Şu malum dernek var ya...
Hani adıyla müsemma "kaos" üretim fabrikası...
Yine işbaşındalar!
Yeni "proje" ne?
İslam'ı parçalamak, sapkınlığı meşrulaştırmak!
Başlıkları: "Din ve Eşcinsellik."
Hadi ordan!
İslam'la eşcinsellik mi?
Ateş ve su gibi! Ateş ve suyu "ve" ile bağladığınızda ne elde edersiniz? BUHAR!
Paklık ve pislik gibi! İffet ve hayasızlık gibi!
Bunları yan yana koyunca ne olur? Ne elde edersiniz? ÇÜRÜME!
Sonuç: KAOS!
Ama bunların derdi tam da bu!
Hakikati çarpıtmak, inancı çökertmek, sapkınlığı normalleştirmek!
Dinin genetiğiyle oynamak, toplumu ifsat etmek, Batı'nın projelerine taşeronluk yapmak!
Retorik illüzyonuyla yaptığınız numarayı bu asil millet yutmaz!
Birinci taktik: Ağla, sızlan, yakın!
Başlamışlar ağlamaya: "Türkçe literatürde bu konu az işlenmiş."
Vay vay vay!
Çok büyük eksiklik(!)
Çünkü sapkınlığı İslam'la aynı kefeye koyacak kadar şuurunu yitirmiş bir toplum olmadık!
Bu ülke halkı, ailenin kutsallığını bilen, mahremiyetin ne anlama geldiğini idrak eden bir millet. Elbette kalkıp da Batı'nın kimliksizleştirme politikalarını baş tacı edecek değil!
Millet sapkınlığı meşrulaştırma yarışına girmedi diye üzülüyorlar!
Ve çok rahatsızlar!
Çünkü proje yetişecek, fonlar yatacak, efendileri takdir edecek!
Allah aşkına, milletin böyle bir derdi mi var?
Bu milletin gündeminde ne var? Ahlak var, aile var, iffet var, mahremiyet var!
Ama bunlar, millete rağmen proje yürütmeye alışmış!
Hakikatin karşısında duracaklarını sanıyorlar!
Ama unuttukları bir şey var: Bu millet size yutacak lokma olmaz!
İkinci taktik: Dini yont, bük, saptır!
Tıpkı başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla peydahlanan "tesettür modası" mottosuyla yayınlanan dergiler gibi.
Bunlar önce hükümleri törpülerler, sonra da Batı onaylı "yeni din" üretmeye kalkarlar!
Bakın, üç tane "İslami akım" uydurmuşlar: Gelenekçi: "Bağnaz, geri kafalı". Modernist: "Yetmez ama evetçi". Islahatçı: "Batı'ya biraz daha yakın."
Ama en doğrusu bunlarmış ve doğrusunu bunlar bulmuşlar! Peh peh peh!
Tıpkı fırka-i naciye dışında olmasına rağmen kendisini ehl-i sünnet vel-cemaat sayan fırkalar gibi.
Hadi ordan!
İslam, fırıldak gibi dönen ideolojilere alet olacak bir sistem değildir!
İslam sabittir, nettir, şaşmaz, bükülmez, eğrilmez!
Geldiği günkü gibi taptazedir. Tecdit edilemez!
Ancak kaos fabrikasının entelektüel kapasitesi, bunu idrak edecek seviyede olmadığı için Batı menşeili akademik şarlatanlardan medet umuyorlar.
Tıpkı misyonerler gibi Batı'nın ruhsuz, hasta, çürümüş sapkınlıklarını bu topraklara ithal etme arzusundalar.
Fikir hokkabazı, ideoloji tetikçisi, ahlaksızlık mühendisi, fesat müteahhidi gibi!
Üçüncü taktik: İnsan hakları sosu dök, satışı kolaylaştır!
Ne zaman sapkın bir fikri dayatmaya kalksalar hemen "insan hakları" tiyatrosunu oynuyorlar!
Kim insan? Kimin hakkı? Bu hakkı kim belirliyor?
Batı neyi meşru ilan ederse bunlar onu "hak" diye kakalamaya çalışıyor.
Hadi ordan!
Ve sona sakladıkları cümle, asıl darbe planları: "SÜNNİ İSLAM'A DAHA FAZLA AĞIRLIK VEREREK EŞİCİNSELLİK TEMALI ETKİNLİKLER DÜZENLEMEYE KARAR VERDİK!"
Yani?
İçerden çökertme operasyonu başlıyor!
Önce sapkınlığı yavaş yavaş normalleştir, sonra "Bakın biz aslında sizin inancınıza karşı değiliz, sadece modernize ediyoruz" diye uyut.
Bu, düpedüz bir Truva stratejisidir!
Bu millet her türlü sızma girişimini tarihte olduğu gibi ezip geçmiş, hainleri tarihin çöplüğüne gömmüştür!
Kimse İslam'ı sizin Batı'dan ithal ettiğiniz sapkın ideolojilere kurban etmez!
İslam, sizin sapkınlıklarınıza uyarlanacak bir inanç değildir!
Ne yaparsanız yapın, kaosa teslim olmayan bir düzen var: O da İslam'ın bizatihi kendisi!
Unuttuk tüh! Küçücük puntolarla da olsa lgbt yazacaktık değil mi?