Bir doktorun, evladı yıllar önce şehit olmuş bir annenin hasta takip kartına, hemşireler için yazdığı “Şehit annesidir, of bile demeyiniz” sözü bu ülkede yüzlerce insanın gözlerini yaşarttı.
Bu ülkede şehit ve gaziler kıymetlidir. Geçmişte yaptığımız hatalar çok oldu onlara karşı.
Mesela gazi kartlarını almak için şehrin bir ucundan diğerine seyahat etmek zorunda kaldılar.
Bazen kartları imzadan çıkmadığı için aynı yolu birden çok kez gitmek zorunda kaldılar.
Toplu taşıma araçlarını kullanamayanlar taksi parası ödemek zorunda kaldı mesela ya da toplu taşıma araçlarında kendilerine ayrılan yerlere başkalara oturmuştu, çok zor yolculuk yaptılar.
Oysa bu vatan için gazi olmuş isimlere karlarını adreslerinde teslim etmek hiç de zor değildi.
Dedim ya, çok hata yaptık zamanında, belki hala da farkında olmadığımız hatalarımız vardır.
***
Hatay’ın Hassa Kaymakamı Mustafa Pala gördüğüm kadarıyla genç bir arkadaş. Bir şehit ailesine haber vermeye yanında kameralarla gittiği ortaya çıktı, daha vahimi ilk açıklamada gizli çekim yaptığı iddia edilen tek kamera vardı sonra baktık ki iş söylendiği gibi değilmiş.
Bu kabul edilemez davranışın gerekçesi ister medyatik olma arzusu olsun, ister devletin şehit ailelerine gösterdiği özeni gösterme arzusu fark etmez, yapılan hatadır.
Tıpkı gazilere hakları olan kartları daha özenli verme imkanının kullanılmaması gibi bir durum bu.
Şehit ailesine kameralar önünde haber verilmez. 90’larda bu hata çok sık yapılırdı hatta daha aileye haber verilmeden medyaya isimler servis edilirdi. O hatalar bitti ama kamera önünde aileye haber verme hastalığı gördük ki bitmemiş...
Taşıdığı sıfat ne olursa olsun, bu kadar yürek yakmaya kimsenin hakkı yok aslında..
***
Zor zamanlarda köşelerde genellikle militarist ya da tam tersi hava eser.
Geçen yıllarda yükselen demokrasi kültürü o havaya çok izin vermiyor ama işin sosyal medya ayağı çok fena. Eskiden insanlar birbirlerine nefretlerini kusacak ortamı bu kadar çok bulamıyordu şimdi iş sıkıntılı.
Kabahat sosyal medyanın değil elbette biz doğru kullanamıyoruz. Ölçülemeyen bir zarar var gördüğümüz, sansür elbette çare değil ama bu yol da yol değil...
***
Bir başka nokta daha var. Devlet terörle hukuk içerisinde mücadele eder, terör gruplarının hukuku yoktur.
Bu noktanın altını çizdiğinde bile bir sürü suçlamaya yakıştırmaya maruz kalabiliyor insan. Ülkeyi aklınla sevmekle duygunla sevmek arasındaki fark çok kesindir. İşin daha tatsız tarafı duygusuyla sevenlerde de hakim his başkasından nefret etmek.
Türkiye daha çok akılla sevilmeyi hak ediyor her şart altında....