Ahmet Taşgetiren’in satılmayacağını annenizden babanızdan emin olduğunuz kadar bilirsiniz.
Ahmet Taşgetiren’in, “Doğrucu Davut” denecek kadar, doğruluğun peşinde olduğunu bilirsiniz.
Ahmet Taşgetiren, Mücadele Birliği’nden ayrılırken yukarıdakilere “Sizi kılıçlarımızla düzeltiriz” ölçüsü nereye gitti?” diye sorarak ayrıldı. Nerede ne yapacağına dair hiçbir hesabı yoktu. Aylarca işsiz kaldı.
Ahmet Taşgetiren, Yeni Şafak’tan ayrılırken, atılırken değil ayrılırken, sadece Başbakan’la girdiği düşünce farklılığından hareket etti. Nereye gidebilirim diye hiçbir hesap yapmadı. Bir süre işsiz kaldı, sonra Aksiyon’un ve Bugün’ün sayfaları açıldı.
Ahmet Taşgetiren, Bugün’den ayrılırken, sadece Bugün’ün ve Camia’nın çizgisinden ciddi bir farklılaşma yaşadığı gerçeğinden hareket etti. Aksiyon’la, Burç FM’le bir problem yaşamadı. Ama Camia öyle bir sürecin içine girmişti ki, bundan Aksiyon ve Burç FM’in etkilenmeme ihtimali yoktu ve oralarda da sıkıntı olması kaçınılmazdı. Ayrıldı, ayrılırken, başka hiçbir yayın organı ile bağlantısı söz konusu değildi.
Ahmet Taşgetiren tabii ki yazmaya devam edecekti. Çünkü Türkiye’nin ve İslam dünyasının, çok hayati bir süreçten geçtiğini, Türkiye’nin Türkiye olma, İslam dünyasının gerçekten İslam dünyası olma mücadelesi verdiğini ve böyle bir mücadelenin önünün kesilmesi için çabalar sarfedildiğini görmekteydi.
Ve maalesef Camia adına ortaya konan tavır, onu üretenler farkında olsun olmasın, gidip, bu yol kesici operasyonlarla içiçe girmekteydi. Bugün yazmayacaktı da ne zaman yazacaktı?
Farklı gazetelerden teklif geldi.
Ahmet Taşgetiren, hepsine teşekkür etti, hepsinin bu süreçte hayati roller ifa ettiğine inandığını söyledi ama Star’ın teklifini kabul etti.
Star ile tabii ki bir ücret sözleşmesi yaptı. Tıpkı Bugün’le, Aksiyon’la, Burç FM’le yaptığı gibi.
Bu ücret sözleşmesinin “fikirlerini satma” anlamına geldiğini Camia bünyesinde pazarlayanlar, eğer kendilerinin de belli ücret karşılığında kişiliklerini satmaya hazır olduklarını düşünmüyorlarsa, o söylemden vazgeçsinler.
Bize, Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarımız sırasında da “Kaça satıldınız, 40 bin mi 50 bin mi?” soruları yöneltilmişti. O zaman da bazen canım sıkılıyor ve bunu sorana, “Sen Türkiye’yi kaça satarsın?” sorusunu yöneltiyordum. Ik mık ediyor “Ne demek bu?” diye cevaplıyordu. Yani “Satma işi”ni kendisi için düşünülemez buluyordu. “Peki, diyordum, kendin ülkeyi satmazsın da benim satacağımı, Başbakan’ın satacağını nasıl düşünürsün?” Tabii ki ses yok.
Şimdi Bugün’e, Aksiyon’a, Burç FM’e sormuyorlar, “Ahmet Taşgetiren sizden ne kadar ücret alırdı?” diye. Ancak benim Star’dan oralardan aldığımın birkaç katı maaş aldığım ve düşüncelerimi ona göre ürettiğim yalanını pazarlıyorlar.
Bu süreçte artık, birilerini “İslam’ın ölçüleri” ile uyarmanın fayda vermediğini öğrendim. Çünkü müthiş bir makyavelizm hükümferma. Yalanın, iftiranın bini bir para. Adamlar bakanlarla ilgili bile mut’a nikahı söylentileri oluşturabiliyorlar. Hiç mi ahiret kaygısı bulunmuyor bunu yapanların?
“Tayyip Erdoğan Türkiye’yi İran’a peşkeş çekiyor” türü söylemleri seslendirenlerin, Ahmet Taşgetiren’le ilgili maaş yalanları üretmeleri çocuk oyuncağı sayılır.
Ahmet Taşgetiren, bugün seslendirdiği düşüncelerini, Bugün’de, Aksiyon’da yazarken, Burç FM’de konuşurken de, özellikle Samanyolu bünyesinde bulunan arkadaşlara özel ortamlarda ifade etti. İnsaf sahibi olanlar, bu süreçte de Ahmet Taşgetiren’in, Camia’nın kendisini tüketecek bir ateşin içine sürüklenmemesi için çırpındığını bilirler. Çünkü Ahmet Taşgetiren, sadece bünyesinde hizmet ettiği Camia’yı değil, bütün hizmet yapılarını, İslam’ın ortak bütçesi, bir tür beytülmal gibi gördü. Kim yazı istedi ise, kim konferans istedi ise, kim mülakat istedi ise, mümkün olduğu ölçüde onları geri çevirmemeye çalıştı. Bu süreçte Hizmet camiasının yara almasından da kaygı duydu. Ama Hizmet adına hareket edenler, götürdüler koca yapıyı bir savaş ikliminin içine soktular.
Ahmet Taşgetiren’in sağduyu çizgisinin o savaş lobisini rahatsız ediyor olmasını yadırgamam. Bir gün herkes, bu savaş ikliminin sonrasında Hizmet adına karşılaşılan kayıpları görecek. Belki Tayyip Erdoğan da yaralanacak ama, daha şimdiden Hizmet’in kaç yıllık bir aşınma yaşadığını görmek mümkün.
Pensilvanya’ya Türkiye nasıl yansıyor bilmiyorum, ama Türkiye’nin gönül ikliminde, Camia’nın 3 ay öncesine göre çok büyük bir itibar aşınması içine girdiğini belirtmek isterim.
Satma- satılma bahsine ilgi duyanlara son bir soru. TIR operasyonları nasıl bir bedel içeriyor ve ita amiri kim?