Yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz, değil mi? UBER şoförü darp etmeler, UBER yolcusunu tehdit etmeler. UBER milyar dolar harcasa bu kadar sempati ve müşteri kazanamazdı.
Peki gerçekten problem UBER mi?
Değil...
***
Keşke her sıkıştığımızda, zor zamanlarda kaybolmasaydı da o sarı taksiler, en ihtiyaç duyduğumuz anda yanımızda olabilseydi…
Keşke mahcup olsaydık, “yakın mesafe bindim, kusura bakma” deseydik de “Olur mu öyle şey, nasip bu işler, bizim için yolcunun uzun mesafesi de kısa mesafesi de birdir, baştacıdır, velinimettir” cümlelerini işitebilseydik…
Keşke eşimizi, çocuğumuzu bindirdiğimizde “Bak gidince mutlaka ara” deyip uzaklaşırken plakasını hemen not etmek yerine, eğilip şoföre “Çocuklar size emanet” diyebilseydik.
Keşke en ufak bir tartışmada, bir taksiciyle bir sivil vatandaş tartışırken on tane taksici durup da liseli kavgasına dönüştürüp, birlik olup vatandaşa girişmek yerine yerine inip kendi meslektaşına “Yapma, yakışmaz, sen esnafsın” deyip kavgayı bitirdiklerini görebilseydik.
Keşke turist bindiğinde ellerini ovuşturmak yerine, “Şu anda bu turist için Türkiye ben demek, onu en iyi şekilde ağırlarsam döndüğünde herkese anlatır, memleketime turist gelir” dediklerini duyabilseydik.
Keşke yol-iz bilmeyen biri bindiğinde Yeni Delhi üzerinden götürmenin yollarını aramak yerine en kısa, en kestirme yolu söyleyip, “Size bir kilometre fazla yazarsam bu taksiden kazandığımla evime götürüp çocuğuma yedirdiğim lokma haram olur” diyeceklerinden emin olabilseydik.
Ve bir gün “UBER” diye bir şey çıkageldiğinde burun kıvırıp “Bu da neymiş, bizim aslan gibi sarı taksimiz var” diyebilseydik de UBER kendiliğinden gitseydi…
***
Keşke be taksici abi.
Elbette mahallenin en beyefendi abileri de var aranızda, biliyoruz. Ama öylelerine verdiniz ki bazen arabayı, bindiğimizde şüpheye düşmeden edemiyoruz hanginiz var direksiyonda…
Yani yukarıda yazdıklarım bütün taksicileri tanımlamıyor. Ama itiraf edelim;
Ayıklamadınız.
Kötüyü, iyiden ayıklayıp mesleğinizin adının kötüye çıkarılmasını engellemediniz.
Çözemediniz.
Mesleğinizle ilgili şikayetlere kulak tıkadınız. Düzeltme yoluna gitmediniz. Eleştirilere kulak tıkadınız.
Yetmedi, yeni dünyaya ayak uydurmanız ve özeleştiri yapmanız gerekliliği çıktı ortaya, oralı olmadınız.
Şimdi şapkayı önünüze koyup düşünme zamanı; sizin gerçekten probleminiz UBER ve benzerleri mi?
Devlet UBER’i Edirne’nin ötesine sürse ve kanunlarla sizi koruma altına alsa rahatlayacak mısınız? Bunca eleştiriyi, şikayeti, memnuniyetsizliği gerçekten duymuyor musunuz?
***
Açık konuşalım, gerçekten de meslek olarak taksiciliği seven, seçen insanlar vardır muhakkak, onları tenzih ederek söylüyorum ki;
Taksicilik bir meslekten öte bir “İşsizin ehliyetli hali” şekline dönüşüverdi.
İş bulamayana geceden sabaha taksiyi verdiniz.
İşleri kötü gidip batan esnaf taksiye çıkmayı buldu çözüm olarak.
E peki güzel de kardeşim, sen işler kötü diye, canın sıkkın diye yahut da başka iş bulamıyorsun diye ben sana canımı emanet etmek zorunda neden kalıyorum?
***
Çözüm UBER mi?
Uyanık UBER de bu sorundan çok güzel faydalanıyor. Alternatif bir uygulama olmasının yanında, dünyada bu form değiştiren ulaşım ihtiyacının yeni cevabı olarak sadece kendi markasını konumlandırmak için TAKSİCİ , UBER’E KARŞI savaşına benzin döküyor.
Akıllıca mı? Evet.
Ama sırf taksiye kızıyoruz diye körü körüne de bir markaya sarılmak da doğru değil.
UBER ile ilgili de şikayetler var. Mesela Türkiye ofisine erişmekte zorlandığını, fazla ücret alındığını ve geri almak için muhatap bulamadığınu söyleyen kullanıcılar var.
UBER de madem bu kavganın bir tarafı oldu, doğru düzgün bir çağrı merkezi, düzgün bir ülke ofisi ile daha şeffaf hizmet verebilir mesela.
Kısacası bizim sorunumuz UBER’e ayılıp bayılmak değil, taksilerimizin gerekli değişimi bir türlü başlatamaması.
Taksilerimiz gerekli revizyonu yapsın, bu sorunlar ortadan kalksın.