Bir dizi yayından kaldırılınca oyuncular ya da seyirciler final kararı alan kanala ya da gruba kızarlar mı? Genelde böyle olur. Hele final bölümünde reyting sistemine ince göndermeler yapıldıysa. Ama her zaman böyle olmuyor.
Mesela Kardeş Payı’nı ele alalım. Dizinin önemli isimlerinin de içinde olduğu Mizah Festivali’nin sponsoru Doğuş Grubu medya şirketleri oldu.
Ahmet Kural ve Murat Cemcir bildiğimiz halleriyle basın toplantısına katıldılar, sahneye de öyle çıkacaklardır.
Seyirci kanala kızıyor, kararın altında başka sebepler arıyor olsa da durum Doğuş Grubu açısından öyle değilmiş. Aksi olsa, siyasi olarak sahnesi sert geçecek bir festivalin medya sponsoru olmazlardı.
Seyirci zaman zaman duygusal tepkiler verir ama bu noktada oyuncuların durdukları yerin ne olduğuna bakmak lazım...
İyi bir iş daha...
Mesut Yar, CNN-Turk’te Sezen Aksu’yu konuk etti. Televizyonculuk açısından iyi iş.
Bazı konuklar vardır ki, onların sadece stüdyoya gelmiş olmaları bile başlı başına bir olaydır. Sezen Aksu o konuklardan biridir ve uzun zamandır da ekranda olmamayı tercih ediyordu.
O yüzden yayıncılık açısından iyi bir iş dedim. Daha önce yazmıştım, Mesut Yar, CNN-Turk’te zor işler başarıp, çıtayı yükseltiyor. Sezen Aksu konuk olunca çıta daha da yükseğe çıktı...
Modası geçince...
Bir sezonda yıldızı parlayıp da aynı sezonda baş aşağı giden nadir işlerden birisi Bu Tarz Benim...
İş öyle bir karmaşık hale geldi ki zaten yarışma aynı isimle devam edemiyor bile. Formatla biraz oynandı ve adı Benim Stilim Oldu.
Şu an Tv 8’de ve yarışmaya, jüri üyelerine ya da yarışmacılara dair tek bir haber bile çıkmıyor.
Geriye kalan ne derseniz, geriye kalan Ciner Grubu’nun Acun Ilıcalı hakkında yaptığı olumsuz haberler. Buna karşın da açılmış davalar var ve savaş hali var.
Doğrusunu isterseniz aynı sezonda bir program bu kadar çok çıkmamış bu kadar çabuk da geri gitmemişti. Kimseye yar olmadı denir ya, tam da böyle oldu Bu Tarz Benim’in sonu...