Galatasaray’da seçime çok az bir zaman kaldı ama hala tanıdık, bilinir güzel isimlerin ortaya çıkmadığı da bir gerçek. Buna şaşırıyorum. Neden ortaya çıkmazlar, neden Galatasaray’a destek vermezler?. Tabi ki böylesine zor bir zamanda...
Nerede Adnan Polat, nerede Ünal Aysal, nerede Faruk Süren, nerede Ali Dürüst gibi ağır toplar? Nerede Sayın İnan Kıraç?
Aslında böyle zor zamanlarda Galatasaray’a sahip çıkan isimler çok daha değerlidir. Evet, Galatasaray’ın borcu büyük. Bu borç yapılırken Galatasaray kongre üyeleri neredeydi? Çoğunluk niye hesap sormadı? Emme-basma tulumba gibi el kaldırıp, el indirdiler. Şimdi ağlama zamanı değil, birlik ve iş yapma zamanı.
Ey Ali Dürüst! Sen ne zaman başkan olacaksın? Hep böyle kaçak mı dövüşeceksin? Yani seni de anlayamıyorum. Her seçimde her yönetimin listesindesin. Kongre de seni istiyor. Peki sen neden başkanlığa talip olmuyorsun? Korkuyor musun?
Ben senin yaptığın futbol yöneticiliğini yaparım. Ama bu kadar yıllık yönetici tecrüben artık senin başkanlığa hazır olduğunun göstergesidir. Kaçma... Galatasaray’a sahip çık.
***
Cim-Bom kupadaki Manisa engelini aşmıştır. Rövanş formalitedir. Çünkü artık yarı finaldedir. Bundan sonraki hedefi Süper Lig’deki Trabzonspor deplasmanıdır. Bu deplasmandan değil bir puanla, üç puanla dönmek zorundadır, eğer şampiyonluğu istiyorsa... Bu saatten sonra ne içeride ne de dışarıda kaybedilecek yarım puan dahi yoktur. Sakatlığı geçen Burak Yılmaz’ın da kadroya dahil olmasıyla Galatasaray’ın forvetteki gücü katlanmıştır. En büyük tehlike kolay gol yemesidir. Bu sorun çözülmese de Burak’ın, Sneijder’ın, Umut’un golleriyle iki yiyip üç atacak bir konumda oldukları için forvetin gününde olması gerekir. Ben bu üçlüye güveniyor ve inanıyorum.
Ama unutulmaması gereken de şudur. Trabzonspor deplasmanı zordur. Üstelik kendi sahasında Trabzonspor’a Galatasaray farklı mağlup olmuştur. 4., yıldızı takma yolunda bu rövanşı mutlaka almak zorundadır.