İnanın, olayda kimin haklı olduğunda değilim; dershanelerin sistem içerisindeki yeri ve lüzumu beni fazla ilgilendirmiyor. İhtiyaç ortadan kalkmadan ihtiyaç duyulanı yasaklamanın anlamı veya anlamsızlığı üzerinde durmak da anlamlı gelmiyor. Haberler mi tek taraflı ve çarpıtma, yoksa onlara “Yalan” denmesi mi gerçeklerden uzak, aldırdığım yok...
Beni üzen, kendini ‘Hizmet’ diye adlandırmaya başlamış, kamuoyunun ‘Cemaat’ olarak bildiği oluşum ile iktidar partisinin kendilerini konuşlandırdığı yerler...
Her şeyin seçimlere kilitlendiği bir ortamda siyasi sonuçları olabilecek böyle bir girişimin iktidar partisine bir yararı olabilir mi? Hiç kusura bakılmasın, gözümün önünden soruya cevap teşkil edebilecek bütün ihtimalleri geçiriyorum; hiçbiri bana makul gelmiyor... Dershanelerin illâ kapatılması gerekse bile, şu sıralarda pek çok konuda yapıldığı gibi, bu tasarrufu seçim-sonrasına ertelemek gözüme daha makul görünüyor. Arada geçecek sürede dershane kapatmanın gereklerini topluma —ve tabii bu arada Hizmet’e gönül verenlere de— anlatıp benimsetmek daha siyasi bir tavır olurdu.
Kusura bakmasınlar, ama ‘Hizmet’ hareketi için dershanelerin önemini bilmekle birlikte, hükümetin kapatma ısrarına verilen tepkileri anlamakta da zorlanıyorum. Böyle durumlarda geçmişte çok farklı tavırlar sergilemiş, kendine ve bağlılarına güvenen bir ‘Cemaat’ bu; “Okulları zararlı mı görüyorsunuz; işte anahtarları” denmiş ve karşı-tavırların değişmesi bu sayede sağlanmıştı.
Şimdi ise, bir siyasi tasarrufa sanki siyaseti etkilemeyi amaçlayan tepkiler veriliyor...
Dershaneler kapatıldığında her şey sona erecek, ‘Hizmet’ akamete uğrayacak, yapılanlar boşa gitmiş mi olacak?
Öyle olmayacağını biliyoruz. Dershanelerin yıllardır yürüttüğü faaliyetler önlerine engel çıkartıldığı için sürdürülemeyecekse, onların bir başka ihtiyaca cevap verecek biçime sokulmasıyla pekâlâ yola devam edilebilir ve arada zorunlu oldukları ortaya çıkınca dershanelerin tekrar açılması beklenebilir(di)... Yapılmak isteneni engellemek üzere ortalığın ayağa kaldırılmasının seçilmesi, hiç de ‘Hizmet’ yolu olarak görünmüyor gözüme...
Verilmek istenen, siyasi sonuçlar doğurması beklenen bir mesaj ise, tutulan yol yine pek akıllıca değil... Savaş için daha doğrudan, daha etkili ve daha az yıpratıcı bir konu seçilebilirdi.
Binlerce yıl önce yazdığı ‘Savaş Sanatı’ kitabı günümüzde de kurmayların elinden düşmeyen Çinli Sun Tzu, en doğru yöntemin ‘savaşmadan kazanmak’ olduğunu sürekli vurgular. Ak Parti de, Cemaat de, bugüne kadar kaydettikleri en büyük başarıları, aynı prensibe uygun düşen tutumları sayesinde kazanmadılar mı?
Yoksa ben mi yanılıyorum; aslında iktidar partisi dershaneler konusunda girişimde bulunurken Cemaat’in kaygılarını bilmiyor, Cemaat de Ak Parti’nin Meclis’e sevk etmeye hazırlandığı yasaya bu denli şiddetli tepki verirken muhatabını rahatsız etmeyi arzulamıyor mu? Biliyor ve arzuluyorlar da umursamıyorlar mı yoksa?
Eğer öyleyse, bu yazıyı kıvırıp bir kenara atabilirler...