Sen meşin top peşinde bedel üstüne bedeller kazandığın, şan şöhret kazandığın yıllar boyu,birileri maddi manevi bedeller ödeyerekmillet ve büyük medeniyet davasının şahlanmasıadına kültürel ve zihniişgali bitirmek için gecesini gündüzüne katarak koştu, didindi çalıştı…
O zor geçen yıllar boyunca Muhterem hocaefendi siyasi arenada millet menfaatine gayret gösterenlere hiç pas vermedi ve kendince mantıklı olduğunu düşündüğü bir şekilde “siz ufak partisiniz”“oyları bölüyorsunuz”, milletin maddi manevi gücünüisrafediyorsunuz diye hem horgörüyor hem de ötekileştiriyordu o yiğitleri, kardeşim Hakan…
Muhterem Hocaefendisonraları millete kumpas kuran fötr şapkalı Morrison’a sempati duydu, destek verdi…
Muhterem Hocaefendi, Merve hanım meclise girdiğinde, Allah korusun işgal ordusu askerleri meclisi bassa beklide gösteremeyeceği tepkiyi gösteren Karaoğlan’a sempati duydu ve destek verdi. Dostların gönüllerinin üzerinden silindir gibi geçerek ezdi ve hatırlarda derin izler bıraktı…
Sevgili Hakanım, 2000’li yıllarda, günahsızbiçare okumak isteyen kızçocuklarımıza ve imam Hatip talebelerine “örümcek kafalı” diyen Onbaşı Mesut, Başörtüsü problemini ben çözerim diye milleti kandırıp oylarını alarak meclise gelip başörtüsünün bağını çözerek milleti “keriz” yerine koymaktan çekinmeyen “milletçi” Bahçeli, koltuğun kenarına ukalaca oturmuşABD başkanının karşısında el pençe divan tirtir titreyerek duran Ecevit’le birlikte el ele Cumhuriyet tarihinin en berbat ve onursuz yönetimini sergilediler, bilirsin..! O tufanda sen de çok zararlar görmüşsündür muhtemelen..!
İşte o tufandan sonra bütün siyasi oluşumlar derin yara almıştı ülkede, Milleti “savunan adam” diye hatırlanan Erbakan Hoca terletilirken, demokrasiyi katleden eşkıyalar karşısında sessiz kalan korkaklar cenabı hakkın sillesini yemiş perişan olmuşlardı… Ortada destek verip faydalanılacak bir parti kalmamıştı..!
Sevgili Hakan, Muhterem Hocaefendi, çok haz etmese de, gayet temkinli bir şekilde yaklaşarak, siyasete yeni bir soluk ve heyecan getiren Tayyip Erdoğan’a destek verdi..!Çocukluk yıllarımdan beri tanıdığım kadarıyla ve son kumpasların ışığında değerlendirdiğimde bu destek alternatifsizlikten ve kullanma ümidinden kaynaklanıyordu..!
Sevgili Hakan,Uzun yıllar ülkeyi perişan eden vesayet sistemi dik duruşlu Başbakan ve onungöreve getirdiği kadrolarlabirlikte derdest edildi..!Başbakan kendisine tahsis edilenzırhlı aracını bile o soruşturmaları yürüten savcıya verecek kadar yakın destek vermişti, hatırlarsan..!
Vesayet sisteminin elemanları etkisizleştirilince, kerameti kendinde gören bir kısım başka otoriteye bağımlılar, devletin etkili olarak düşündükleri bütün kurumlarınıele geçirip paralel devlet kurma içine çeşitli kumpaslara girdiler..!
Mit olayında Başbakanı esir almak istediler, olmadı..! Milli iradeyi yok sayan bu yeni yapılanma son yıllarda, sahip olduğu medya imkânlarıyla her vesile hükümeti aciz göstermekten geri kalmadı.
Sevgili Hakan, sen milletin vekilisin.Biran evvel halledilmesi gereken bir problem olmasına rağmen,içinde görev yaptığın partinin dershanelerle ilgili acil ve hemen gündeme alacağı bir çalışma var mıydı..?
AmaMuhterem Hocaefendi’ninsohbetlerindesamimi insanlarınmaddi imkânlarıyla,aşkla kulaklarından sıyırdıkları küpeleri,bileklerinden sıyırırken kanlananbilezikleriyle kurulan medya organları dershaneler le ilgili birtaslaktantanası çıkardı!Arşimet gibi ortaya atılıp çok önemli bir seçim sürecinde gündemde feryadıpatlattı..!
Fakat dik duruşlu Başbakan bunuda fark ederek kumpasa gelmedi..!İşte sen oradaofsayta düştün,maalesef..!
Bunun üzerine istifa ettin ve sana cidden çok değer veren, farklı kulvarlarda çeşitli kumpaslarla uğraşan Başbakan’ı yolda bıraktın..! Hemde ağır bir şekilde Başbakan’ı itham eden o açıklama metnini aç kurtlar gibi bekleyen medyatörlere servis ederek..!
Sen “meseleyi sadece dershane” mi zannetmiştin hakikaten.!
Şimdi mesele biraz daha şekillendi. Artık mızrak çuvala sığmıyor, Hakan kardeşim…
Milleti üşümesin, elektriksiz kalmasın, sanayi durmasındiyeucuz doğal gaz ve petrol tedarik etmeye çalışan bir Başbakan’a kurulan kumpası fark etmişindir, herhâlde..!
Hani istedikleri ülkeye ambargo koyan, onlarla değil bizimle çalışacaksın diyen dünya kabadayıları var ya işte onlar,Milletine, Başbakanına ve sana kumpas kurdular.
Yoksa sen şimdi, 20 yıldır tanıdığın Muhterem Hocaefendi gibi meseleyi sadece “Yolsuzluk” mu zannediyorsun..!
Sevgili Hakan, bütün samimiyetimle ve inanarak söylüyorum ki; Ne kadar saygı duysan da Muhterem Hocaefendi gibi hop oturup, hop kalkıp, içinde Sn. Başbakan’ın olduğu, içinde birlikte çalışıp yakın tanıma fırsatı bulduğunmilletvekili arkadaşlarının olduğu, içinde seni sırtlarında taşıyan teşkilat mensuplarının olduğu, içinde Akparti ’yeoy vererek iktidarda tutan milyonların olduğu insanlara,en sarhoş kafayla bile edilemeyecek o bedduaları senedemezsin, etmezsin..!
Sen kardeşim, yakından tanıma fırsatı bulduğun vatanını milletini seven ve o uğurda gecesini gündüzüne katan bu insanlara sıradan bir insanın bile ağzına almayacağı sözlerle hakaret edemezsin..!
2011 Haziran genel seçim çalışmaları esnasında biraz daha yakından tanıma fırsatı bulduğum kadarıyla senin suyunda beddua, hakaret, kumpas kurmak, kumpasçılara yataklık yapmak yok..! Hele millet ve adamlarına..!Seni milletine ve değerlerine sadık birisi olarak tanıdım…
Sevgili Hakan,bu son süreçte“yolsuzluk” tantanasıyla son bir haftada 20 milyar doların üzerinde büyük bir milli zarar oluştuğunu duymuşsundur. Önümüzdeki süreçte bu rakam nerelere gider hesap edilemez..!
Yani bu tantanacılar, TürkiyeCumhuriyeti vatandaşı olan, her yeni doğanından ölüm döşeğinde olan ferdine kadar 550 lirasını çaldılar..!Bu maddi bedelle birlikte hiç bir hesap makinasının hesap edemeyeceği siyasi sonuçlara ve kırılan kalplerin bedeline asla ortak olamazsın..!
Seni tanıdığım kadarıyla bu haksızlıklara, mesnetsiz iftiralara, hasmane tavırlara ve kumpaslara karşı dilsiz şeytan olamazsın..!
Hakanım,İstifa etmiş olsan da 2,5 seneden fazla bir süre milletvekili olarak görev yaptığın Akparti’nin Gn.Başkanı ve Başbakanıhedefleyen kumpasta, haksızca ve usulsüzce sabaha karşı evine baskın yapılarak gözaltına alınan Fatih Belediye başkanına bir geçmiş olsun ziyareti yapmanı tavsiye ediyorum..!Mustafa Demir’inbaskın öncesi yaşadığı enteresanlıklar ve baskın esnasında evinde, soruşturma sürecinde emniyette, adliye sürecinde kendisinin ve aile bireylerinin yaşadıklarını dinlemeni önemle tavsiye ediyorum..!
Millete ve Adamlarına Kurulan KUMPAS’ın çirkinliğini ve BOYUTLARINI çok daha iyi anlayacağını zannediyorum..! Allah cc. Hepimize Feraset versin..!
Hocamızın,Senin ve Ümmetin ocağına RAHMET ve BEREKET yağsın..!