15 Temmuz kanlı darbe girişimi zihinleri dönüştürebilecek nitelik bir olay. Adeta bu yaşananlar hepimizin zihnini yeniden formatladı. Bizi dönüştürdü.
Darbe karşıtı halkta siyasal büyüme
Darbe karşıtı koalisyon farklı toplumsal gruplardan oluştu. Ama ana omurga muhafazakar ve milliyetçi kesim oldu. Bu haliyle toplumun %70-80’nine karşılık geldi. Bu kesimler bu süreçte siyasal bilincini büyütüp genişletti.
Geniş halk kesimlerinde Türkiye ve kendi için “aktör olma alışkanlığı” oluştu. Milyonlarca insan kendini bu topraklar için mücadele eden kişi olarak tanımladı. Geniş halk kitleleri “pasif nesnelerden aktif aktörlere dönüşme deneyimi” yaşadı. Bu süreç eşine az rastlanır bir siyasal büyüme ile sonuçlandı.
Bu yeni siyasal zihniyet yeni bir darbenin önündeki en büyük engel. Kitle psikolojiden en ufak bir anlayışa sahip olanlar için şu artık açık bir durum: Bu dönemde yeni bir darbe girişiminin başarılı olabilmesi için yüzbinlerce insanı öldürmek gerekir.
Gülen ve adamlarına yönelik algı zalim ve hain olarak kodlandı
Kanlı ve başarısız darbe girişiminin en ağır zarar göreni Gülen grubu oldu. Fethullahçılar sadece Tayyip Erdoğan’ın kendilerine karşıt olduğu şeklinde yanlış bir inanca sahiptiler. Bu süreçte milyonlarca insanın onlara ölümüne karşıt olduğu görülmüş oldu.
Artık bu ülkenin kahir ekseriyeti için Fethullah Gülen ve adamları halka ateş açan bir “zalim”, Amerikalılarla kendi hükümetine karşı işbirliği yapan bir “hain” konumundalar.
Fetullahçıların “zalim ve hain” şeklindeki zihinsel kodlanması kalıcı olur. Geniş halk kitlelerindeki bu zihinsel hal onların meşruiyetini son damlasına kadar yok ettiği gibi, onlara karşı alınan sert devlet tedbirlerini de meşru hale getirir. İdam talebinin sokaklardan ve kendiliğinden çıkması da bu zihinsel halin sonucu.
Cemaatten yasadışı kan döken örgüte dönüşüm
Kanlı ve başarısız darbe sürecinin diğer bir dönüştürücü etkisi Gülen grubu üzerine olacak. Şimdiye kadar kendini sivil cemaat olarak ifade edebiliyorlardı. 17/25 Aralık’tan sonra bu algı değişmeye başlamıştı. 15 Temmuz darbe girişimi ile artık apaçık bir şekilde “yasadışı ve kan döken bir örgüt” oldukları açığa çıktı.
Fetullahçıların dördüncü halkası da kopacak
Şu anki en önemli sorulardan biri şu: “Darbe girişimi sürecinde yaşananlara Fetullahçılar nasıl bir tepki verecek?”. Bu sorunun cevabı için, aslında Fetullahçıların, diğer tüm örgüt ve gruplarda olduğu gibi, farklı insan gruplarından oluştuğunu söylemek lazım. Fetullahçıları iç içe girmiş beş halkadan oluştuğunu düşünürsek, ilk iki halka 17/25 Aralık sürecinde kopmuştu. Üçüncü halka CHP ve HDP’ye oy süreçlerinde kopmuştu. Kanaatimce dördüncü halka da şimdi kopacak. Geriye çekirdek grup kalacak.
Çekirdekteki Fethullahçılar ölmeye öldürmeye devam eder
Çekirdek grup; gözünü bu grup içinde açmış, bu grubun kurumlarıyla hayatını geçindiren, imam sisteminin parçası, örgütün gizli haberleşme mekanizmasına ait olanlar. Bu grup Fethullah Gülen yaşadıkça ideolojik olarak gruba bağlı kalır. Bu gruptaki insanlar fırsat bulurlarsa darbe sırasında yaptıklarının benzerlerini yapma potansiyeline sahip. Bu çekirdek grubu dağıtabilmenin tek yolu yasal ve polisiye tedbirler.
Gülen hırsıyla topluluğunu mahva sürükledi
Fethullahçıların zihinsel dönüşümü için kritik mesele Fethullah Gülen hakkındaki kanaatleri olacak. Muhatap oldukları ikilem şu: Gülen peygamberle istişare yaparak tüm bunları yapan kutsal bir kişi mi?, yoksa 40 yılda inşa ettiği topluluğu dört yılda yıkan, dünyevi bir iktidar hırsı yaşayan ve topluluğunu mahva sürükleyen kafayı yemiş bir ihtiyar mı?