Romantik komedi filmlerinin yıldızı Jennifer Anniston’u hiç beklemediğimiz bir rolde seyredeceğiz. Cake adlı filmde çocuğunu kaybeden bir kadını oynayan Aniston yara izleriyle, makyajsız ve üzüntü dolu gözleriyle bambaşka bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.
Bu hafta vizyona giren Cake, iki yönüyle konuşulması gereken bir film. Her şeyden önce çok dramatik bir konuyu işliyor. Odağında ölüm ve sevdiklerimizi kaybetme var. Bu konuda bir film yapıldığı zaman çoğunlukla duygu sömürüsünün tavan yaptığını görürüz. Bu tür bir acıyı gerçek hayattaki gibi işlemek çok zor. Hele filmdeki gibi kaybettiğiniz eğer bir çocuksa ve onun anne babasıysanız hikaye çok değişiyor. Doğanın işleyişine kimse karşı duramaz, ölüm hayatın bir gerçeği. Hatta hayattan çok daha fazla bizi ifade ediyor. Ölüm bizi ilk olarak ana babamızı kaybettiğimizde gerçekten vurur. Hep düşündüğümüzü sandığımız şeyleri aslında gerçekte hiç düşünmediğimizi anlarız. Çoğunlukla basmakalıp düşüncelerin esiri olmuşuzdur. Ölüm ailemizi elimizden aldığında ilk önce büyük bir acı ondan sonra ise bir alışkanlık yaratır. Zaten o alışkanlık sayesinde her şey yoluna girer. Kendiniz bile şaşırırsınız nasıl parçalanmadan atlattığınıza bu dönemi. Ama söz konusu filmdeki gibi bir evlat ise işte o zaman başka bir durum söz konusu. Cake bu durumu elinden geldiği kadar doğru anlatıyor. Filmin en önemli özelliği de bu.
CLAIRE’İN DRAMI ÜZÜYOR
Bir trafik kazasında oğlunu kaybeden Claire’in kendisi de büyük yaralar alır. Yıllarca tedavi görür rehabilitasyona tabi tutulur. Ama hala bitmez ağrıların pençesindedir. Vücudunda ve yüzünde bu facianın izlerini taşıyacaktır. Her aynaya baktığında ve sırtı her ağrıdığında bebeğinin ölümünün acısı da yüreğinde yer bulacaktır. Bunun en kötü tarafı ise bir alışkanlık hissiyle bu acının yok olmamasıdır. Çünkü bir anne çocuğunu kaybederse sebebi ne olursa olsun tek suçlu olarak kendisini görür. Annenin görevi bebeğini korumaktır. Çocuk ölürse anne kendini suçlar. Claire de aynen bu suçluluk hissini taşır. Kocasına hayatı zehir eder ve eşi evi terkeder. Psikoloğunun isteğiyle gittiği rehabilitasyon grubunda o kadar uyumsuz ve acımasızdır ki sonunda gruptan bile atılır. Yakın çevresinden birilerini kaybedip krizi atlatma peşindeki insanlardan oluşan grupta Claire’in neredeyse tek arkadaşı Nina da intihar edince iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Nina geride bir eş ve oğul bırakmıştır. Claire, Nina’nın eşi Roy ile vakit geçirmeye başlar. Onun kaybını nasıl algıladığına bakar ve duygusal bir iletişime geçer. Her ne kadar bu iletişim her ikisi için kolay olmasa da birbirlerinin çıkışsızlıkları bir diğerinin çözümlerini sebeplendirir.
Filmin düğümlerinin çözüldüğü nokta Claire’in kendisinin iyi bir anne olduğunu kabullendiği andır. Bu bütün suçlulukların temizlenmesi, yükün hafiflemesi anlamına gelir. Gelelim filmin zayıf yönlerine. Her şeyden önce bu kadar ağır bir konuyu Hollywood endüstrisinde işliyorsanız ne kadar gerçekçi olmaya çalışırsanız çalışın yine de gerçekten uzak karakterler yaratıyorsunuz.
FİLMİN ZAYIF KARNI HİZMETÇİ
Mesela filmde Claire’in yardımcısı rolündeki Silvana karakteri. ABD’de Latin göçmenlerin sayısı yüzünden midir bilinmez illa böyle hikayelerde melek gibi hizmetli görme alışkanlığı edindik. Silvana niye bu kadının peşinde, niye bütün geçimsizliğine rağmen onun yanında yer alıyor. Her türlü hakareti ve kabalığı sergileyen Claire’in Silvana ile olan ilişkisi filmin zayıf karnı. Sam Worthington’ın canlandırdığı Roy karakterinde de aynı sunilik hissediliyor. En başarılı ve gerçekçi performans ise Claire’i canlandıran Jennifer Aniston’a ait. Kendini çirkinleştirerek bir filmde yer almak ve fiziğinin dışında sadece oyunculuğuyla beğenilmek her güzel aktristin hayalidir. Aniston filmde bunu başarıyor. Güzel bir kadın olmanın dışında iyi bir oyuncu olmanın kanıtını sergiliyor. Bu hafta 10’dan fazla film vizyona girerken hayat üzerine bizi düşündürebilecek önemli bir yapım Cake. Gitmenizi öneririm.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Daniel Barnz
Senarist: Patrick Tobin
Oyuncular: Jennifer Aniston, Adriana Barraza, Sam Worthington, William H. Macy
VİZYONDAKİLER
Marigold Oteli’nde Hayatımın Tatili 2
Film, hayatlarının ikinci baharını yaşayan kişilerin, yaşamlarını ve ilişkilerini saygı ve sevgilerini sürdürerek nasıl devam ettirdiklerini beyaz perdeye taşıyor. Bu nadir, neşeli, saygı ve sevgiyle dolu film hayatın onu bırakmadığınız sürece, 60 ya da 70 yaşlarında bile sizi şaşırtmayı bırakmadığını anlatıyor.
Maymun Prens
Doğduğunda çok çelimsiz bulunan kralın küçük oğlu, maymun abisi tarafından kabilesinden atılır. Arkadaşı Ian’ın yanında yaşar ve inanılmaz becerisiyle ateşi, avlanmayı, modern yaşamı, aşkı ve hatta umudu keşfeder. Cömerttir, her şeyi paylaşmak ister. Kurulu düzeni kökten değiştirir. Fransa ve İtalya yapımı...
Öğrenci İşleri
Murat Akkoyunlu, Fırat Tanış, Yeliz Şar’ın başrolde olduğu filmde aile digarı hazırlık dershanesini zorlukla işleten Kısmet ile müteahhit kardeşi İsmet’in komik öyküsü anlatılıyor.
Annie
Annie, ebeveynleri tarafından, bir gün onun için geri gelecekleri sözüyle terk edilmiştir ve o zamandan beri de kötü üvey annesi Miss Hannigan ile sorunlu bir hayat sürdürmek zorunda kalmıştır. Ancak Annie için her şey değişmek üzeredir. New York belediye başkanı adayı olan Will Stacks, başkan yardımcısı Grace ve kampanya danışmanı Guy’ın önerisiyle adaylık kampanyası çalışmalarına küçük Annie’yi de dahil eder..
Citizenfour
Belgeselci Laura Poitras ve gazeteci Glenn Greenwald, Citizenfour takma adını kullanan CIA analizcisi Edward Snowden ile Hong Kong’da buluşuyor. Snowden, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın özel hayatın gizliliğini hukuk dışı yollarla ihlal ettiğini kanıtlayan gizli belgeleri kameralar önünde gazetecilere teslim ediyor. Poitras ve Greenwald, Snowden’ın bu eylemini gözlemliyor.
İntikam Kapanı
Everly tam da evden çıkıp gidecekken ihanete uğradığını düşünen eski sevgilisinin tuzağına düşer. Kapının ardında beliren kiralık katiller, mafya lideri olan sevgilisinin talimatıyla onu kapana kıstırmıştır. Daha önce hiç silah kullanmamış olan kadın kolay pes etmeyecektir. Salma Hayek başrolde.
Kara Deniz
Filmin başrolünde Jude Law var. 30 yıllık denizcilik kariyeri eşi Chrissy’i ve çocuklarını kaybetmesine mal olan Robinson, 11 yıldır çalıştığı gemi hurdası bulup satan şirketten sebepsiz yere kovulduğunda eski donanmacı Robinson, kendini ıskartaya çıkartılmış ve gereksiz hisseder. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında içi yığma altı dolu bir Alman U-Bot’unun Gürcü karasularında denizin altında yattığını öğrendiğinde kendini yeniden ispatlamanın bir yolunu bulur.
Kendinol
Kendimizi uzak gördüğümüz ama aslında içinde olduğumuz bambaşka bir dünyanın kapılarını açan bir film... Ünlü oyuncu Zeynep, kamp yapmak için izinsiz girdiği bir özel mülkte iki adam tarafından yakalanıp bir depoya hapsedilir. Oradan kurtulmak için büyük mücadele veren Zeynep’in neden o kamp alanına geldiği hikaye ilerledikçe anlaşılır. Zeynep kurtulduğunda her şeyin nasıl bir oyunun parçası olduğu anlaşılır.
Limonata
Suat, Makedonya’da yaşayan eski bir tır şoförüdür, hasta yatağında ölmeyi beklemektedir. Ölmeden önce oğlu Sakip’ten son bir isteği vardır, yıllar önce İstanbul’da imam nikahıyla evlendiği bir hanımdan olan oğlunu bulup, yanına getirmesidir. Sakip, Makedonya’dan İstanbul’a doğru babasının emektar arabasıyla yola çıkar. Filmin senaryosunu yazan ve filmi yöneten Ali Atay.