Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta iki defadır Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığına bir kaset komplosu ile geldiğini hatırlatıyor.
Deniz Baykal’a komplo yapanın FETÖ olduğu ve talimatı doğrudan Pensilvanya’dan Fetullah Gülen’in verdiği, şu günlerde devam eden yargılama ile ortaya çıkarıldı.
Deniz Baykal’ın tek aday olduğu bir kurultaya giderken, değişmesi birden devre dışı kalması ve ismi genel başkanlık için hiç geçmeyen Kılıçdaroğlu’nun, onun koltuğuna oturması, siyasî hiçbir analizle izah edilemez.
Bu konuda en temel soru şudur: Baykal neden gitti, yerine niye Kılıçdaroğlu tercih edildi?
Baykal neden gitti sorusunun cevabını, 24 Ocak 2017’de Akşam gazetesine konuşan CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen verdi:
“ABD’nin Deniz Baykal’dan rahatsız olması 1 Mart tezkeresiyle zirve yaptı. Amerika rahatsız olunca muhalefeti değiştirmeye karar verdiler.
(Yazdıkları senaryoda) Baykal istifaya zorlanacak. Bunu yazdıkları tarih ise Ekim 2008. 60-70 sayfalık bu raporu, 2009 başlarında bana getirdiler.
“Bu raporları hem Deniz Baykal hem de Kemal Kılıçdaroğlu’na okuttum. Kemal Bey, ‘Aaaa öyle mi?’ diye tepki gösterdi.
“Kaset komplosu yokken belgeler vardı. Orada, dönemin Amerika Büyükelçisi, ‘Bütün kötülüklerin sebebi Deniz Baykal’dır. Onun için Baykal gönderilmelidir. Yerine de makul biri getirilmelidir” deniliyor. Daha sonra Hillary Clinton bir telgraf gönderiyor ve Kılıçdaroğlu’nun adını zikrediyor. Bu telgraftan anlıyoruz ki Amerika, Türkiye için yeni bir muhalefet lideri arayışına girmiş…
“Bu gelişmelerden sonra muhalefette bulunan partiler kaset skandalıyla çalkalandı. Bu kasetlerin arkasında yabancı devletlerin olmadığını söylemek gerçekçilikten uzaktır.”
7 Mayıs 2010’da Deniz Baykal kasetinin yayınlandı ve 22 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu bir anda CHP’ye Genel Başkan oldu…
Bu sütunda defalarca, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye desteğini yazdım.
Kısaca;
1. MİT krizinde (26 Ocak 2012): Fetullah Gülen’in ABD’deki tayfasından Faruk Taban ve mahrem imamlarından bir ekip, Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Bu görüşmeden bir gün önce, Kemal Kılıçdaroğlu; “yargıda cemaat kadrolaşması var, diyemem” demişti.
2. Gezi kalkışmasında (18 Mart 2013): Fetullah Gülen’in davet ettirdiği CHP heyeti, ABD’den Türkiye’ye döndü. Heyete başkanlık eden Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın şu açıklamayı yaptı: “Washington’da AKP’nin, ‘demokrasi için kontrol edilmesi gereken bir güç’ algısı oluşmuş…”
20 Mayıs 2013’te Gezi kalkışmasından bir hafta önce (27 Mayıs’ta) Kılıçdaroğlu Aydın’da konuşuyor. “Bu hükümete saldıracağız ve bu hükümeti düşüreceğiz.”
3. 17/25 Aralık darbe teşebbüsünde: (2 Aralık 2013): FETÖ’nün 17/25 Aralık siyasî darbe teşebbüsünden 15 gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu FETÖ davetlisi olarak Washington’a gidiyor. Dönüşte, Kılıçdaroğlu, Samanyolu TV’de “Erdoğan yurt dışına kaçacak ama yakalayıp getireceğiz” diyor.
Daha sonra MİT tırları ihanetindeki Türkiye’yi dışarıya jurnalleme rolü var. Ve 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü için Kılıçdaroğlu’nun sürekli “kontrollü darbe” diyerek hükümeti/devleti hedef göstermesi var.
NEDEN KILIÇDAROĞLU TERCİH EDİLDİ?
ABD, Kuzey Suriye’de 50 bin tır silah desteği ile PKK’ya terör devleti kurdurmaya çalışıyor.
İçeride ne oluyor?
PKK’nın partisi HDP, Kılıçdaroğlu’nun himayesinde kilit parti haline getiriliyor, İP, SP, Davutoğlu ve Ali Babacan bu projeye dâhil ediliyor.
Kılıçdaroğlu dışında, HDP’yi bu şekilde sahiplenmeyi hiçbir CHP Genel Başkanı yapamazdı/yapmazdı.