Geçmişin hayali, şimdi gerçek. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), bu yılın Dünya Enerji Raporu’nda dedi ki: ABD yeni teknolojiyle gaz ve petrol çıkarma işinde koşar adım ilerliyor. Bu gidişle ABD 3 yıl sonra gaz üretiminde Rusya’yı geçer, 8 yıl sonra petrol üretiminde Suudi Arabistan’ı geçip dünyanın en büyük petrol üreticisi olur. 20 yıl sonra da ABD enerjide kendi kendine yeter...
Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörüleri önemli. Bu kuruluş, sanayileşmiş ülkelerin, yani enerji tüketicilerinin danışman kuruluşudur, başekonomisti Fatih Birol’dur. Birol ve ekibi yıllardır enerji piyasasının gidişatını gözler. IEA’nın bu öngörüleri, başka kaynaklarca da teyid ediliyor.
Yani dünya enerji haritası değişiyor. ABD son 100 yıldır enerjiye aç bir ithalatçı. ABD’nin son 100 yıldır dünya stratejisini bu enerji ihtiyacı şekillendiriyor. Dünya siyasetinde olup bitenlerin yüzde 75’i ABD’nin enerji ihtiyaçları nedeniyle yaptıkları ya da yapmadıklarıyla bağlantılı. Enerji ithal etmek zorunda olmayacak bir Amerika, yeni bir dünya demek. Amerika kayayı sıkıp, parçalayıp, içinden gaz ve petrol çıkarıyor.
Enerji piyasasında yaşanan ve dünyayı değiştirecek bu trendi Kasım 2009’da gazetemizde bildirmiştik (Bugünün Boru Hattını Yarına Bırakma, 3 Kasım 2009) ABD’nin yeni teknolojiyle kayagazı denen enerji kaynağını işlemeye başladığını anlatıyorduk. ABD’nin bu işi ilerletip ihracata geçebileceği, enerjide kendi kendine yeten ülke olabileceği o zaman tek tük konuşuluyordu. Şimdi genel kabul görüyor. ABD gazla bu işe başladı. Ulaşılmaz, çıkarılmaz doğalgazı kayadan çıkarmaya başladı. Sonra da aynı yöntemle petrol çıkarmaya başladı. Kayayı sıkıp hem gaz hem petrol çıkarılıyor.
Bu gelişmelerden henüz ABD halkı tümüyle haberdar değil. Yeni bulunan gaz ve petrol henüz günlük hayata yansımadı. Ancak bir-iki yıla etki başlar. ABD bu yeni kaynaklara rağmen yeşil enerji kaynaklarıyla da ilgili.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ekim sonunda Georgetown Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada ABD’nin yeni enerji stratejisi belirlemeye başladığını duyurdu.
Bu durumda yeni enerji gücü ABD’nin dışa bağımlılığını azaltacak, ancak dünyaya ilgisini azaltmayacak. Çünkü ABD enerjide kendine yetse de enerji fiyatı, dünya piyasasında belirleniyor.
Ayrıca ABD belki Ortadoğu petrolüne ihtiyaç duymayacak, ama bölgede enerji gücüyle siyasi etki yapmaya çalışan İran’a ya da Rusya’ya karşı durmayı sürdürecek. Genelde ABD -enerji kaynaklarına sahip diktatörler- terimi kullanıyor. Bu kapsama giren ülkelerden zaten hoşlanmıyordu, aynı tutum sürecek.
ABD ayrıca -enerji tekeli- kalmamasına çalışacak. Rusya’nın Avrupa doğalgazında tekel olmasını önlemek için hem Orta Asya’dan Avrupa’ya bağlantıyı teşvik edecek, hem de Avrupa’ya gaz vermeyi deneyecek.
ABD’nin diğer hedefi, ucuz elektrik sağlayıp önce Latin Amerika’yı, sonra diğer kıtaları elektrik ağıyla donatmak. Elektriği olan ekonomilerin sonra ABD için daha uygun pazar olacağı biliniyor.
ABD dünyada 3 milyar kişinin ocağı-fırını olmadığını görmüş. Dünya nüfusunun yarısı yemeğini açık ateşte, dışarıda pişiriyor. Ocak-fırını olmayan evin mutfağı da yok demektir. ABD bir yandan -Evlere ocak fırın- kampanyası yapıyor. Mutfağa fırın girince, o evin ihtiyacı ve niteliği değişir.
Sonuçta ABD’nin yeni enerji zenginliği ABD’yi dünyadan izole etmeyecek. ABD açık piyasa-açık pazar politikalarını sürdürecek. Rakip ülkelere meydanı-dünyayı boş bırakmayacak. Kendi enerjisini bulan ABD, dünyanın ucuz enerjiye kavuşmasını istiyor. Bu sayede doğacak yeni ekonomilere mal ve teknoloji satmayı planlıyor. Gaz ve elektrik olunca önce ocak-fırın, sonra bilgisayar, akıllı telefon gelir.