Beşiktaş’ın iki önemli eksiği var. Birincisi takıma yerleşmiş bir oyun planının olmayışı. İşi sahada oyuncunun o anda bireysel özelliklerini rastlantıyla doğru birleştirmesine kalıyor. İkincisi de çoğu futbolcunun bireysel becerilerini yeterince gösteremeyişleri! Bu yüzden iyi oyuncular olmasına karşın takım başarısı elde edilemiyor. Kararsız savunma ve özellikle kararsız hücumlar yapılıyor. Dün gene bunu gördük. Ancak takımsal ve bireysel beceri kıtlığına karşın takımda kazanma isteği vardı. Ayrıca bir potansiyeli olduğunu da belli etti. 42.dakikada gol getirmeyen, 54’de golle sonuçlanan organizasyonları kalite ürünüydü. Ama bu organizasyonlara alışkanlığı yoktu.
Fenerbahçe’deki dünkü eksikler bireyseldi. Alex ile Emre’nin olmayışı takımın futbol aklına, düşünce zenginliğine olumsuz etki yaptı.
Fenerbahçe çarpıcı, yaratıcı bir oyun oynamadı ama Beşiktaş’taki gibi bir plansızlık sorunu yoktu. Özgüveni yerindeydi. Beşiktaş’ın kanatlarındaki Hilbert-Quaresma ve İsmail-Simao ikililerine uzun süre hücum yolları açmadı. Ve oraları hücum için daha çok kullandı. Orta alanı Beşiktaş’a kaptırmadı. Özellikle ikinci yarı başında açık bir üstünlük kurdu. Beşiktaş bu nedenle Fernandes kozunu etkili kılamadı.
Beşiktaş rakibinin yaratıcılık eksikliğini de kullanamadı. Hakem şansı gene yanında değildi. Hakem Özkahya Semih’in Ernst’in topuğuna arkadan çakmasına kart göstermedi... 7. dakikada Baroni’nin Rüştü’nün ayağına basmasına faul bile çalmadı, ama Edu’nun daha önce hamle yaptığı topa çıkan Volkan ile oyun akışının gereği çarpışmasına kartı çıkardı! Semih’in Veli’nin gırtlağını sıkmasına aldırmadı, gene Semih’in nedensiz yere yatıp kendini aldatmasına izin verdi!
Egemen’in, Hilbert’in, Fernandes’in gördüğü kartlar, Beşiktaş’ın savaşma cesaretin azalttı. Oyunda beraberlik kurulmasından sonra Fenerbahçe’nin mutlaka kazanmak için yaptığı hücuma ağırlık veren hamleler orta alan mücadelesinin birinci bölgelere taşınmasına yol açtı. Bu dönemde Beşiktaş’ın sorumsuz ünlüleri Q7 ve Simao’nun da biraz olsun taşın altına ellerini soktuklarını izledik.
Fenerbahçe’nin puan yitirme endişesiyle oyun disiplinine boş verir yapıya bürünmesi Beşiktaş’ın hücum alanları bulmasına yaradı. Ama kaderine bakın ki rakip kaleye atmaya çalıştığı golü, ters bir vuruşla kendi kalesine attı!