İstanbul’da dibe yakın olan kısmı saymazsak 650 milyon metreküp kullanılabilir su kaldı. Günde yaklaşık 2, 2,5 milyon metreküp su harcıyoruz.
Şu kadar günlük suyumuz da var diyemiyoruz zira yaz aylarında buharlaşmayla kaybedeceğimiz oran da var. Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar ciddi yatırımlar yaptı, dünkü basın toplantısında Bakan Eroğlu ve Başkan Topbaş’ın söylediği gibi yeni yatırımlar da geliyor.
Silifke civarında zeytin hasadında yüzde 40 civarında bir düşüş bekleniyor. Çukurova Bölgesi’nde buğdayın çimlenmesi için acil ve düzenli yağışa ihtiyacımız var. Ege’de Mendres Havzası’ndan tutun da Şanlıurfa Suruç’a kadar bir sürü yerde yağmur bekliyoruz.
Peki bu ve benzeri vakalarda gazetecilik nerede başlıyor? Harika bir tartışma konusu ve aynı zamanda bir sürü olayda örneğini gördüğümüz bir vaka bu.
***
İçme suyundan başlayalım... Allah korusun, kuraklık sürer de su iyice azalınca mı başlar gazetecilik? Ya da yerel seçimler yaklaşıyorken siyasi bir tartışma konusu mu yapılmalı su meselesi? Bu iki örneği de yaşayacağız önümüzdeki günlerde göreceksiniz ama doğrusu ve asıl önemli olan kamu faydası bu mu? Mesela el yıkama suyunu rezervuarlarda da kullanan sisteme geçen kaç iş yeri var İstanbul’da ya da bunu teşvik edecek uygulamalar var mı?
Yahut susuz çalışan pisuarlar havalimanları başta olmak üzere bize ne kadar tasarruf sağlar acaba diye hesap yapmak mümkün mü? Bitti mi derseniz bitmedi, fotoselli ya da sensörlü bataryalar da su tüketimimiz için çare olabilir mi? Vatandaş için gazetecilik kavramını işte tam da bu noktada hatırlamak gerekiyor.
Türkiye’de tüm buzdolapları 3A denilen ve daha az enerji harcayan buzdolaplarına dönüşse, tükettiğimiz elektrikten yüzde 5-6 oranında tasarruf edeceğiz, vatandaş da daha az elektrik faturası ödeyecek. Hadi ondan geçtim, buzdolabını güneş gören yerde olmazsa daha az elektrik harcar, su ısıtıcılarının en yüksek watt’lısını tercih ediyoruz ya, ikisinin suyu ısıtma süresi arasındaki fark saniyelerle ölçülüyor ama tüketim çok fark ediyor. Merkez medyada bu bilgilere rastlamazsınız ama bir yerde 2 saat elektrikler kesilse hemen büyük haber yapılır.
***
Kuraklık ve aynı oranda zararlı olan düzensiz, şiddetli yağışlar tüm dünyanın derdi. Küresel ısınmanın sonuçlarından biri bu yaşadığımız. Kuru fasulyenin fiyatını Arjantin’deki kuraklık üzerinden konuşurken dönüp kendi ülkemize ve yapabileceklerimize de bakmak gerekiyor.Ama tüm dünyanın yaşadığı sorunları bile iç siyaset meselesi haline getiren bir yapımız var, değişmiyor. O yüzden de kamu yararına gazeteciliğin altını bir kez daha çizmek gerekiyor...