Beyinleri boş yalan bakterisini üretip üretip üzerimize salıyorlar. Yaptıkları tek şey heykel, o da hizmetleri gibi hiçbir şeye benzemiyor. Açıp açıp duruyorlar, ya çay altlığı çıkıyor karşımıza ya da muhallebi kasesi. Benzetebildiklerim bunlar.
İki isimde plak döndürüp duruyorlar. Biri Kavala, diğeri Demirtaş. Biri Soros'un aparatı diğeri Kandil'in zılgıtı. Özgürlük istiyorlar, birinci düşünce suçlusu olarak modifiye etmişler diğerini dağların edebiyatçısı.
Yılın belli zamanlarında , uluslararası garezkarların Türkiye sıtması tutunca bunlar da sebilhane bardağı gibi dizilip tekrar ediyorlar. Kavala bakarken zurna olan 10 büyükelti pardon büyükelçi konuşuluyor.
Elçiye zeval olmayan tek şey Türkiye'ye gelecek ziyanı sıvazlamak. Paket halinde Kavala'ya özgürlük istiyorlar. Eski Türkiye'nin genzinde kalan son hırıltıları da görmüş oluyoruz.
Gezide tozutanların kahramanı Kavala neden bu kadar önemli.
Büyükeltiler toplanıp diş göstermeye gidiyor, çektirip geliyorlar anlayacağınız. Persona non kerata. Geçmiş olsun.
Kılıçdaroğlu da Büyükeltilerin küçük eniştesi gibi twitter mantarlığına soyunup bir mesaj paylaşıyor. Bu korumacı , kollamacı , yıkamacı, yağlamacı kısacası vitaminler ve moraller verdiği mesaj bayat hayallerin tezahürü aslında.
Merak eden baksın ..
İktidarın en büyük sorunu "Milli muhalefetsizlik". Soros'un zurnası olmuşlar lakin bu toprakların kavalı gibi poz veriyorlar.
Yalanın iç organı olan bu organizmalara hakikat kadavra olarak bile tenezzül etmiyor.
Nazi Almanyasının şansölyesi Goebbels'in sözlerine tapıyorlar. " Yalanı tekrar ederiz elbet inanan bulunur"
Düştükleri yerin izbeliğine bakar mısınız ? Hitler'in kankasının sözlerini potporik kakalayarak ve gazlayarak ahlak tezgahtarlığı yapıyorlar. İşte yine midemizin almadıklarını aklımıza yedirmeye çalışmayalım diyeceğim anlardan biri.
Fareli sorosun kavalacıları, öyle bakkala gider gibi bakanlığa gidip parmak sallıyor.
Sonra zurna olup oturuyorlar aşağı..
Olan da Kılıçdaroğlu'nun hayallerine oluyor. Suya düşmekten paçaları dar oğlu..