2024 Turkcell Süper Kupa maçında tarihi bir mücadeleye şahit olduk. Kupa Şampiyonu Beşiktaş, Lig Şampiyonu Galatasaray'ı 5-0'lık skorla yenerek Süper Kupa'nın sahibi oldu. Böylece Beşiktaş Başkanı Hasan Arat 6 aylık döneminde ikinci kupasını kazanmış oldu. Geçen sezon aynı kupayı, Fenerbahçe, maça U19 ile çıkarak sonra da maçtan çekilerek Galatasaray'a hediye etmişti. Fenerbahçe yönetimi, kupayı kazanarak belki de ligin kaderini bile değiştirebilecek bir moral üstünlüğüyle sezon finaline girmek ve şampiyonluk ihtimalini zorlamak yerine ezeli rakibi Galatasaray'a kupayı altın tepside sunmuş, rakibine karşı ligin sonuna kadar moral üstünlüğü elde edememiş ve neticede lig şampiyonluğunu da Galatasaray'a kaybetmişti.
Süper Kupa maçının ardından gördük ki son iki senenin şampiyonu Galatasaray aslında hiç de düşünüldüğü gibi güçlü bir yapıya sahip değilmiş. Bir yenilgi Galatasaray'ın dağılması, gizli gizli süren iç hesaplaşmaların gün yüzüne çıkması, Dursun Özbek ve Okan Buruk'un koltuğunun tartışılması, Fatih Terim ve Erden Timur için kapıda bekleyen yancıların ortaya çıkması için yeterliymiş. Maçın ardından Galatasaray'ı bir kasırga aldı ki tarifi zor. Bunu kupa yenilgisi ile izah edebilmek tek başına mümkün değil. Kağıttan kale yıkıldı yıkılacak. Geçmişte de Galatasaray'ın benzer dönemleri oldu. Ya bu durumdan Galatasaray daha da güçlenerek çıktı ya da lige sezonun başında havlu attı. Geçmiş yıllardan devreden mali yükün ağırlığı da göz önünde bulundurulduğunda bu seferki kötü gidişatın güçlenmeye, iyileşmeye evrileceğini düşünmek için hiçbir olumlu sebep yok.
Galatasaray'da yaşanan olumsuz kırılma anı aslında geçen sene de Süper Kupa maçında yaşanabilecekken Ali Koç'un kişisel egosu ile bu fırsat kaçmıştı. Bu fırsat kaçmasaydı ne Galatasaray 112 puan ile şampiyon olabilir, ne Dursun Özbek yeniden başkan seçilebilir ne de Okan Buruk bu takımın başında kalabilirdi. Bu trenin kaçmasından dolayı Galatasaray taraftarları Ali Koç'a ne kadar dua etse azdır. Trabzon maçından sonra Fenerbahçe'nin saha içini bırakıp saha dışına çıkması, hiçbir amaca hizmet etmeyen olağanüstü genel kurul toplantısı, ligden çekilme gündemi ile başlayan sürecin süper kupa maçına U19 ekibini çıkarma kararına varması ile Galatasaray içinden hiçbir şekilde çıkamayacağı bir kaostan sıyrılarak ligi şampiyon olarak tamamladı. Gerçekten de inanılır gibi değil. Meşhur şarkıda ne derler bilirsiniz: "Kader diyemezsin, sen kendin ettin."
Bakalım Galatasaray'daki bu kriz neye dönüşecek? Yaşayıp göreceğiz.
BU SEZON O SEZON OLACAK MI?
Fenerbahçe'de sezon öncesi takımda tek eksik Lugano maçında sakatlanan Fred. Kadro ve teknik direktör kalitesi ile lige en hazır takım Fenerbahçe. Eğer kendisi bir hata yapmaz, kendi kalesine bir gol atmazsa bu sezon rakibi yok gibi. Fenerbahçe'yi biraz Beşiktaş ve Trabzonspor biraz da Galatasaray ve Başakşehir zorlar gibi görünüyor. İddialı konuşmamak lazım ama bu sezon Fenerbahçe tarihin en kolay şampiyonluğunu elde edebilir.
Tabii ki dediğim gibi kendi bindiği dalı kesmezse. Bunun için Acun Ilıcalı ile kazanılan ritim korunmalı.
Ali Koç futbola geçen yıllarda olduğu gibi müdahale etmemeli. Hoca serbest bırakılmalı. Ahmet Ketenci ile İsmail Kartal ilişkisi bu sene beklenmemeli ve olmamalı da. Bu sezon Acun Ilıcalı dört dörtlük transferleri ve kulübü rahatlatan finansal destekler ile yeni bir enerji kazandırdı.
Aman ha bu durum bozulmasın.
YANCILAR İŞİNE BAKSIN
Geçen hafta içinde medyada, efsane başkan Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'ndan bir loca satın almak istediğini, elde satılacak boş loca olmadığından Aziz Yıldırım'ın bu isteğinin yönetim tarafından geri çevrildiğini okuduk. Bu konuda çıkan haberler maalesef doğru. Aziz başkana kendi yaptığı stadyumda yer bulamamak olsa olsa bize mahsus bir durum. O da oldu. Eminim ki yönetim istese Aziz Yıldırım'a bir loca bulurdu.
Ama isteseydi.
Samimi olarak Aziz Yıldırım'a bir loca bulunmak istendi mi? Ali Koç'un Aziz Yıldırım'ı stadyumda görmek, onunla birlikte olmak isteyeceğine eminim. Ali Koç'un bilgisi olsa loca anında bulunurdu diye düşünüyorum. Yine de ilerleyen günlerde Ali Koç'un devreye girerek bu ayıbı düzleteceğine eminim. Peki bu duruma nasıl gelindi? Ali Koç ile Aziz Yıldırım ilişkisinin yarım kalmasını, birlik ve beraberliklerini istemeyen o kadar kişi var ki. Ali Koç'un bile bu durumu değiştirmeye gücünün yetmeyeceğini düşünüyorum.
Kulağımıza bu konuda gelen o kadar duyum, olay var ki. Hangi birini anlatsam? Aziz Yıldırım'ın yüksek divan kurulu toplantısına katılmasından kimler kimler rahatsızlık duymuşlar... O gün kulübün bazı profesyonel çalışanlarının Aziz Yıldırım'ın yüzüne değil arkasından söyledikleri kötü sözler olmuş. Bir kurul başkanının Aziz Yıldırım ve Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu'nun arkasından Ali Koç'a onlar hakkında söylediği yalanlar, çarpıtılmış gerçekler, dedikodular kulağımıza çalındı. Bu kurul başkanı aynı şeyleri kulüp içinde bir de övünerek anlatıyormuş. İnananlar akıl tutulması yaşıyorlar. Beyler, bayanlar kendinize gelin. Bu insanlar bu kulüp için hapis yatmış, bedel ödemiş insanlar. Bu insanların isimleri kulübün tarihinde altın yaldızlı harflerle yazıyor.
Peki ya siz kimsiniz?
Bu kulüp için ne yaptınız?
Kiminiz Fenerbahçe'yi aldığınız maaş kadar seviyorsunuz, kiminiz ise Ali Koç'un size verdiği makam kadar. Kendi özgül ağırlığınız nedir? Aziz Yıldırım ile Ali Koç'un arası bozuk olursa siz kazanırsınız ama Fenerbahçe kaybeder. Sizin ederiniz de değeriniz de bu ilişkiyi bozmaya değmez.
Kendinize gelin.
Birlik ve beraberlik bu camianın özlemi ve hakkı.
Bu camia size öyle ağır bir hesap sorar ki tek kelime bile cevap veremezsiniz.
Kendinize bir an önce sıkı bir çekidüzen verin.