Ermenistan bir kaç gündür sakinleşemiyor. Azerbaycan ordusunun geriye püskürtmelerine rağmen ciddi karşılık vermesine ve Ermenistan ordusunda büyük kayıplara rağmen halen Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine ağır ateşlerle saldırmayı sürdürüyor.
Azerbaycan ordusu gücünü ve Azerbaycan halkının ciddi mukavemet duygusunu, bu vesile ile bir daha teyit etmiş olmakla birlikte anlamamız gereken perde arkası durumlara göz atalım.
Ermenistan neden böyle agresif ve vandallık karakterini yeniden devreye soktu. Meselenin çok taraflı boyutu olduğu açıktır.
Rusya, Fransa, ABD’ye ayrı ayrı bakılmalı. Üçü de AGİT’in Yukarı Karabağ sorunu için belirlediği Minsk grubunun eş başkanı ülkelerdir.
Rusya en aktifi ve anlaşılan Doğu Akdeniz’deki durumlardan dolayı böyle agresif destek yoluna başvurdu. Türkiye ile açıktan karşı karşıya gelme Rusya açısından sorun oluşturabilir. Rusya’nın şimdiki durumu buna izin vermemekte. Lakin Rusya’dan gelen beyanatların satır aralarına baktığımızda, bu saldırganlıkta Rusya önemli düğme basıcılardan.
Libya’da Türkiye’yi ikna edemeyen sadece Rusya değil, Fransa’nın buradaki ölüm kalım mücadelesini anladığımızda, Ermenistan üzerindeki lobi tarafından etkisini de defterin bir tarafına not edelim. Tovuz; Güney Kafkasya’da imzalanan tüm uluslararası anlaşmaların merkezidir. Yani enerji hattı koridorunda Tovuz kilit şehirdir.
Paşinyan kendi ordusuna tam anlamıyla hakim değil, Ermenistan ordusu da Moskova saatine göre hareket etmekte.
Türkiye’nin, Ermenistan sınırına F16 uçaklarının kaldırmasından sonra, İdlib’de Rus uçaklarının saldırıya geçmesi de, zamanlama açısından anlamlıdır.
Türkiye’nin verdiği net ve sert beyanatlar, ciddi anlamda telaş sebebi oldu, hem Ermenistan’da hem de Rusya’da. Ve sadece bu son durum, iki yerden gözlem altına alınmadı. ABD ve Avrupa’da neler olup bittiğine de bakmamızda fayda vardır. Azerbaycanlıların savaşa bu kadar meyillenmesi, “yetti artık” demesi, sadece son bir günde 1 milyona yakın Azerbaycanlı erkek ve kadınların seferberlik için askeri şubelere “savaşa götürün” talebiyle kayıtlara alınmasını da ayrıca sosyolojik durum tespiti için analize tabi tutmak gerekmektedir. AGİT’in Minsk grubu eş başkanları ülkelerin tamamındaki desteğin Ermenistan’a olduğunu açıktan görmekteyiz. Dahası da var. ABD kongresi alt kurumuna, Azerbaycan’ın sınır konularını etkileyecek ve Ermenistan’ın faydasına dönüştürülmek istenen yeni yeni maddeler getirileceği istikametinde de haberler almaktayız.
Biliyorsunuz değil mi, 1991 senesinde Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiğinde, sınırların tanımlanması meselesinde ABD tarafsız kalmıştı. Şimdi aynı ABD, Azerbaycan’ı sınırlarını tartışmaya açacak Ermeni lobisinin desteği ile kongrenin alt kurumuna getirmek istediği yasa, yeni tartışmaların başlangıcından haber vermekte. Evet, uzun vadeli süreç, lakin bir kere tartışmaya açılacak sınırlar, ortamı nasıl gereceğine ve nasıl bu kez özellikle Türkiye’ye baskı unsuru olarak kullanılacağını siz hesap edin.
Başından beri ABD ortada durmaya gayret etse de, yeni gelişmeler net Ermenistan tarafına eğilimin artacağına dair fikir oluşturmaktadır.
Bu durumda anlaşılan, Azerbaycan meselesi üzerinden Türkiye ile yeni tartışma ortamının altı ısıtılmaya başlandı.