Son 5 dakikadaki hareketlilik olmasa ilk yarıda söylenecek ne vardı diye uzun süre düşündüm.
Galibiyetin Trabzonspor’a dördüncülük getireceğinin bilinci içerisinde daha derli toplu bir futbol beklerken, kimin ne yaptığı belli olmayan sıradan bir takım seyrettik.
Enterasandır, Gençlerbirliği de ilk yarıda Trabzonspor’a ayak uydurunca futbol tatsız-tuzsuz oldu. Mustafa Akbaş’ın talihsiz sakatlığından dolayı Yusuf Erdoğan’ın oyuna girmesi ilk yarıda futbol oynandığını sporseverlere hatırlattı.
Son 5 dakikada Trabzonspor daha çok akın eden taraf oldu. Ama gel gör ki anormal paralar verilerek alınan Waris, Yatabare, Deniz ve Erkan ortada görünmediler. Golcülerin durumu böyle olunca Trabzonspor’un gol bulması imkansız oldu.
Sahada Trabzonspor daha üstün gözükse de “Arı vız vız ama bal yok” misali, futbolcular ne koktular, ne de bulaştılar.
Sakatlıklar sebebi ile mecburen yapılan değişiklikler Trabzonspor’a bir nebze katkıda bulunmasına rağmen enterasandır teknik direktörün kendi isteği ile yaptığı tek değişiklik Gençlerbirliği’ne golü kazandırdı.
On kişi kalan Gençlerbirliği ile Trabzonspor’un sahada herhangi bir farkı yoktu.
Aslında yakından takip edenler, Trabzonspor’un istikrarsız bir takım olduğunu, sahada ne yapacağının belli olmadığını, bu sebepten her türlü neticeye hazırlıklı olunması gerektiğini iyi biliyor.
Bosingwa ve sonradan oyuna giren Yusuf Erdoğan ikinci yarıda oyunun yıldızı oldu. Yusuf’un kullandığı frikikte topu ince bir şekilde Medjani’ye göndermesi alkışlanacak cinstendi... Yusuf, çalışkan ve yetenekli.. Ancak bazen bencilleşiyor. Daha müsait durumda olan arkadaşlarını görüp pasını vermeli..
Bu arada yeri gelmişken söyleyelim.. Alanzinho’yu gönderip, Erkan Zengin’i aldılar.. Alan da satan da aynı... Şimdi soruyorum;
1) Ne farkları var?
2) Bunları kim aldırttı?
3) Maliyetleri nedir?