Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir çalışma, çocukların uyku sırasında bilgiyi işleme sürecinin erişkinlerden daha başarılı olduğunu göstermiş. Bu da kaliteli bir uykunun çocuklarda öğrenmeyi, erişkinlere oranla daha fazla hızlandırdığına işaret ediyor.
Geçen seneki yazılarımdan birisinde gün içi şekerleme yapmanın hafızayı güçlendirdiği ile ilgili bir araştırmayı paylaşmıştım. Bu hafta uyku-beyin yazı dizisine devam ederken, kaliteli bir uykunun öğrenme üzerindeki etkilerinden bahsetmeden olmazdı. Kaliteli uykudan kastım geçen hafta bahsettiğim NonREM ve REM uyku evrelerinin bir gecelik uyku boyunca belirli oranlarda olması gerektiği. Ayrıca bir de uyku hijyeni adını verdiğimiz; bulunduğumuz odanın bazı özellikler taşıması gerekir ki bunları ilerideki yazılarda uyku bozukluklarının tedavisinde anlatacağım. Uyuduğumuz sırada beynimizdeki işlemleme süreci durmaz. Gün içerisinde öğrendiklerimizi önceki bilgilerimizle birleştirip kalıcı hale getirmek için işlemlemeye devam eder. Bilgisayarın arka planında çalışan programlar gibi düşünebilirsiniz. Bir şey yapmıyormuş gibi görünse de sürekli mevcut bilgiyi işlemektedir. Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir çalışma, çocukların uyku sırasında bilgiyi işleme sürecinin erişkinlerden daha başarılı olduğunu göstermiş. Bu da kaliteli bir uykunun çocuklarda öğrenmeyi, erişkinlere oranla daha fazla hızlandırdığına işaret ediyor. Yanlış anlaşılma olmasın diye bir bilgiyi tekrar etmek istiyorum. Yapılan çalışma uykunun erişkinler üzerinde de öğrenmeyi hızlandırdığını göstermiş. Sadece çocuklardaki farkın daha büyük olduğu saptanmış. Çocuklarda uykunun erişkinlere oranla daha derin olmasının bu sonuçta etkili olabileceği düşünülüyor.
Telkinin etki etmediği bir alan yok gibi. Yapılan ilginç bir çalışma uyku alanındaki etkisini de gözler önüne seriyor. Dr. Eric Horowitz ve arkadaşlarının 2014 yılında yaptıkları bir araştırmada katılımcılara önce uyku kalitesi ve zihinsel fonksiyonlar arasındaki ilişki konusunda dersler veriliyor. Bu derslerde kaliteli bir uykunun özellikle REM döneminin yüzde 20-25 oranında olmasının zihinsel performansı ne kadar etkilediği anlatılıyor. Sonra katılımcılar makinalara bağlanıyor. Ertesi gün bir kısım katılımcıya çok kaliteli bir uyku periyodu geçirdikleri, tüm uyku dönemlerinin istenen oranda olduğu söyleniyor. Bu grup içerisinde gerçekte uyku kalitesi düşük olanlar da mevcut. Yapılan testlerde iyi uyuduğu söylenen ekibin zihinsel performansı, kalitesiz uyuduğu söylenen ekibe göre daha yüksek çıkıyor. Yani gerçekte katılımcılar kalitesiz bir uyku periyodu geçirse de ‘iyi uyduğunu düşündüğü’ için zihinsel performans yükseliyor. O halde yatmadan önce kendimize bazı ritüeller belirleyerek daha iyi uyuyacağımızı düşünmek psikolojik olarak bize iyi gelebilir!
Uyku ilaçları kötü anılarınızı pekiştiriyor!
Birçok uyku ilacı var. Eğer ciddi uyku sorunu yaşıyorsanız bu alanda uzman bir nöroloji hekimine gidip gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra hekimin önerdiği ilaçları kullanmakta bir sakınca yok. Ama uyku problemi yaşayanların çoğu bir süre sonra bu ilaçları kendi kendilerine kullanmaya devam ederler. Asıl sorun da bundan sonra başlar. Aranızda uyuyamadığı zamanlarda bir uyku ilacı alıp tüm gece kabuslar görenlerin sayısının az olmadığını tahmin ediyorum. Çünkü uyku ilaçlarının bir kısmı özellikle kötü anıların hatırlanıp hafızaya iyice yerleşmesine sebep oluyor. Peki neden iyi anıları değil de kötü anıları pekiştiriyor? Çünkü kötü anılar kaydedilirken işin içine korku gibi duygular da giriyor. O zaman beynin birçok alanı işin içine dahil oluyor. Daha kuvvetli bir şekilde kaydediliyor. Böylece uzun süreli hafızaya kaydederken kötü anılar öncelikli oluyor. Zaten hafızada öncelikli yeri olan kötü anıları, bir de uyku ilacı kullanarak iyice yerleşmesine sebep olmamakta fayda var.
KÖTÜ ANILARI SİLMEK MÜMKÜN MÜ?
Herhalde bunu hayal etmeyen yoktur. Mutlaka hayatımızın bir döneminde bizi inciten ya da hiç hatırlamak istemediğimiz anılarımız, travmalarımız vardır. Bazıları çok büyüktür ve tüm hayatımız boyunca etkilerini gösterir. Northwestern Üniversitesi’nden bir grup nörobilimci 2013 yılında uykuda kötü anıların silinip silinemeyeceğini araştırmış. Kokunun anıları anımsatmadaki güçlü etkisinden faydalanılmış. Örneğin ayrıldığımız sevgilimizin parfüm kokusunu bir yerde duyduğumuzda bilinç dışı olarak aklımıza onunla yaşadıklarımız gelir. Ya da büyük bir yangında yakınını kaybeden birisi yanık kokusu duyduğunda o anı hatırlar. Yapılan çalışmada uyku sırasında tekrar tekrar kötü anıyı hatırlatan kokuya maruz bırakılınca yavaş yavaş o anının korkutucu etkisinin azaldığı gözlenmiş. Katılımcılara uyanıkken hafif bir elektrik şoku uygulandığı sırada iki farklı yüz gösterilmiş ve belirli bir kokuya maruz bırakılmış. Fonksiyonel MR’la beynin korku ile ilgili alanları değerlendirilmiş. Uykunun yavaş dalgalı fazında tekrar tekrar aynı kokuya maruz bırakılmışlar. Uyanık oldukları zaman yapılan değerlendirmede elektrik şoku verildiği zamanda gösterilen yüze karşı duyulan korkunun azaldığı tespit edilmiş. Bu çalışma bize uykuda korkulardan ve kötü anılardan kurtulabilmenin kısmen mümkün olduğunu gösteriyor.