Abhazya, Kuzey Kafkasya’nın anahtarıdır. Karadeniz’e sahili olan önemli belde. “Tek kuşak, tek yol” projesinin kilit noktalarından biri. Karadeniz’in ehemmiyetini anlatmama gerek yok sanırım. ABD’nin genişleme planlamaları içinde yer alan en önemli odak noktası olması sebebiyle, Gürcistan üzerinden inşa edilen genişleme planlaması, Rusya-Gürcistan arasındaki kısa da olsa savaşa neden olduğunu unutmadık! Rusya’nın bu gerilim dönemlerinde nasıl agresif tavra sahip olduğunu da, Gürcistan müdahalesinde görmüş olduk.
Kafkasya’da en ciddi etken diaspora gücü olan yapının, Ermeni diasporası yapısı olduğu sır değil! Bazen hafife alıyoruz farkındayım. Lakin gidişatı, demografik verilere ve odaklara bakarak yorumlamamız lazım.
Kuzey Kafkasya’nın tüm sahil boylarına dikkat ettiğimizde, ciddi diaspora gücünü görmemiz mümkün. Bu durumda, o sahil kentlerinin vali ve müdürlerinin bile belirlenmesinde diasporanın gücü devrededir. Yumuşak ve sessiz. Ermeni diaporasının en güçlü yapılandığı ülkelerin başında Rusya gelmekte.
Ve Rusya’nın yönetiminde de, stratejik yerlerinde de etkileri hayli fazla. Rusya’nın geleneksel siyaset anlayışı değişir mi? Kökten değişmez, lakin burada çok kritik nokta var. Türkiye ile ilişkilerde bu küçük odakların harekete geçmesi büyük tahribatlara yol açtı geçmişte. Kafkasya sadece Rusya için değil, Türkiye için de derin konudur. Rusya’daki anayasa değişimi teklifi ile birlikte Putin, hükümet üyelerini de değişmiş oldu. Özerk bölgelerin başkanlarının değişimi söz konusu. Çeçenistan Başkanı Kadirov’un istifasını bu kapsamda değerlendirmek lazım. Çeçenistan içinde ve dışında güçlenen Kadirov, gönderildi mi? Tabii ki ileride Kadirov’u Moskova’da daha önemli görevde görme ihtimali de söz konusu olabilir. Lakin anlaşılan burada esas mesele, Kafkasya’daki güç birikimini Rusya kendi kontrolünde dağıtma peşindedir.
Abhazya konusuna Karadeniz perspektifinden baktığımızda çok kritik etki gücüne sahip olduğunu görebiliyoruz. Türkiye’de yaşayan Abhaz kökenli nüfusun olduğunu herkes bilmekte. Bunlardan on bini aynı zamanda Abhaz vatandaşıdır.
Abhazya içerisindeki seçimlerde iştirak konusu, Gürcistan açısından değerlendirildiğinde vahim durur gibi olabilir. Lakin Abhazya içindeki dengelerin korunması, Karadeniz genelindeki dengeler açısından kritik olabilecek ileride.
Geçtiğimiz günlerdeki seçimlerde Abhazya’daki taraflar arasındaki fark 999 oldu. Yani Türkiye’deki Abhaz kökenli ikili vatandaşlığı olanların oy kullandığı taktirde, bunun ciddi siyasi etkisini oluşturmuş olacağını da göz ardı edemeyiz. Gürcistan’ın toprak bütünlüğü konusu “vazgeçilmez konumuz” olduğunu bilmekle birlikte, elimizdeki tüm kozları da zamanında devreye sokmanın ne kadar hayati olduğunu Akdeniz’deki gelişmelerde anladık. Libya’daki konumumuz, Suriye’deki tutumumuz, Rusya ile ilişkilerle birlikte farklı yönden pekiştiği açıktır. İşte her daim Rusya üzerinden hareket etmemek için Karadeniz’deki kozlarımızı, ileride olması mümkün durumlar için hazırol’a getirmemiz şarttır. Bu Gürcistan’ın da menfaatini kapsayacak içerik taşıyabilir.
Abhazya konusu belki bugünkü konjonktür şartları ile bakıldığında, “nerden çıktı” sorusu ile süslenebilir. Lakin Libya konusunda olduğu gibi, önceden hesap kitap yapmanın, devlet aklının uzun vadeli planlamaları, olay olduğunda değil, olmadan önce hazırlık aşaması geçirdiğinde daha etkili olabiliyor.
Karadeniz, en az Akdeniz kadar hayati önem arz ediyor. Buraların ısındırılacağı açıktır! Türkiye içindeki Abhaz kökenli Türk vatandaşlarının akrabaları ile ilişkilerini derinleştiren mekanizmanın devreye girmesi, ileride sanıldığından daha fazla fayda sağlayacağı açıktır. Gürcistan’ı devre dışı bırakmadan, bu ilişkilerin nasıl şekillenmesi gerektiğini, devlet dışı aktörler üzerinden sağlamak yerinde olur. Lakin şu bir gerçektir ki, içinde bulunduğumuz çağda maalesef uluslararası ilişkiler mekanizması, elindeki kozların sayı ve gücüne göre şekillenmekte, hukuk ise sadece ona süs vermekte!