Avukat Şeyma Döğücü ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ndebirlikteydik tüm gün ve akşam... AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Şeyma Hanım benim okul arkadaşım, yol arkadaşım, hayat arkadaşım. 25 yılı aşıyor dostluğumuz ve birlikte omuz omuza verdiğimiz hukuk mücadelesi. Onunla; kadınların eğitim, istihdam ve sosyal güvenlik haklarını talep ederken birlikte aşındırdık, kabul edilmediğimiz tüm kamusal alanları, okul kapılarını, caddeleri, adliyeleri, mahkeme salonlarını. Hayatımızın son 25 yılı, ikna odasına çevrilmiş koskoca bir ülkede hiçleştirilmeye ikna olmayarak ve insan onuru için direnerek geçti...
8 Mart Günü Kadıköy Meydanı'nda başladı çalışmaları Şeyma Döğücü'nün, çiçekçisinden, garson, gazeteci, tezgahtar, emekli öğretmen, konservatuvar talebesi, konfeksiyon işçisine kadar meydanda karşılaştıkları her kadınla selamlaşıp, hem 8 Mart'ı kutladılar hem de referandum hakkında kısa bilgiler verdiler. Hepsi AK Partili değildi selamlaştıkları kadınların. Hatta bazıları ben Hayır diyeceğim veya ben CHP'liyim dediler... Ama Şeyma Hanım ve arkadaşları sevecen, rahat ve kararlı bir şekilde, hem karanfillerini verdiler, hem de ''Türkiye için Evet'' hakkında kısa bilgilerini aktardılar. Şeyma Hanım, ''Etkin Türkiye için etkin Kadın'' dedi. Kent bilinci çerçevesinde geliştirdikleri bu medeni dili çok önemsiyorum ben. Anaç ve davetkar bir söylemle, güler yüzlü, kibar hitap, sabırlı ve emek isteyen bu sahici temas çok önemli... Televizyonlardan veya kürsülerden bağıra çağıra yapılan konuşmalardan çok daha etkili bu birebir çalışmalar...
Ardından Eyüp Sultan Meydanı'na vardı yolumuz. Burada hanımlar Eyüp Sultan lokumu dökmüşler, 8 Mart kutlamasına geleneksel bir lezzeti de katmışlardı. Belediye başkanımız Avukat Remzi Aydın, eşi ve kızı da kadınların mobil çalışması içindeydi... Kadınların bu hasbi çalışkanlığını görünce, Referandum gemisinin yine hanımların aktığı o büyük denizin omuzlarında yüzeceğini seziyor insan.
Meydanlarda insanlarla teke tek görüşmenin yanı sıra megafonlarla kısa hitaplarda bulundular hem Eyüp Sultan'da hem Kadıköy'de, hem Sütlüce'de... "Kadın bir şeye evet derse, o iş bitmiştir" dedi sık sık Şeyma Hanım. Kadının, ailesinden başlayıp akrabalarına, komşularına, oturduğu muhite ve yakın çevresinden uzaklara kadar perde perde genişleyen etki gücü, politik bir dinamo anlamında...
Elimize geçen kamuoyu yoklamalarına, referandum profillerine göre, kararsızlığın kadın seçmende yoğunlaştığını okuyoruz. Bunu konuşmak için erken olduğunu biliyorum son onbeş günlük performans, pek çok şeyi değiştirebilir. Ama kadınlar, bu seçimde de kilit rolü oynayacaklar...
Diğer seçimlerden farklı bir yoğunlukla karşı karşıyayız, Almanya ve onu takip eden küresel bileşenlerin de kendilerini pervasızca açık ettiği bu seçim, ''Türkiye, Türkiye'den ibaret değildir'' tezini doğruluyor. Almanya'da 1 buçuk milyon civarında seçmen var sözgelimi ve Alman Hükümeti hemen her zorluğu çıkartmakla meşgul Evetçilere... Alman medyası da açıktan açığa Hayır kampanyası yapıyor. Hasılı, kadınlarla yurt dışı seçmenlerin önemli rol oynayacağı bir referandum düzlüğündeler...
***
8 Mart'ı, düğün dernek, çay partisi olarak görmedik hiçbir zaman. Grev haklarını kullanırken çıkan yangın sırasında, üzerlerine kilitlenmiş kapılardan çıkamayarak ölen tekstil işçisi kadınların hazin hatırası kurmuştur bu hafızayı.(1857) Hatıradan hafızaya, bilgiden bilince yürüyüş, dramatik birikimlerin ve sabırlı hukuk mücadelelerinin neticesinde oluşuyor.
Olayın, Batı'da yaşanmış olması, sömürünün failleri ve mağdurları itibariyle Batı sahnesinde yer alıyor oluşu veya bu vahim hadisenin Feminizmin işaret fişeklerinden kabul edilmesi, bizi geleneksel ve yerli düşünce açısından tenkit edilecek bir konuma hapseder mi? Bunların çoğunu işittik, işitmekteyiz. Lakin modernizme dair eleştiri getirenlerin toplumun her katmanında ve her araçta modernleşmeyi sorun görmezken, sıra kadının etkin kimliğine gelince soru işaretiyle yaklaşmaları, temelde iyiniyetli, korumacı ama abartılmış bir hassasiyettir.
8 Mart gününü 15 Temmuz Direnişinin cesur gazilerinden Safiye Bayat'ı ziyaretle tamamladık.Safiye, 35. yaşını idrak ediyordu o akşam. Diğer gazilerimizle Sultanahmet'teydiler. Öyle güzel, öyle parlaktı ki simaları. Safiye Bayat ve diğer kadın direnişçilerimize hayatımızı borçluyuz, ülkemizi borçluyuz. Tankların üzerine namlulara karşı yürüyen bu kadın, 8 Mart'ın yıldızı gibiydi...
Evet, kadın isterse, olur.