Bütün dikkatlerin Fenerbahçe-Galatasaray derbisine odaklandığı 11. haftanın hakem atamalarında da, hakem yönetimlerinde de ciddi sıkıntılar vardı.
Öncelikle, Galatasaray -Başakşehir maçında Emre Belözoğlu tarafından formasından çekilen, azarlanan ancak korkudan Emre’ye bir sarı kart dahi gösteremeyen Ali Palabıyık’ın hiç bir cezaya girmeden taltif edilerek tekrardan Adanaspor-Beşiktaş maçına atanmasının Türk hakemliği adına utanılacak bir durum olduğunu söylemek istiyorum. Ancak bu atamayı yapan MHK Başkanı’nın bu konuda bırakın utanmayı, Ali Palabıyık’ı ödüllendirmiş olduğunu üzülerek görüyoruz.
Halis Özkahya aylardır sakattı, fiziksel testlerde koşamıyor ve maçlara çıkamıyordu. En son olarak altı ay önce maç yönetmiş olan Halis Özkahya’yı dünya derbisi diye tanıtılan Fenerbahçe-Galatasaray maçına Cüneyt Çakır’ın hastalanması ya da sakatlanması durumunda maçı yönetmek üzere 4’üncü hakem olarak atayan, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu için gülmek mi yoksa ağlamak mı daha iyi bilemiyorum!
Aslında haftanın en çok konuşulması gereken olayı Kasımpaşa -Kardemir Karabük maçında yaşandı. Müsabakanın 13. dakikasında Kasımpaşalı Castro’nun kaleye vurduğu topa Karabüksporlu Biyogo, kolu ile bilerek dokundu ve hakem Serkan Çınar önce düdük çalarak penaltı noktasını gösterdi ancak devamında top Kardemir Karabükspor ağlarına gidince bu kez de dönerek bir düdük daha çaldı ve orta alanı göstererek gol kararı verdi.
Hakem Serkan Çınar’ın yapmış olduğu hareket bir hakem kurnazlığı olup, futbol oyun kurallarına aykırıdır ve kesinlikle kural hatasıdır. Karabük’ün itiraz etmesi halinde bu maçın TFF tarafından kesinlikle tekrar ettirilmesi gerekir.
Bir hakem top oyunda iken bir düdük çaldığı zaman oyun kesinlikle durmuş olur ve hakem oyunu ne için durdurmuş ise oyun tekrar o kararın gerektirdiği şekilde başlamalıdır. Eğer ki hakem kaza ile bir düdük çalmış ise oyun bir hakem atışı ile tekrardan başlar. Burada da gol kararının geçerli olmaması, Kasımpaşa takımının penaltı vuruşu kullanması gerekirdi.
Fenerbahçe-Galatasaray maçını yöneten, dünya hakemi dediğimiz Cüneyt Çakır’ın yönetim tarzını ise hiç beğenmedim.
Disiplin uygulamalarında hiç bir standardı yoktu. İki ayrı hakemin benzer pozisyonlarda farklı kararlar vermesine alışmıştık. Cüneyt Çakır sayesinde ise aynı hakemin benzer iki pozisyonda Tolga Ciğerci’ye sarı kart göstermediğine, Cavanda’ya ise sarı kart gösterdiğine şahit olduk. De Jong’un tüm sertliklerine göz yuman, kendisini tamamen oyundan oyuncu eksiltmemek üzere programlamış, takıma, dakikaya göre kartlarını kullanan bir Cüneyt Çakır izledik ve bu yönetimin adının da dünya hakemliği olduğunu öğrendik!
Cüneyt Çakır yatsın kalksın Fenerbahçe’nin galip gelmiş olmasına dua etsin. Eğer ki o maçta Fenerbahçe puan kaybetmiş olsaydı bugün Cüneyt Çakır ile ilgili çok önemli tartışmalar yaşanıyor olacaktı.