik işi olduğu da açıktır. Bu durumda "nerede hata yapıldı, açık neresi idi" sorusuna cevap, gerçekleri ortaya çıkaracak cinsten.
Rusya; Kazakistan topraklarını, tarihi Rus toprakları olarak tanımlıyor. Sinir bozucudur, doğru! Rusya'nın Avrupa'ya sattığı doğal gazın %15'i de Kazakistan doğal gazıdır. Rusya ve ABD'nin Ukrayna gerilimine, bir de Kazakistan eklenmesi, nasıl bir strateji olabilir acaba?
Ukrayna konusunda Rusya'nın blöf yaptığını düşünen ABD'ye "Kazakistan üzerinden nasıl girerim" mesajı mı verildi? Tabii Pazartesi günü ABD-Rusya heyetlerinin görüşmesinin soğuk rüzgarlar eşliğinde gerçekleşmesine rağmen, sürecin durdurulmayacağı da açıktır. Rusya'nın "Barış "operasyonuna, Batı'nın adamı Paşinyan'ın liderlik etmesi de enteresan mesaj oldu. Tüm olanlara anlam vermemizle beraber, Kazakistan'a her zamanki desteği devam etmeli hatta çoğaltmalıyız.
Küçük bir rüzgarı, bazı yazar çizerin, akademisyenin "Orta Asya sadece ağlarken Türk olur" tanımı ise koca coğrafya ve derin kültüre haksızlık olur. Evet, Rusya faktörü hep vardı. Kısa ve orta vadede de hep olacaktır. Uzun vadede olabileceklere bakanlar iyi bilir. Sosyolojik olarak, gelecek kimleri işaret ediyor?
Kazakistan'ı, "Rusya'yı davet etti" diye bugüne ait yorumlarla okursak, gelecek kurgusunda nasıl yer alacağız" sorusuna cevabımız yoktur demektir.
Türkiye'yi ifrat reflekslere zorlamadan, aklı selim tutumuyla sürece müdahil olmasına bakmamız gerekiyor, bunun için konjonktür ve şartlar oluşturulmalı.