Evlad-ı Fatihan diyarı Üsküp, Gostivar, Manastır, Kalkandelen, Ohrid'den esen rüzgarlarda nasıl da alçakgönüllü, sessiz, narin bir hasret kokar... Çünkü Rumeli, öksüz kalmış kardeşimiz gibidir bizim. Bir gün yolunuz düştüğünde, niçin Yahya Kemal'in bin özlemle yüklü o meşhur şiirinde, 'kaybolan şehir'dir Rumeli, içiniz kanayarak hissedersiniz... Yitirdiğimiz, sisler arasında geride bıraktığımız çocukluk ülkesi gibidir...
2011'de Cumhurbaşkanımızla – o zamanlar Başbakan'dı - ziyaret etmek nasip olduğunda, şöyle demişti; 'Kalkandelen benim için çok özel anlamlar ifade eder, sırdaşım gibidir, sevincimi de hüznümü de paylaştığım bir yerdir...' Biraz susmuştu sonra da, içinden o güzel beldeye sevgili Rumeli'ye neler söylediğini hiç bilemedik biz, ama onun Rumeli ile dertleşmesi hep hizmetleri aracılığıyla oldu. İmar ettirdiği camiler, külliyeler, hafız mescitleri, okullar, çeşmeler, türbeler ile Osmanlı medeniyetinin mühürlerini yeniden canlandırıp, kandillerini yeniden uyandıran bir lider oldu hep... 'Çok şükür geldiniz...' diyordu oralarda bekleşenler bize. Çok şükür geldiniz...
Türkiye, Rumeli'de, Balkanlar'da, Bosna'da, Kosova'da sadece yıkık minareleri, devrilmiş kubbeleri doğrultmuyordu aslında.. Türkiye beklenendi ve yaralı kalpleri de sağaltandı Rumeli'de..
Kosova Salnamesi'ne göre Kalkandelen 1390 yılında Timurtaş Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusunca fethedilmiştir. Bölge, 500 yıl aradan sonra, 1912-1913'te Sırpların eline geçmiş, hem Birinci Dünya Savaşı'nın hem de ardından gelen İkinci Dünya Savaşı'nın ağır bedellerini ödemiş, rejim kargaşaları ve iç çatışmalarla bugünlere gelmiştir... Anlayacağınız; Şar Dağları'nın kanı hiç durmamış...
Geçen hafta 21 Aralık gününde Türkçe Dil Bayramı'nı TBMM Başkanımız Prof. Numan Kurtulmuş ile kutladı Makedonya Türkleri. 21 Aralık 1944 günü Üsküp'te Latin Alfabesi ile Türkçe eğitimin başladığı gün olarak büyük bir coşku ile kutlanıyor. 1993'ten bu yana da 'Türkçe Dil Bayramı'dır, 21 Aralık tarihi... Kutlu olsun çünkü dil, bir milletin alamet-i farikasıdır.
Üsküp sokaklarında dolaşırken, iki küçük kız ellerinden tutuveriyor Başkan beyin... Başkan, kızlara hediye verilip verilmediğini sorunca kızlardan tarihi cevap geliyor: 'Siz en güzel hediyesiniz, gelmeniz bize en güzel hediyedir' diyorlar...
Sosyal medyada bunu gördüğümde gayrı ihtiyari gözlerimden yaş geldi. Çünkü onlar bizleri çok beklediler, uzun yıllar yollarımızı gözlediler. Bunu kalbimle yazıyorum ki bizleri cidden çok beklediler.
Şimdi Yahya Kemal beyin 'Kaybolan Şehir' adlı büyük şiirine yepyeni bir nazire yazıyor Türkiye'miz.
Artık Üsküp kayıp şehir değil, kavuştuğumuz şehirdir!
'Üsküp ki Yıldırım Bayazıd Han diyârıdır
Evlâd-ı Fâtihân'a onun yâdigârıdır.
Firûze kubbelerle bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle biz'di o.
Üsküp ki Şar-dağ'ında devâmıydı Bursa'nın
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın...'