Çarşamba günü İstanbul Boğazı'nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü altında bir kuru yük gemisi, 7 metrelik bir balıkçı teknesine çarptı ve ne yazık ki teknede bulunan iki balıkçının ölümüne sebep oldu.
Hayatını kaybeden balıkçılarımıza rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum.
Bu kaza Boğaz'da her gün karşı karşıya olunan riski ve alınacak önlemleri düşünmek zorunda olduğumuzu da hatırlatmalı.
BOĞAZ: TEHLİKELİ SUYOLU
İstanbul nüfusuyla yani İstanbul'un bir yakasından öteki yakasına geçmek için deniz yolunu seçenlerle birlikte boğazda seyrüsefer halinde bulunan tekne, gemi, vapur, tanker, denizaltı sayısı da her gün artıyor çünkü. Kaza riski artıyor yani.
Ve tehlikenin farkında mıyız, emin değilim.
İstanbul Boğazı seyrine doyum olmayan o güzelim coğrafyasından, o keskin dönüşlerden, sürprizli körfezlerinden dolayı dünyanın en tehlikeli suyollarından biri olarak tanımlanıyor zaten.
Bir de vızır vızır işleyen deniz trafiği var üzerinde, insanı korkutan.
Karadeniz ya da Marmara tarafından boğaza giren ve genellikle ağır yük taşıyan büyük gemiler boğazda dikine bir rota izlerken, 22 farklı iskeleden yolcu alıp karşı kıyıya taşıyan şehir hatları vapurları, boğaz trafiğindeki diğer tekneler ve balıkçılar ise yatay hatta yol alıyor.
HERGÜN EN AZ 636 VAPURLA 118 GEMİ BOĞAZDA KARŞI KARŞIYA GELİYOR!
Ulaştırma Bakanlığı'nın verilerine göre İstanbul Boğazı'ndan yılda yaklaşık 43 bin gemi geçiyor.
İstanbul Şehir Hatlarının yaz tarifesi verilerine göre ise 22 farklı hatta her gün ortalama 636 sefer var.
Buna bir de sayılarına ulaşamadığım TURSAB vapurlarını, turist turlarını, balıkçı teknelerini, deniz taksilerini, özel bot, yat, vesairelerini de eklersek arı kovanına yakın bir yoğunlukla karşılarız.
Boğazdaki güvenlikten bahsederken hep gemilerin kıyıdaki yalılara, tarihi yapılara, saraylara çarpması öne çıkartılıyor. Yahut kimyasal veya petrol taşıyan bir tanker yüzünden boğazdaki deniz yaşamının karşı karşıya kalacağı ölümcül riskten bahsediliyor.
İSTANBULLULARIN GÜVENLİĞİ VE KONFORU
Peki, 16 milyon İstanbullunun hayatı?
Ki belli bir kısmı köprü trafiğine takılmamak, deniz yolculuğu yapıp İstanbul'un tadını çıkarmak, kıyı ilçelerde yaşıyor olmak gibi sebeplerle tekneleri, vapurları kullanıyor. 2050 projeksiyonunda İstanbul Boğazından geçecek gemi sayısının 78 bin olacağı tahmin ediliyor.
Bu kadar büyük sayılarda deniz taşıtlarının birbirinin zıddı yönlerde sürekli hareketli olduğu bir trafiği düşünemiyorum bile.
İnşallah Türkiye'ye çağ atlatacak dev proje olarak tarif edilen Kanal İstanbul, İstanbullular için İstanbul Boğazı'nı da rahatlatır.
BOĞAZIN İKİ YAKASI DAHA KOLAY KAVUŞUR
Kanal İstanbul için geri sayım çoktan başladı. 2011'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk kez duyurduğu proje hayata geçmek üzere. İlk kazma projedeki 6 köprüden ilki olan Sazlıdere köprüsünün temeli için 26 Haziran günü vurulacak.
CHP'nin başını çektiği muhalefeti ve "yaptırmayız" korosunun yarattığı kakafoniyi bir yana bırakırsak Boğazın maksimum fayda üzerinden tasarlanması, hesaplanması ve kamuoyuna anlatılması gerekiyor.
Şimdiden hayırlı olsun.
İnşallah Boğazdaki trafik de, İstanbullular da rahatlar Kanal İstanbul'la beraber.
Belki saatlerce trafikte kalmaktan kurtulur da İstanbul, iki yakası daha kolay gelir artık bir araya, kim bilir.