Deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynayan, pozisyona giren, kademe hatası yapmayan mücadeleci futbol sergileyen bir Beşiktaş seyrettik. Ama futbol acımasız; pozisyonları değerlendiremeyen Beşiktaş çok basit bir golü kalesinde gördü. Tolga o şutu çıkaracak kalitede bir kaleci ama bence oyuna daldı ve durduğu yeri kaçırdı.
26’ncı dakikada golü yemesine rağmen Beşiktaş gurur verici bir oyun sergilemeye devam etti. Hele 32’nci dakikada topun kaleye girmemesi tamamen şanssızlıktı.
Gökhan sağdan, Olcay soldan Tottenham savunmasını ilk yarı boyunca epey hırpaladı. Demba Ba sağa sola koşarak arkadaşlarına boş saha bıraktı ama arkadan çok destek gelmedi. Oynanan futbola göre ilk yarının skoru 3-1 Beşiktaş lehine olmalıydı ama futbol bu iyi olan değil atan skoru değiştiriyor.
İlk yarının özeti pozisyona giren Beşiktaş golü atan Tottenham oldu denebilir.
Beşiktaş iyi oyununa devam etti hatta Tottenham’ın Fransız kalecisi adeta yıldız oldu. İnanılmaz kurtarışları ile takımının gol yemesini engelledi. Veli, Sosa ve Atiba ikinci yarı daha etkili oldu. 70’inci dakikada Tolga yediği golün çok daha tehlikelisini nefis kurtardı. Dakika 76, 9 atak 6 gol posizyonu ve Fransız Lorinz harikalar yarattı ama gol yok!
Beşiktaş normal yollardan atamadığı golü 88’de penaltıdan Demba Ba ile buldu.. İşte futbol bu.. 3-4 yapacağın maçı penaltıdan ve beraberlikle tamamlıyorsun.
Beşiktaş Avrupa’da hakikaten çok iyi futbol oynuyor. Klasik bir kadrosu var. Biliç çok oynamadan aynı kadroyu kullanmaya çalışıyor. Bence Beşiktaş’ın en büyük artısı da bu oluyor.
Avrupa futbolu ile aramızda en büyük fark onlar topu kazandığında rakiplerinin toparlanmasına izin vermeden son süratle karşı kaleye gitmeye çalışiyorlar, biz ise pas pas pas yapıyor ve rakibin toparlanmasına müsade ediyoruz.
Sebep cesaret noksanlığı, kaptırırsak geri nasıl döneriz düşüncesi.
Bu düşüncenin ilacı, beyinde oynamaktan başka hiç bir şey olmaması!!