Böyle önemli bir derbide Fenerbahçe’yi yanlız bırakmayan, 12. adam statta ful yerini almıştı. Bu coşkulu ve kalabalık taraftarın önünde kontrollü başlamak mümkün değildi.
Galatasaray açısından ise 4 puan önde olmak çok rahat olmak anlamını taşımıyordu. Kaygı düzeyi olmazsa kaybetme şansınız yüksektir.
Son 15 maçtır evinde yenilmemişti Fenerbahçe , Galatasaray’a... Bu maçların ilk yarılarında da geride gitmediler soyunma odalarına.
Ancak Beşiktaş’ın puanını 51’e getirmesi, Fenerbahçeli oyuncular için maçıh stresini daha da arttırdı.
Hamza hoca Fenerbahçe takımını hafta içinde çok iyi analiz etmiş. Bu tarz maçları kaldırabilecek tecrübeli oyunculardan kurulu bir kadro çıkartmış. Hamza hoca 2-3 pas yapıp iki bekini de hücuma kaldıran Fenerbahçe’nin taktiğine göre oyun planını düzenlemiş.
Maç öyle bir başladı ki herkesin beklediğinin aksine beraberliğe gelmemiş bir Galatasaray gördük sahada.
Galatasaray’da başlangıçta Olcan sol arkada, Telles önde başladı. Ancak Olcan’ın arkası hep aksadı.
Stoperde Hakan tercihi doğru hamleydi. Ancak Hakan sakatlanınca yine görev Koray’a düştü. İlk 12 dakikada Galatasaray 2 net pozisyondan yararlanamadı. Selçuk’un şutunu Volkan çıkardı, diğerinde ise Volkan’la karşı karşıya kalan Burak aşırttı; top az fakla dışarı gitti. Fenerbahçe’de Caner ve Gökhan ilk yarıda istedikleri atakları yapamadılar. Umut ve Telles bu oyunculara geçit vermedi. 20’den sonra Fener, Galatasaray kalesine daha çok gelmeye ve oyun üstünlüğü ele almaya başladı. Kuyt, Diego ve Emre’yle çekilen şutlara Muslera izin vermedi. İlk yarıda gole kaleciler engel oldu.
2. yarıda Galatasaray kendi yarı alanına daha çok çekildi. Fener Kuyt’la, Sow’la, Emenike’yle yakaladığı akıl almaz gollük pozisyonlarda ya Muslera kurtardı ya da beceriksizlikten atamadılar. Koray, Olcan tarafı bundan önceki maçlarda da G.Saray’ın zayıf karnıydı . Nitekim Fenerbahçe sol tarafı Emenike ve Gökhan’la ablukaya aldı. 65’te Emre’nin frikiği direkten döndü. Fenerbahçe adeta gol kaçırma yarışına girdi. Bir derbide bu kadar gol pozisyonu yakalayıp atamazsanız buna şansızlık, olmadı, top istemedi demek ayıp olur. Ancak böyle olmadı. 81’de Kuyt bu defa zoru başardı ve topu adeta iğne deliğinden geçirip Fenerbahçe’yi yarışta tutan golü kaydetti.