Geçen hafta Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nın düzenlediği “Kadın Bestekârlar” konserinde, icrası ve şahsiyetiyle örnek bir sanatçı olan Serap Mutlu Akbulut’la birlikteydik. Kadın Bestekârlarımızı andık, eserlerini icra ettik. Tarihte en çok kadın bestekar yetiştiren toplumun devamıyız. Hiçbir musikide Türk Musikisinde olduğu kadar Kadın Bestekar yetişmemiştir. Dilhayat Kalfa, Leyla Saz, Neveser Kökdeş, Melahat Pars, Semahat Özdenses gibi önemli bestekarlarımız musiki tarihimizin en nadide köşesinde yerlerini almışlardır. Kadın bestekarlar sadece güzel eserler vermekle kalmamış, musikimize ivme kazandıran yeniliklere de imza atmışlardır. Mesela Neveser Kökdeş kendisinden önce görülmemiş bir tarzın yaratıcısı olmuştur. Son derece akıcı, coşkulu ve orijinal besteler vermiştir. Ünlü operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi’nin kardeşi olan Kökdeş, Notre Dame de Sion’ da okumuş, iyi bir müzik eğitimi almış, ancak eşinin Çanakkale Harbi’inde şehit düşmesinin ardından kendisinde beliren melankolinin de tesiriyle yüz felci geçirmiş, asabi bir mizaca bürünmüştür. Eserlerinde hüzün hakimdir, ancak O hüznü de son derece lirik bir şekilde işlemeyi başarmıştır. “Hüsranla gönül hep inler”, “Canandan uzak kaldı gönül”, “Kuş olup uçsam sevgilimin diyarına”, “Gül dalında öten bülbülün olsam”, “Hayal ufkunda uçan binbir renkler”, “Neden bilmem bu iptila” eserlerinden sadece birkaçı. Mes’ud Cemil’in onun yaptığı müziğe eleştirel yaklaştığı ve “Neveser Musikisi” diye adlandırdığı rivayet olunur. Ancak Nevzat Atlığ hocadan duydum Mes’ud Cemil bu sözü taltif için söylemiş. 18. yüzyılda yaşamış olan Dilhayat Kalfa, Harem’de değerli hocalardan musiki meşk etmiş iyi bir tanburiydi. Hayatının son döneminde bestelemiş olduğu Evcara Saz Semaisi musikimizin şaheserlerindendir. Bu eseri mutlaka dinlemenizi tavsiye ederim.
Kendin gibi bir taze bahar seç
Daha sonraki yıllarda yaşamış olan Leyla Saz Hanım, hem bir şair hem de bir bestekardı.
Dillerden düşmeyen Hicaz şarkı “Seni sevda çiçeğim tac-ı serim” onun eseridir. Çok bilindik “Yaslı gittim şen geldim / Aç koynunu ben geldim” marşının bestecisi de odur. Leyla Saz’ın “Solmuş Çiçekler” isimli bir şiir kitabı da mevcuttur.
Ben gamlı hazan, sense bahar, dinle de vazgeç
Sen kendine kendin gibi bir taze bahar
Olmaz meleğim böyle bir aşk, bende vakit geç
Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
Bu güzel şarkıyı bilmeyen neredeyse yok gibidir. Gençlerin bile dilindedir. Şarkının bestekarı Melahat Pars. Gerek sesiyle gerekse besteleriyle müziğimizin önemli renklerinden biri olmuştur. “Gümüş tellerle örsem saçının her telini”, “Bir gonca gülsün gönlüm bağında” gibi birçok esere imza atmıştır.
2008 yılında kaybettiğimiz Semahat Özdenses de önemli eserler bırakıp gitmiştir. “Akşam oldu hüzünlendim ben yine” şarkısını çocuklar bile biliyor artık. “Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım”, “Her mevsim içimden gelir geçersin” gibi çok sevilen şarkıları bestelemiştir.
Kadınlar Gününde verdiğimiz bu konserle unutulmaz bir gün yaşadık. Herhalde en güzel kutlamalardan biri oldu. Bu büyük kadın ustalar hem anne ve eş oldular hem de bu güzel bestelerle hayatımıza büyük renk ve değer kattılar. Hepsinin mekânı cennet olsun.