Uzun zamandır ülke içerisinden haklı eleştiri sesleri duyulmaktaydı. Halk uzun yıllar Nazarbayev ve ekibinin seçimlere müdahalesinden, yolsuzluktan yorgundur.
Zaten Nazarbayev'in görevden çekilmesi bir nevi itirazların sokak hareketliliğine dönüşmemesi için onarma girişimi idi. Çekildi ama devleti yönetmeye devam etti.
Yeri gelen Tokayev, Rusya eksenli siyasetçi. Ve Rusya ile anlaşılarak göreve getirildi.
Ofşor hesapların acil kaynaklardan ayyuka çıkması haliyle Kazakistan yönetimini de zora sokmaya başlamıştır.
Tabii bu arada Kazakistan dış bağlantılı STK'ları bol olan ülke.
Hiç zorluk görmeden faaliyet gösterirler. FETÖ'nün de finans kaynaklarının en derini bu ülkede. Nazarbayev uyarılara rağmen FETÖ'ye rest çekmedi.
Buraya kadarı genel durum.
Son dönemde ise Kazakistan'ın karışacağı bekleniliyordu. Çünkü itirazların dozu çoğalmıştı ve haklı olarak itirazlar vardı. Tabii ki bu durum ABD'nin ve Rusya'nın arasındaki gerilimden bağımsız okumamalıyız.
ABD, orta vadede bu doğal itirazları genel ayaklanmalara dönüştürme peşindeydi.
İlginç gelen şudur, ABD Aralık 16'da Kazakistan'da karışıklık olacağını ve bunun da fiyat artışı ile bağlantılı durum olduğunu ifade ediyor. Buna rağmen Kazakistan yönetimi 1 Ocak'ta uygulamayı geri çekmiyor.
İtirazların olduğu gün ise haklı itirazlar yağmalama yöntemine dönüşüyor. Ve kısa zaman içinde bu durum ile baş edemeyeceğini dile getiren Kazak Başkanı Tokayev Rusya ve başını çektiği Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, barış gücünü yardıma çağırıyor. Saatler sonra üye ülkeler parça parça soluğu Kazakistan'da alıyor.
Yağmalama ve elinde coplarla dükkanlara saldırılar, işin farklı boyutu. Organize iş! Peki, kimin organizesi?
Rusya medyasının "terör grupları" olarak tanımladığı sokak yağmacılarına kullandığı dil, aynen Tokayev'in kullandığı dil olarak karşımıza çıkıyor.
Şimdiki tabloda akla şu geliyor.
ABD'nin orta vadede planladığı Kazakistan üzerinden ayaklanma senaryosunu, Rusya öne çekerek kendi operasyonu ile hem kendini hem de Kazakistan'daki mevcut yönetimi korumaya mı aldı?
ABD devreye girmeden, devreye girme yöntemini Kırgızistan örneğinde de göstermiştir, Rusya!
Konunun başka tarafı da vardır. Rusya, "işgalci" olarak gözükmeyen olarak istiyor. O nedenle internet, medya yurtdışına kapatıldı ve Kazak kolluk güçlerine itirazcılar, onların tabiriyle teröristler yok edilmeye başlandı.
Yani kendisi tek kurşun atmadı ve kurşun atma işini Kazak güçlerine yaptırdı mı?
Sovyet dönemindeki hatayı düzeltme çabası olarak da okunabilir bu durum.
Soykırım ve askeri müdahale imajını kendisi üstüne almak istemediği için yanına, örgüte üye ülkelerin askerlerini de aldı.
Birçoklarının Türk Devletler Birliği teşkilatına yönelik adım olarak okuduğu son durum, daha ziyade ABD-Rusya gerilimini parçası olarak karşımızda. Ukrayna üzerinden Biden'la görüşmeye giderken, masada daha derin başka sorunun olması, hangi sonuçlar için hedeflediğini tabloyu netleştirip, aktörlerin hepsi sahneye çıkınca anlaşılacak sanırım.