Son Samuray filminin efsane haline gelmiş sahnesinde şu sözler sizi sarsar: 'Yalnızca yaptıklarından utananlar kabus görür.'
2015 yılına Fransa'daki saldırıları konuşarak başladık ve yazık ki öyle de devam ediyoruz. Belki ya da hiç olmazsa diye umudumuzu koruyalım. Bu durum, Fransızların da kendilerini konuşmalarına ve aynaya bakmalarına vesile olur.
Jean Paul Sartre, genç yaşta hayata gözlerini yuman Frantz Fanon'un 'Yeryüzünün Lanetlileri' kitabına yazdığı önsözde herkesi aynaya bakmaya davet ediyordu: 'Biz Avrupalılar da, biz de sömürgesizleştiriliyoruz. Yani her birimizin içinde var olan sömürgeci kanlı bir operasyonla çıkartılıyor. Cesaretimiz varsa kendimize bir bakalım ve ne hale geldiğimizi görelim.'
Söz Fanon'a gelince, onun Cezayir'e dair yazdıklarını, daha doğrusu haykırışını hatırlamadan geçmeyelim. Ama önce bugündüşünce özgürlüğü adına dünyayı ayağa kaldıran Fransa, Cezayir'de nasıl bir sömürü düzeni kurmuştu, onu hatırlayalım:
'Cezayir 1830‟dan itibaren Fransız sömürgesiydi. Fransa‟nın büyüklüğünün, ihtişamının en önemli sembolü, Fransız evrenselciliğinin deneme tahtasıydı. Cezayir‟de yaşayan ilkel insanların asimile edilmesi amaçlanıyor ve Cezayir bir sömürge değil, Fransa‟nın bir parçası (departman) olarak görülüyordu. Ancak Cezayirli elbette ki eşit bir yurttaş olarak kabul edilmedi. Kurtuluş savaşının başladığı 1954‟e kadar mülksüzleştirildi, aşağılandı, kültüründen koparılmaya çalışıldı ve her türlü şiddete maruz kaldı. Fransız hümanizminin evrenselciliği, Cezayir topraklarında yalandan başka hiçbir şey ifade etmeyen bir baskı-sömürü düzeni kurmuştu.' ( F. Fanon: Ezilenlerin ve Mülksüzlerin Düşünürü, Dr. Barış Ünlü, A.Ü. Afrika Çalışmaları Dergisi, C.1 Sayı 1)
Gelelim Fanon'un haykırışına. Yeryüzünün Lanetlileri'ndeki şu cümle, Fanon'un kısacık ömrüne sığdırdığı ve sömürgeci zihniyetin yüzüne vurduğu ağır darberlerden birisidir:
'Sömürgecinin yönettiği dünya karşısında sömürge halkı suçsuzluğu kanıtlanana kadar her zaman suçludur.' Fanon, kitabın sonunda insanlığı yok eden Avrupa'dan kurtulmaya davet eder herkesi :
'Hayallerimizi terk etmeli, eski inançlarımıza ve dostluklarımıza elveda demeliyiz. Ağzından insan sözünü hiç düşürmeden sokak köşelerinde, dünyanın bütün köşelerinde insanları katleden bu Avrupa‟yı bir kenara bırakalım. Avrupa‟nın yaratamadığı bütünlüklü insanı biz yaratmaya çalışalım. Afrika‟yı yeni bir Avrupa‟ya dönüştürmek istiyorsak, Amerika‟yı yeni bir Avrupa‟ya dönüştürmek istiyorsak, o halde ülkelerimizin kaderini Avrupalılara emanet edelim. Onlar bizim en iyimizden daha iyi bir iş çıkarırlar !'
Bugün alıntılarla başladık, öyle devam edelim. Bir büyük bilge Rene Guenon, Modern Dünya'nın Bunalımı'nda bakın neler söylüyor ;
'Batılı bir yabancı orduya direnirse ‘vatansever’ denir. Eğer Batı ordularına direnen varsa fanatik veya yabancı düşmanı olur; sadece aşağılanmayı ve nefreti hak eder. Zaten Batılılar ele geçirdikleri her yerde bu işgali “adalet, özgürlük ve uygarlık” adına yapmıyorlar mı? Herkesi kendileri gibi düşünmeye mecbur edip farklı fikirleri yasaklamıyorlar mı?
...Batıda iki türlü insan var. Saf olanlar “uygarlaştırma misyonu” gibi süslü sloganlara aldanıyorlar. Bunlar açgözlülere ve şiddet yanlısı insanlara alet olduklarının farkında değiller. Doğulular Batıyı işgal etmeye çalışmıyorlar. Avrupalıların eziyetinden ve işgalinden kurtulmakla meşguller. Batının bu işgali doğuluların zihniyetini bile kontrol altına almakta. Ama ne acayip ki saldırganlar kendilerini mağdur gibi gösteriyor.'
Kim ne yaparsa yapsın, sömürgeci zihniyet kabuslar görmeye devam edecek. Sadece yaptıklarından utanması değil, utanacak işler yapmaması onu kabuslardan kurtaracak.
Aynayı kendimize tutmayıı unutmadan elbette. Kabuslarla uyanmamak için.