Türk sinemasında kadının iç dünyası üzerine ender filmlerden biri Geriye Kalan. İki kadın ve bir erkek arasındaki hileli ilişkiler, ‘ezilen kadın’ın ardındaki gerçekler ve zayıflıklar üzerine kurulan bir hayatı anlatan bu önemli filmi kaçırmayın.
HER Türk filmi vizyona girdiğinde Türk sineması için bir çıkarım yapmak bizim ihtiyacımız. Eğer çıkarım yapamazsak o filmin önemi üzerine şüpheler uyanır bende. Çiğdem Vitrinel’in Geriye Kalan filmini Antalya Film Festivali’nde seyretmiştim. Yönetmen ve başrol oyuncularıyla da doyurucu bir röportaj yaptım. Film aslında toplum içinde kadının hayatında erkeğin anlamı ve kadınların bu anlam için nasıl ilişkiler geliştirdiğine odaklanıyor. Yani bakış açısı çok doğru. Çünkü ne kadın ne de erkek tek başına bir şey ifade ediyor.
EZİLEN ÇOĞUNLUKLA KADIN OLUYOR
Toplum içinde kadını veya erkeği anlamaya çalışıyorsak her iki cinsin birbiriyle iletişimine odaklanmalıyız. Çünkü birbirlerini tetikliyorlar. Bu ilişki o kadar iç içe geçmiş ki mesela bizimki bir erkek toplumu. Ezilen çoğunlukla kadın oluyor. Fakat garip bir şekilde aslında toplum içinde erkeği de şekillendiren kadınlar. Anne olarak başlıyorlar erkeği şekillendirmeye, eş olarak devam ediyorlar. Hatta Anadolu’da evin yaşlı kadını o evin tartışmasız hakimi de olabiliyor. Şimdi bu karmaşa içinde birşeyleri anlayıp tartışmamız lazım. Vitrinel bu karmaşayı belirli bir ilişki bazına indirgemiş. Karı koca arasına giren bir başka kadın öykümüzün odağında. Vitrinel’in en beğendiğim tercihi evli çiftteki kadına bir başka bakması.
Sevda (Şebnem Hassanisoughi) ve Cezmi (Erkan Bektaş) sekiz yıllık evli. Görünürde tartışmasız beraberlikleri var. Fakat bu Sevda’nın çalışma arkadaşı Zuhal ile kocası arasındaki yasak ilişkiyle kesintiye uğrar. Sevda kocasıyla yüzleşmez. Kocasının bunu yapmasının sebebini Zuhal’ın özel hayatında ve kişiliğinde arar. Onun evine gizlice girer. Hayatını kontrol eder, sonunda sürpriz bir finalle film biter.
Vitrinel erkek karakterleri tamamıyla bir katalizör olarak kullanmış. Burada bu açık seçimin daha belli edilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü yönetmenin bu tercihi izleyici tarafından erkek karakterlerin iyi işlenmediği şeklinde de algılanabilir. Filmdeki ilişkiler de Vitrinel’in orijinal bakış açısı Sevda karakterinde kendini belli ediyor.
Sevda daha aldatma yokken bile garip bir ruh halinde. Kocasından hiç bir şey istemiyor. Bu aslında topluma gönderilmiş ağır ve haklı bir eleştiri. Eğer hakkın olanı istemezsen gözardı edilirsin, bunun için savaşmazsan saygıyı kaybedersin. Bütün bu sebeplerden dolayı Sevda’nın aldatılmasını tabii ki doğru bulmuyorum. Ama Sevda’nın özünde, evindeki mutluluğu sadece erkeğin maddi ve manevi tatminine bağlayan bütün kadın bakış açısını da kabul etmiyorum. Bir de ikinci kadın meselesi var. Devin Özgür Çınar aynen Şebnem Hassanisoughi gibi çok başarılı bir performans göstererek Zuhal’i perdede gerçek kılıyor.
‘EZEN’ ERKEĞİ DE KADIN ŞEKİLLENDİRİYOR
Kadının çoğunlukla başka bir kadının celladı olduğu gerçeği film perdede akıp giderken gözümüze sokuluyor. Zuhal çocuklu ama yalnız bir kadın. Hayata karşı ayakta durabilmek için bir erkeğe ihtiyacı var. O da bu erkeğin evli olmasına aldırmıyor. Bu kadının hayata tutunması için tercih ettiği hileli bir yoldur. Erkek ise bütün bu kadın tercihleri arasında en basit suçu işliyor.
Cinselliğine boyun eğiyor veya bunu kolay bir yol olarak tercih ediyor. Ama erkek burada bir şeyi unutuyor. Eğer güç erkekteyse sorumluluk da erkektedir. Ve en büyük sorumluluk kandırılmamaktır. İnsanoğlu kadınıyla erkeğiyle zayıf bir yaratık. Birbirlerinin zayıflıkları üzerine hayatlarını kuruyorlar. Bu film de bunu iyi anlatıyor. Seyredilmesi gereken önemli bir yapım Geriye Kalan..
FİLMİN KÜNYESİ: Yönetmen: Çiğdem Vitrinel Senaryo: Çiğdem Vitrinel, Şebnem Vitrinel Oyuncular: Devin Özgür Çınar, Erkan Bektaş, Şebnem Hassanisoughi, Burak Tamdoğan Tür: Dram Yapım: Türkiye, 2011
Vizyondakiler
BAHSE VAR MISIN?
BETH, Vegas’a gelir ve Las Vegas’ın kumarbazı Dink için çalışmaya başlar. Yakınlaşmalarından şüphelenen Dink’in karısı Tulip araya girer. Dink’ten ayrılan Beth, Rosie’nin ekibine katılır. Erkek arkadaşı hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca Beth, her türlü riski göze alır, Tulip’e rağmen Dink’le yeniden güçlerini birleştirir.
FİLMİN KÜNYESİ Orjinal adı: Lay The Favorite Yönetmen: Stephen Frears Senaryo: Beth Raymer, D.V. DeVincentis Oyuncular: Bruce Willis, Rebecca Hall, Catherine Zeta Jones ve Joshua Jackson Tür: Komedi Yapım: ABD, 2012 - 94 dakika
SIR
COLD Rock kasabasında bir adam çocukları götürmektedir. Gecenin bir yarısı duyduğu seslere uyanan hemşire Julia, oğlunun yatağının boş olduğunu görür. İri yarı bir siluet kucağında oğluyla merdivenlerden aşağıya inmektedir. Julia oğlunun hayatını kurtarmak için ölümcül bir mücadeleye girecektir.
FİLMİN KÜNYESİ Orjinal adı: The Tall Man Yönetmen ve senaryo: Pascal Laugier Oyuncular: Jessica Biel, Jodelle Ferland, William B. Davis, Samantha Ferris Tür: Gerilim Yapım: ABD, Kanada, 2012 - 106 dakika
BluRay ve DVD’ler
Lodos (2009)
DİDEM Erayda’nın ilk uzun metrajlı filmi olan Lodos, Türkiye’de kara film alanında yapılan ‘bağımsız’ ruhlu işlerin yenisi. Yönetmen Gökhan Tiryaki ile Çiçek Kahraman’dan güç alarak bir stil becerisi depolamış. O eserler gibi ‘safkan’ bir kara film olmaktan ziyade ‘karakter draması’na meyleden Amerikan bağımsız sineması örneklerini andırıyor.
DVD: Foto ve müzik odaklı mönü tasarımının yanında ekstrası da yok. Ama normal karşılanmalı. Zira vizyona bile girememiş bir Türk filminden söz ediyoruz.
Film: 5/ DVD: 2
Kardeşler (Brothers) (2009)
SUSANNE Bier’in arkadaşı Anders Thomas Jensen ile beraber kaleme aldığı Kardeşler (Brødre) 2004 tarihinde ‘savaşın psikolojisinin çürüttüğü hayatlar’ görüşü ışığında dramatik çatışması yoğun bir hikayeye uzanıyor. Filmin ‘kuşku’ ve ‘suçluluk duygusu’ üzerinden kurduğu dogma usulü drama algısı iyi işlese de Afganistan karşıtı tutumuyla bir politik yanlışlık aşıladığı da tartışmasız.
DVD: Nostaljik ve özenli mönü tasarımıyla etki bırakan bir ürün. Vizyondan önce raflara girmesi de önemli.
Film: 5/ DVD: 4
Kız ve Kurt (Red Riding Hood) (2011)
HARDWıCKE’in Alacakaranlık (Twilight) ile vampir filmlerine getirdiği atılımı, burada kurt adam filminde devreye soktuğu söylenemez belki. Ancak demodeleşmiş kavramlardan ve alt tür ezberlerinden farklı bir şey yaratma konusunda becerikli bir ‘postmodern yönetmen’ algısı ile yüzleşiyoruz Kız ve Kurt sayesinde.
DVD: Warner’ın son aylarda artan ‘zorunlu’ mönü tasarımlarından biri ile karşı karşıyayız. Silinmiş sahnelerin ‘silinmiş sahne’ olduğunu bile anlayamıyoruz.
Film: 6/ DVD: 3