Bu hafta vizyona giren Self/less ölümden kurtulmak için bilincini, parasıyla satın aldığı sağlıklı bir vücuda taşıyan zengin iş adamının hikayesini anlatıyor. Tartışma yaratacak bir yapım...
Bir filmin söyledikleri, izleyicinin durduğu yere göre beğeniliyor veya reddediliyor. Bu hafta vizyona giren Self/less, bu anlamda tartışma yaratacak bir film. Eleştirimize başlamadan önce kısaca filmin konusuna değinmekte fayda var. Milyarder inşaatçı Damian Hale, ölümcül bir hastalığa yakalanır. Bilincin başka bir bedene nakledilme işlemi olan ‘Deri Değiştirme’ adındaki, onun için zamanı geriye döndürecek bir tıbbi müdahaleyi uygulamaya kararlıdır. Bilinci, kendisinden epey genç bir adamın bedenine nakledilmektedir. Damian kendine geldiğinde gençliğin zevklerine geri dönmenin heyecanını yaşar. Fakat bu keyif fazla sürmeyecektir, Damian işlemi yapan doktorun verdiği ilaçları içmediği vakit garip rüyalar ve hatıralar görmeye başlar. Doktor işlemden önce bu vücutların laboratuvarda oluşturulduğunu söylese de Damian gelen görüler doğrultusunda, bilincinin taşındığı vücudun daha önce bir yaşamı olduğunu anlar. Bundan sonra işler karışacaktır. Vücudun nasıl bulunduğu ve onun da bir hayatı olduğu gerçeği Damian’ı hiç de hoş olmayan seçimler yapmaya zorlar.
GENÇ DAMIAN ÇOK BAŞARILI
Gelelim eleştirilerimize... Öncelikle Damian karakterini canlandıran Ben Kingsley az rol almasına rağmen son yıllardaki en iyi performansını sergilemiş. Damian’ın genç vücudunu ise Ryan Reynolds canlandırıyor. Reynolds, son dönemlerde en sevdiğim isimlerden. Hem fiziği hem oyunculuğu üst düzeyde. Başarısını bu filmde de tekrarlıyor. Tabii beyazperdenin gerçekten güzel kadınları ve yakışıklı erkekleri sevdiğini de söylemeliyim. Reynolds bu anlamda da çok şanslı. Performansları böyle geçersek filmin yönetmeni Tarsem Singh’e gelebiliriz. Filmin hikayesi kapitalizmin karanlık yüzünü ortaya çıkarmak için çok müsait. Zengin bir adam kanser oluyor ve ölmek üzereyken milyar dolarlar harcayıp bir başkasının vücuduna bilincini taşıyor. O bir başkası da ölmekte olan kızının tedavisi için gereken parayı denkleştirmek adına vücudunu satmış. Fakat bu kadar kesin çizgilerle belli olan göndermeleri yönetmen almış yumuşatmış da yumuşatmış. Bir kere zengin Damian bu işe girerken şirketin başındaki doktor yedek vücudun bir insan olmadığını ve kendilerinin ürettiğini söylüyor. Neden? Ölmek üzere olan Amerikan kapitalizminin başarılı bir ismi “A başka insanın vücudunu kullanmanız etik değil, ben ölsem de olur?” mu diyecek. Buna mı inanacağız yani!
YİNE BİR SİSTEM GÜZELLEMESİ
Filmin başından itibaren Ben Kingsley ve Ryan Reynolds’un canlandırdığı Damian karakterinin hırslı ve başarılı bir adam olduğu söyleniyor, bu anlamda çok kötülükler yaptığı ima ediliyor. Ama bu imalar o kadar gelişi güzel ve inandırıcılıktan uzak ki. Biz sadece Damian’ın çok çalıştığı için kızının küçüklüğünde yanında olamadığını görüyoruz. Ne işsiz kalan insanlar var ortada, ne düzeni parasıyla manipüle ettiği... Yani aslında bu karakter yönetmen tarafından güzelleniyor. Peki bu karakter filmde kimi ifade ediyor? Amerikan kapitalist sisteminin tam bir ifadesi var bu karakterde. Yönetmenin karakter üzerinden yaptığı bütün göndermeler ve koruma amaçlı tercihler aslında sistemi savunmaktır. Üstelik final bütün bu dediklerimi daha da abartıyor. Hadi diyelim filmin başkarakteri Damian’ın izleyici tarafından kabul görmesi için yönetmen böyle bir yol seçti, peki Damian’ın ortağı Martin için ne diyeceğiz? Martin de aynı Damian gibi bir iyilik meleği. Aynı bilinç taşıma işlemini ölmekte olan oğluna da yaptırmış olan Martin filmde bütün riskleri göze alıp Damian’ı koruyor. Bakın şu işe ki o da vücutların laboratuvarda geliştirildiğini sanıyormuş. Kısacası Tarsem Singh teknik olarak çok iyi bir yönetmen. Reklamdan ve müzik kliplerinden gelme tecrübesini filmlerde çok iyi konuşturuyor. Ama siyasal olarak benim hiç de hoşlanacağım bir bakış açısına sahip değil. 24 yaşına kadar Hindistan’da yaşamış bu yönetmenin kraldan daha kralcı bir bakış açısıyla ABD sistemini güzellemesi insanlık adına canımı acıtıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı:
Self/less
Yönetmen: Tarsem Singh
Senarist: David Pastor
Oyuncular: Ryan Reynolds, Ben Kingsley, Matthew Goode, Natalie Martinez
Yapım: 2015, ABD,
116 Dak.
VİZYONDAKİLER
Ayı Teddy 2
John ve Ted, Boston’da yaşamaktadır. John artık bekâr olsa da Ted, Tami - Lynn ile düzenli bir hayat kurmuştur. Evlilik sorunları yeni evlileri etkilemeye başlarken Ted ve Tami-Lynn, bir bebek yapmaya karar verirler. Massachusetts Eyaleti, Ted’in bir insan değil de bir mal oluğunu, bundan dolayı da evlat edinmeye uygun olmadığını beyan ettiğinde umutları yıkılır. Öfkeli ve kederli olan Ted, en iyi arkadaşından rica eder, hükümete dava açmasını ister.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Ted 2
Yönetmen: Seth MacFarlane
Senarist: Seth MacFarlane Oyuncular: Mark Wahlberg, Amanda Seyfried, Morgan Freeman, Jessica Barth
Yapım: 2015, ABD, 115 Dak.
YÜZÜNDEKİ SIR
2. Dünya Savaşı sonrası toplama kampından yüzünde tanınmayacak yaralarla kurtulan Nelly, ameliyat geçirerek yeni bir yüze kavuşur. Bu süreçte yeni bir hayata başlamayı reddeder ve Berlin’de kalarak hakkında duyduklarına inanmak istemediği eşi Johnny’i aramaya karar verir. Karşılaştıklarında eşi Johnny, Nelly’yi tanımayacak ve ondan hayatını alt üst edecek şaşırtıcı bir istekte bulunacaktır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Phoenix Yönetmen:
Christian Petzold Senarist: Christian Petzold
Oyuncular: Nina Hoss, Ronald Zehrfeld, Nina Kunzendorf, Michael Maertens Yapım: 2014, Almanya, Polonya, 98 Dak.
Tehlikeli Oyun
Çölde avlanmak isteyenlere rehberlik hizmeti veren Ben, bir gün başarılı bir iş adamı olan Madec tarafından küçük bir av gezisine rehberlik yapması için tutulur. Fakat Madec yanlışlıkla çölde gezen birini öldürünce, Ben bu cinayetin açığa çıkmasını istemeyen Madec’ten kaçmak zorunda kalır. Sıcaklığın 50 dereceye kadar çıktığı çölde kedi fare oyunu başlamıştır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Beyond The Reach
Yönetmen: Jean Baptiste Leonetti
Senarist: Robb White
Oyuncular: Michael Douglas, Jeremy Irvine, Hanna Mangan Lawrence, Ronny Cox
Yapım: 2014, ABD, 91 Dak.
Siccîn 2
Hicran ile Adnan mutlu bir evlilik sürdürürken iki yaşındaki oğullarını bir kaza sonucunda kaybedince hayatları alt üstü olur. Aynı evde yaşamaya devam etseler de artık iki yabancıdırlar. Hicran bunun üstüne bir de açıklanması mümkün olmayan olaylar yaşamaya başlayınca psikolojisi daha da bozulur. Sonunda bir Hoca’ya gider ve ikinci kanından bir kadının ona farklı bir büyü yaptırdığını öğrenir.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Alper Mestçi
Senarist: Alper Mestçi
Oyuncular: Şeyda Terzioğlu, Bulut Akkale,
Ece Edibe Baykal, Reyhan İlhan
Yapım: 2015, Türkiye
Antikacı
Aile içinde oynanan küçük kıskançlık oyunları büyük bir trajediye sebep olur ve aile reisi Ertan intihara teşebbüs eder. Komada hastaneye yetiştirilmeye çalışılırken, yolda hayal meyal gördüğü kişiler ve duyduğu sesler, Ertan’ı bilinçaltında bir yolculuğa çıkartır. Bu yolculuk esnasında Ertan hem pişmanlıklarıyla hem de kibir yüzünden kaybettiği aile bireyleriyle karşılaşır.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Aclan Büyüktürkoğlu
Senarist: Aclan Büyüktürkoğlu
Oyuncular: Ertan Güleç, Didem Baylan,
Övül Kocaman
Yapım: 2015, Türkiye
En Şiddetli Sene
1981 yılının kış ayında New York, suçun ve yozlaşmanın içinde çürümektedir. Şehir tarihinin en vahşet dolu yılını yaşamaktadır. Özellikle, bir göçmen olan Abel, oraya yerleşmek,
kapitalist yaşama ayak uydurmak için kendi ve ailesinin hayatını büyük bir tehlikenin içine sürüklemektedir. Ancak ne olursa olsun Abel´ın önceliği ailesini her türlü tehdite karşı savunmaktır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: A Most Violent Year
Yönetmen: J.C. Chandor Senarist: J.C. Chandor Oyuncular: Jessica Chastain, Alessandro Nivola, Oscar Isaac, Ashley Williams, Catalina Sandino Moreno Yapım: 2014, ABD, 125 Dak.