İstanbul’daki Suudi Arabistan başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı, sadece Suudi Arabistan sonrası değil, bölgesel dengeler açısından da milat olacak gibi görünüyor.
Kaşıkçı’nın kaybolduğu gün biri sabaha karşı, diğeri öğleden sonra İstanbul’a inen iki uçağın dönüşte Riyad’a giderken uğradığı Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri durakları olağan şüpheliler listesini açıkça ortaya koyarken, bu liste açısından da sonun başlangıcına işaret etti.
Suç ortaklığı/kardeşliği formatında devam eden Suudi Arabistan-Mısır-BAE-Bahreyn cephesine İsrail-ABD tarafından verilen destek, atılan format da hiç bu kadar elleri kirli bir şekilde yakalanmamıştı.
Bu yazıyı yazarken Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda yapılacak olan olay yeri incelemesi için yola çıkılmıştı ancak aramaya ilişkin bilgiler ajanslara yansımamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suud Kralı Selman tarafından Pazar akşamı aranması ile Suudi Arabistan, başkonsoloslukta detaylı olay yeri incelemesine kapıyı araladı.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın emriyle gerçekleştiği anlaşılan ve tüm detaylarına ilişkin delillerin Türk makamlarının elinde olduğu bilinen olay, eğer Suud makamları aklı başında adımlar atmazsa Riyad’ın geleceği açısından belirleyici olacak. Sorumluların bulunması ve cezalandırılmasının sağlanması Riyad’ın hayrına olacak.
Arap ülkelerinin Riyad’a destek açıklaması yaptığı, İngiltere-Almanya ve Fransa’nın ortak tutum aldığı olay, Suudi Arabistan’da son bir yılda veliaht prensin uyguladığı politikalara yönelik tepkiye de görünülürlük sağlayacak ve alan açacak.
Riyad için ok yaydan çıkmış gibi görünüyor. Mızrak çuvala sığmıyor.