Seçim sonuçları iyi analiz edildiğinde CHP’nin HDP’ye barajı nasıl aştırdığı ve Meclis’e taşıdığı çok net görülüyor.
Sadece İstanbul ve İzmir’den beşer ilçeden örnek vereyim. (Küsüratları yuvarlıyorum.)
İstanbul:
Kadıköy’de Demirtaş 8 bin, HDP 43 bin oy.
Şişli’de Demirtaş 9 bin, HDP 31 bin oy.
Bakırköy’de Demirtaş 4 bin, HDP 20 bin oy.
Beşiktaş’ta Demirtaş 3 bin, HDP 20 bin oy.
Sarıyer’de Demirtaş 6 bin, HDP 22 bin oy.
İzmir:
Menemen’de Demirtaş 13 bin, HDP 21 bin oy.
Çiğli’de Demirtaş 5 bin, HDP 17 bin oy.
Bornova’da Demirtaş 16 bin, HDP 30 bin oy.
Konak’ta Demirtaş 21 bin, HDP 33 bin oy.
Karşıyaka’da Demirtaş 7 bin, HDP 25 bin oy.
***
Bütün bu ilçelerde Demirtaş’a az, HDP’ye çok oy çıkarken bir netice daha var. Demirtaş’a gitmeyen HDP oylarının tamamı, Muharrem İnce’ye gidiyor...
Kısacası CHP ile HDP arasında çok organizeli bir işbirliği oldu. Hedef belliydi:
1. HDP’ye barajı aştırarak Meclis’te AK Parti’nin gücünü kırmak.
2. Muharrem İnce’nin ikinci tura kalmasını sağlamak.
Böyle bir projeye bu iki parti teşkilatlarının organizasyon kabiliyeti yetmez. Karşımızda işin içine FETÖ’yü de katan üst bir yapı olduğu kesin. Bu yapının; Gezi olaylarındaki, geçmiş seçimlerdeki, 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” algısı oluşturmaktaki tecrübesini ve gücünü biliyoruz.
Şu günlerdeki Kılıçdaroğlu ile İnce tartışması bence ikinci plandadır.
Birinci planda; Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye’nin güney ve doğu sınırlarının güvenliğini sağlamaya odaklanmışken, şehitler verirken, Cumhuriyet’i kuran partinin, PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği olmalıdır.
İnce-Kılıçdaroğlu çekişmesi, CHP’yi zor günlerin içine itebilir ama CHP-HDP işbirliği, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi çok gerecektir.
Bunu izah etmeden önce üzülerek CHP tabanında HDP işbirliğine alet olan tuzu kuru “Beyaz Türkler”e yazıklar olsun. Erdoğan düşmanlığının gözleri bu derece kör etmesi, vicdanları bu kadar karartması ihanete denk gaflettir.
Türk ordusu, bölücü örgütün Fırat Kalkanı, Afrin Harekâtı ile belini kırarken o eller, HDP’ye nasıl oy verdi? Hani söz konusu vatansa her şey teferruattı. PKK’nın siyasi koluna güç vermeye kalkmak vatana ihanettir.
Önümüzdeki aylarda CHP perişan olacaktır. Çünkü Kandil operasyonu, geçmiş yıllardan çok farklı şekilde tam bir süpürme ve imha harekâtı olarak devam ediyor. Bu, HDP’yi hırçınlaştıracak, terör örgütü ile arasına asla mesafe koymayacak ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne düşmanlık edeceklerdir.
Bu durumda CHP ne yapacaktır? Kılıçdaroğlu, Afrin için yaptığı gibi yine “İçeriye kadar girilmesin” diye telaşlanacak mıdır?
PKK’ya bakışını Kılıçdaroğlu ve mevcut CHP yönetiminden farklı zannettiğimiz Muharrem İnce’ye de yazıklar olsun.
Sırf iktidar uğruna CHP tabanının HDP’ye verdiği desteği görmezden gelmekle kalmadı. Kendisi de işin içine girdi. Edirne’de gitti Demirtaş’ı ziyaret etti, sonra Diyarbakırlılara “Size Demirtaş’ın selamını getirdim” diye şirinlik yaptı. Daha önce “Ana dili öğretmek Türkiye’yi parçalar” diyordu, Diyarbakır’da “Ana dili öğretmek gerekir” dedi. Hem de AK Parti bunu yıllar önce gerçekleştirdiği halde…
Sadece HDP’ye omuz vermekle kalmadı, Afrin komutanının omzundaki apoletleri sökeceğini söyleme cüretini de gösterdi…
CHP, Kılıçdaroğlu-İnce çekişmesi ile siyaset sahnesinden inmeyecek. CHP’yi bölücü terör örgütünün hamilerine, destekçilerine omuz vermesi, yardım ve yataklık etmesi bitirecektir.
Kandil’in dağlarına Türk bayrağı dikilirken CHP’nin titrek kandili de sönecektir…