Evet, ne derler bilirsiniz: "Yaşa yaşa, gör temaşa."
Tam da dediğim gibi oluyor.
Milli maç arasında futbolun saha dışı konuşmaları, futbol gündemimizi işgal ediyor. Fenerbahçe cephesinden Acun Ilıcalı tarafından atılan ilk kurşunu Galatasaray cephesinden atılanlar izliyor. Acun Ilıcalı'nın "somut" üzerine yaptığı açıklamalara Galatasaray cephesi bel altı vuruşlar ile cevap veriyor. Tarzı ve üslubu sorunlu olsa da Acun Ilıcalı'nın gündemi saha içindeydi. Galatasaray cephesinden verilen karşılıklar ise tamamen saha dışı. Galatasaray Mali Genel Kurulu'nda yapılan konuşmalar futbol kalitemizin geldiği noktayı yansıtıyor. Derin bir bataklığa batmış, batmaya da devam ediyoruz.
Galatasaray Mali Genel Kurulu'nda konuşma yapan bir üye, tüm Fenerbahçe camiasına "haysiyetsiz, şerefsiz ve hırsız" diyor. Salonda bulunan hiç kimse de "Arkadaş sen ne diyorsun?" diye hesap soramıyor. Genel Kurul Toplantısı'nda aklı başında bir üye dahi yok anlaşılan. Başkan Dursun Özbek de, toplantıyı yöneten Divan Başkanı da bu konuşmacıya müdahale etme gereği duymuyor. Onların diyemediğini ben kendisine söyleyeyim:
Fenerbahçe ağır taştır, altında kalırsınız.
On binlerce kulüp üyesi bu sözlerin hesabını yargı önünde size sorar. Sonra savcı önünde "Benim kastım o değildi. Kastımı aştım. Sözlerim bağlamından koparıldı" dersiniz. Tarihte bunun gibi binlerce pişmanlık örneği var. Siz de bu pişmanlık zincirinin son halkası olarak tarihe geçersiniz. Bu tip anormal konuşmaların ardından başkan ve yöneticilerden, taraftarlar arasındaki çıkan çatışmaların ardından ebedi dostluk hikayeleri dinleyip duruyoruz. Hepsi yalan, hepsi riya. Bir diğer konuşmacı çıkıyor yargı kararıyla FETÖ Kumpası olduğuna karar verilen 3 Temmuz sürecini kaşıyor. Arkadaşlar siz neyin peşindesiniz? Toplumsal çatışma çıksın diye mi uğraşıyorsunuz? Suyu bulandırıp toplumu birbirine katmaktan nasıl bir fayda bekliyorsunuz? Spor size göre sadece tarafların çatışması, bölünmesi mi? Sizde hiç akıl, izan yok mu?
BIRAKIN BU MASALLARI
Galatasaray Başkanı konuşma yapıyor. Anlatıyor da anlatıyor. Koca Galatasaray'ın futbol dışında tek bir başarısı yok. Üçüncülükleri dördüncülükleri başarı olarak anlatıyorlar. Hiç kimse de çıkıp, "Ne başarısını anlatıyorsun başkan?" diyemiyor. Türlü muhasebe masalları ile Galatasaray'ın sahip olduğu mali enkaz allanıp pullanıyor. Aleni biçimde kamu kaynaklarından faydalanılarak elde edilen mali kazanımlar kürsüden anlatılıyor. Buna rağmen kulübün kendi imkanlarıyla elde edilen hiçbir şey olmadığı, Galatasaray'ın mali açıdan iflas halinde olduğunu anlamamak için özel bir gayret lazım. Hiç kimsenin umurunda değil. Fenerbahçe'ye iki sallayınca her şey göz ardı edilebiliyor. Koskoca bir kulübün mali durumu sadece 530 üyenin hazır bulunduğu bir toplantı ile aklanıp paklanıyor. Ondan sonra "Başkan kulübü batırmış." Arkadaş siz kulüp batarken neredeydiniz?
Bir yandan Florya'ya 2025'ten önce kazma vurulamayacağı Adnan Polat tarafından anlatılırken Dursun Özbek ve ekibi buradan geleceği söylenen ama bugün esamesi okunmayan gelirler üzerinden pembe bir mali tablo çiziyor. Erden Timur destekçilerinin genel kurulda ibra oyu kullanmaları karşılığı ağızlarına sürülen bir kaşık bal olan Florya gelirlerinin bloke bir hesapta tutularak fona dönüştürülmesi konusu genel kurulda oldu bitti ile ileri bir tarihe erteleniyor.
TSKB Raporunda, 434 milyon dolar olarak gösterilen Florya gelirinin, genel kurulda maksimum 300 milyon dolar olabileceği söyleniyor. Bu yüzde 30'dan daha fazla bir sapma demek. Kimse umursamıyor. Derbi galibiyeti ile tüm bunlar geri plana itiliyor, görmezden geliniyor. Galatasaray batıyor, kimin umurunda? Bankalar Birliği'nden çıkmanın bir hayal olduğu, 100 milyonlarca lira faizin hala ödendiği anlatılıyor genel kurulda.
Tepki bir yana, herkes alkışlıyor. Digital A.Ş. ile ilgili anlatılanlar tam bir skandal. Kulüp kendi iştiraki olan şirkete bilerek isteyerek zarar ettiriliyor. Bu bir mali suç, kimsenin sesi sedası çıkmıyor. Alkışlıyor.
Dursun Özbek konuşma yaparken gerçekten de nutkum tutuldu.
Florya operasyonu ileride çok konuşulur. Nereden bakarsan bak, usta işi bir operasyon. Aman dikkat, ileride Boğaz Köprüleri de benzer şekilde Dursun Özbek tarafından Galatasaray'a mal edilirse şaşırmamak lazım. Arsanın geri alımında bile öz kaynak kullanmamış Dursun Özbek. Kürsüden bizzat kendisi açıkladı. Aynı şartlarla Florya arsasını Türkiye'de Galatasaray'dan başka hiç kimse alamaz. Alan da satan da bir daha adliyeden çıkamaz. Yapanın yanına kar kalıyor. Yapmayan da mali kaynak yaratabilmek için çırpınıp duruyor. Allah tüm kulüplere Dursun Özbek gibi maharet sahibi, sihirbaz bir başkan nasip etsin!
TEHDİT ARTIK MEŞRU MU?
TFF Hukuk Kurulu tarafından tehditten PFDK'ya sevk edilen Okan Buruk'a PFDK tarafından verilen para cezası Tahkim Kurulu tarafından kaldırıldı. VAR uygulaması yapılan maçlarda görüntü deliline başvurulamayacağı yazıyor Disiplin Talimatında. Bir tek Okan Buruk'a omuz uzaklığında olan temsilcinin duymadığı tehdit içerikli sözlerden dolayı sevk şeklen hatalıydı, tamam. Ama bu hata Tahkim Kurulu'nun kararıyla spor camiasına verilmiş çok mühim bir mesaja dönüştü: "Okan Buruk tehdit etse de ceza almaz." Galatasaray Teknik Direktörüne ceza verilemez.
Olgu artık bu.
Bakalım ilerleyen maçlarda TFF tarafından oluşturulan bu olumsuz imaj yıkılabilecek mi?
SPOR ADAMLIĞI BAŞKA ŞEYE BENZEMEZ!
Gündemimizde bir de Samsunspor-Fenerbahçe maçı öncesinde konuşma krizine giren Samsunpsor Başkanı Yüksel Yıldırım var. Türkiye'nin en önemli iş insanlarından birisi Yıldırım. Ne konuşacağını, nasıl konuşacağını kimseden öğrenecek değil elbette. Ancak her konuşmasında bir öncekini mumla aratıyor. Sahip olduğu parasının gücü ile konuştuğunun farkında değil. Kendisini iş dünyasında sanıyor. Yüksek perdeden konuşuyor. Samsunspor'un başkanı değil de sahibiymiş gibi bir üslup benimsemiş. Abramoviç bile onun yanına yaklaşamaz. Kendisinin futbol dünyasında olmasını bir şans olarak görürken, bugün mütevazılığını kaybetmiş bir başkan profili ile karşı karşıyayız. Kendiyle bu kadar mağrurlanan bir başkanı futbol dünyasında ben hatırlamıyorum. Naçizane kendisine hiç unutmamasını, hep aklında tutmasını tavsiye ettiğim bir söz söylemek isterim; "Futbolda top üç direk arasından geçmez ise sahip olduğunuz para sizi kurtarmaz."