İlk hazırlık maçında zaman zaman olumlu futbol sergilenmesine rağmen taraftarın pek de memnun olduğu söylenemez. Bu memnuniyetsizliğin uzun süreceği de açıkça ortada.
Şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin yaptığı transferleri düşünüp, kendi takımlarının performansını da görünce taraftar olarak haklı olarak sitem yapıyorlar.
Bu transfer hamlelerine Trabzon camiasının karşılık vermemesi taraftarın öfkesini had seviyeye çıkartıyor. Bu öfkeyi Avrupa ve ligde alınacak iyi neticelerin dışında durduracak çok fazla alternatif görünmüyor.
Trabzonspor için en önemli tehlike de taraftar baskısına dayanamayıp, başkan ve yönetimin gözünün yaşına bakmadan menecerlerin eline düşüp, fazla paralar vererek kalitesiz yabancı oyuncu transfer etmesidir.
Taraftar haklıdır ister ama bence kaliteli futbolcu alma zamanı daraldı ve futbolcu fiyatları da maalesef arttı.
Orduspor maçında iyi mücadeleye rağmen gol yollarında sıkıntı çekileceği, savunmanın ortasında uyum sorunu yaşanacağı kendini belli etti. Orta sahadaki kaliteli futbolcu çokluğunda oyuncular arasındaki rekabet arttırılabilir.. Şenol Hoca, savunma ile hücum arasındaki uyumu en üst seviye çıkartarak, Trabzonspor’un bu açığını kapatabilir.
Bu Trabzonspor için bu bir artıdır. Tabi bunlar bir öngörüdür. Evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Şenol Hoca’nın mutlak bir B planı olmalıdır. Bu da santrfora yapılacak bir takviyeden geçer. Kısaca maç tarihlerinin yaklaştığı şu günlerde, Trabzonspor’un biraz da futbol şansına ihtiyacı vardır.
Avrupa’da tur atlamak camia için moral değer olarak çok önemlidir. Futbolcu arkadaşların ellerinden gelenden daha fazlasını yapıp, başkan ve yönetime zaman kazandırması gerekir.
Bu düşünce, Trabzonspor’daki Türk futbolcular tarafından yabancı oyuncu arkadaşlarına da iyice izah edilmeli, kısa vadedeki güzel günlerin futbolcuların performanslarına bağlı olduğu anlatılmalıdır.
Trabzonspor taraftarı ise her şartta takımının yanında olmak zorundadır. Ama onlar da biraz moral istiyorlar ve haklıdırlar.