Bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye Cumhuriyeti devleti şu anda açık bir saldırı altında. İki buçuk yıldır bu saldırılar artarak devam ediyor. Güçlü ülke olmanın bedeli budur. Güçlü ve etkili bir ülke değilseniz kimse size saldırmaz. Şu an dört cephede savaşıyoruz. Birincisi eski Türkiye zihniyeti. Buna Hürriyet ve Cumhuriyet gibi gazeteler dahil. İkincisi PKK terör örgütü. Üçüncüsü DAEŞ terör örgütü. Dördüncüsü Fethullahçı Terör Örgütü.
Bundan sonra FETÖ’ye kimse cemaat, Pensilvanya ya da başka bir adla hitap etmesin. Bunun adı Fethullahçı terör örgütüdür. Bu terör örgütünün iki üyesi Gültekin Avcı ve Bülent Keneş açık açık suç işlemekteler. Avcı, PKK’ya silahlara MİT verdi diyerek çok net bir şekilde mevcut hükümeti bu saldırıların arkasında unsur olarak göstermektedir. Bülent Keneş denilen meczup ise Demirtaş’a tweet atarak “Gerekiyorsa askere, polise canlı kalkan olun. Erdoğan ve şürekasının şeytani oyun planına PKK’nın hizmet etmesini engelleyin” diyerek PKK terör örgütü seviciliği yapmaktadır. Kendisi de bir FETÖ üyesi olan Keneş, başka bir terör örgütünü meşrulaştırmaktadır. Normalde hem Avcı’nın hem de Keneş’e attıkları tweetlerden dolayı hukuk önünde hesap sorulmalıdır.
Artık PKK-FETÖ işbirliği gün gibi ortadadır. Şanlıurfa Emniyet müdürümüzün paralel polislerle ilgili söyledikleri bütün olayı özetlemeye yetiyor. Siirt’te polisler Molotof atan 7 kişiyi geçen hafta yakaladılar. Ama mahkeme bunları serbest bıraktı. Gerekçe güvenlik yasası çok sertmiş, uygulanması zormuş. Savcı tutuklanmaya sevk ediyor ama hakime Selda Şerefli Ülker salıveriyor. HSYK harekete geçmek için beklememesi lazım.
Gene Siirt’te iki gün önce yol kesip kimlik kontrolü yapan 5 kişiyi, tüm deliller ortada olmasına rağmen hakim serbest bıraktı. Savcı Yusuf Şimşek molotof atanlar için, “Şimdiye kadar niye almıyordunuz? Ne gerek var şimdi?” gibi absürt bir savunmada bulunmuş. Roketatarı olan teröristi bırakmışlar. HSYK’nın Siirt’te görevli karı koca hakim Selda Şeref Ülker ve Umut Murat Ülker’e dikkat etmesi lazım.
Muş, Malazgirt’te binbaşımızı şehit eden PKK olduğu ve PKK bunu kabul ettiği halde FETÖ üyesi gazeteci ve akademisyenler bu saldırıyı devlet yapmıştır diyorlar. Tıpkı Kandil’le olduğu gibi FETÖ’yle çok daha sert mücadele edilmelidir. Eskiden her Kürt aydınını FETÖ’cüler PKK’lı diye içeri atıyorlardı. Kürtler bizim eşit yurttaşlarımızdır. Bundan hiç sorun yok. Esas problem PKK ve ona destek veren HDP, gazeteci ve aydın takımıdır.
Öte yandan HDP Hakkari milletvekili Abdullah Zeydan açık açık suç işlemektedir. Ak Parti, CHP ve MHP bir araya gelip Zeydan’ın vekilliğini düşürmelidir. Bakın Zeydan aynen şunları söyledi: “PKK, Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu güller bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış barış ve halk hareketidir. Eğer PKK Türkiye’yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK’nın öyle bir gücü var ki, sizi tükürüğüyle boğar. Ateşle oynuyorsunuz, bu anlaşılmaz tekçi, zihniyetçi iktidar hırsından vazgeçin. Türkiye’de Sayın Abdullah Öcalan’ın ve Kürt halk hareketinin sayesinde üç yıldır duran bir kardeş kanı var, kardeş kanının tekrardan dökülmesini isteyen AKP zihniyetine ve Erdoğan’ın tekçi zihniyetine Kürt halkı elbette karşı çıkacaktır.”
Zeydan açık açık PKK’yı övüyor. Terör örgütüne halk hareketidir diyor. Böyle saçmalık dünyada görülmemiştir. Meclis’teki HDP dışındaki tüm partilerin tabanları PKK’dan nefret ediyor. Zeydan konusunda asla müsamaha gösterilmemeli.
Güneydoğu’da had safhada paralel polis yapılanması olduğu biliniyor. Gerekirse Orta Anadolu ve Batı’dan Doğu’ya polis takviyesi yapılmalı. Şu anda açık bir cephe savaşından geçiyoruz. Güneydoğu’da kontrolün tam anlamıyla sağlanması lazım. Devlet gücünü dosta düşmana göstermelidir. FETÖ’cülere de operasyonlar sert bir şekilde devam etmeli.
Bu köşede çok yazdım, gene yazıyorum: FETÖ’nün medyası, kanalı, gazetesine el konulmalı. Zaman’ın şu anda El-Kaide’nin online yayın yapan Inspire dergisinden farkı yok. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuda kararlı görünüyor. Diğer bürokratların cesur olması gerekiyor.
Ayrıca vatandaşlarımız şunu bilsin ki, bundan sonra bizi öyle toz pembe günler beklemiyor. Başka yerlerde de bomba patlayabilir, askerimiz, polisimiz şehit olabilir. Bu coğrafya böyle bir yer. Güçlü olduğumuz için bu saldırılar oluyor ve olacaktır. Ama Türk devleti bu badirelerin hepsini atlatacak, savaştığımız dört cepheyi de püskürtecektir. Bundan kimsenin zerre şüphesi olmasın. Ve son olarak Türkiye ABD ile artık anlaştı. Batı’nın ipine bel bağlayanların yakın tarihe bakmasında fayda var. Batı hiçbir zaman örgüt ya da küçük gruplarla iş yapmaz, onları sadece kullanır. Batılı devletler kendi ayarlarındaki devletlerle anlaşır ve çalışır. Bilmem anlatabildim mi?