Tüm engellemelere rağmen (Hatırlayın, Recep Tayyip Erdoğan, “Milli Eğitim Bakanı yaptıklarıma dershaneleri kapattıramadım” demişti) dershanelerin kapatılacağı kararı alınmasıyla Fethullahçı Terör Örgütü’nün açıktan Erdoğan’a saldırıları da başlamıştı.
Hâdiseyi sadece bir dershane tartışması olarak görenler, “Kardeş kavgası olmasın” diyorlardı. Bu kavgada Recep Tayyip Erdoğan’a destek verenler de “kardeş kavgasını körükleyenler” olarak yaftalanıyordu. Oysaki mevzu ‘basit’ bir kardeş kavgası değildi. Derinlerde bir yerlerde istiklâl savaşı veriliyordu.
Recep Tayyip Erdoğan, “Fethullahçı Terör Örgütü” dediğinde ilk itiraz Ak Parti’nin içinden gelmişti; “Muhabbet tellallarına nasıl terör örgütü denir” diye... Erdoğan’ın ısrarla “FETÖ” demesine rağmen bunlar da aynı ısrarla “FETÖ” demiyorlardı. Tâ ki 15 Temmuz işgal teşebbüsüne kadar; hoş bazıları hâlâ demiyor, dikkat ediyor musunuz?
Yüzlerce insanımız şehit, binlercesi de gazi olduktan sonra FETÖ’yü keşfetmenin cemiyet için bir faydası olmasa da kişiler nezdinde büyük faydası var!.. Gördüler, Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ’yle mücadelesinin ‘basit’ bir kardeş kavgası olmadığını...
15 Temmuz gecesi işgalcilere direnen Müslüman Anadolu halkını yargıdan muaf tutacak Kanun Hükmünde Kararname yayınlandı. Aslında bu kararnameyi yayınlamak züldür. Ne demek, yarın bir gün işgalciye diren halkı yargılayabilirler diye şimdiden önlemimizi alalım; zamanında işgalciye ve destekçilerine hakettikleri cezalar verilseydi kimsenin aklına da halkı yargılamak gelmezdi!..
KHK’ya FETÖ/CHP’nin yanı sıra, her daim kaygılı Abdullah Gül de itiraz etti. Gül’ün bu son çıkışına Cumhurbaşkanı Erdoğan Gül’ün geçmişte yaptıklarını da içine alan şu sözlerle cevap verdi: “Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz… Bizi şaşırtan hiç beklemediğimiz gelişmeler var. Bu husumet kervanına dava arkadaşlarımızdan bazılar katıldı, katılıyor. Yazıklar olsun! Biz fazla bir şey söylemeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinin ardından, tıpkı geçmişte olduğu gibi “kardeş kavgası yapmayın” diyenler türedi. Ortada kardeş kavgası falan yok. Aşağıda yazacağım iki cümlenin izini takip ederseniz, neyin kavgasının verildiğini de anlarsınız:
“Bizim Ak Partiyle sorunumuz yok, sorun Erdoğan!”
“Ahmet Davutoğlu Başbakan olarak kalsaydı 15 Temmuz olmazdı!”