Vücut kusursuz işleyen bir denge üzerine kurulu. Beslenmede de ilk kural dengeyi sağlamak. Bu yiyeceklerin her birinde bulunan besin bileşenlerinin vücutta daha fazla yararlı hale gelmesi için temel kuraldır. İşte omega 3 ve omega 6 yağ asitlerinin dengesini beslenme ile sağlamak oldukça önemlidir. Eğer bu dengeyi yakalayamazsak omega 3 sağlıklı yağ asidindin vücutta yeterli derecede etkinliğini de kontrol etme şansımız olamaz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 5-10 gr. omega-6 yağ asidine karşılık, 1 gr. omega-3 yağ asidi tüketimini öneriyor. Omega-3 ve omega-6 yağ asitleri kendi aralarında rekabet halindedir ve her ikisi de uygun vücut fonksiyonları için vazgeçilmezdir. Bu nedenle de tüketimleri dengede tutulmalıdır. Omega-3 kan akışlığını sağlarken, omega-6 kan pıhtılaşmasına yardımcı olur. Omega-6 yağ asidinin fazla tüketimi kan pıhtılaşması ve kolesterol plaklarının oluşumunu kolaylaştırıp, alerji ve iltihaba bağlı hastalıkların gelişimine yol açarken, omega-3 yağ asidi, kan pıhtılaşmasını, kalp ritminin bozulmasını, iltihaba bağlı hastalıkların gelişimini önler, trigliserit ve kolesterol düzeyini düşürür, retina ve beyin gelişiminde rol oynar.
Kalp hastalıklarına bariyer
Son çalışmalarda, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri dengesini sağlayan toplumlarda kalp sağlığının daha iyi durumda olduğu; örneğin bol miktarda balık tüketen Japon balıkçılarda kalp-damar hastalıklarının daha az görüldüğü saptanmıştır.
Omega-3 yağ asitleri özellikle soğuk suda yaşayan uskumru, ton, somon, sardalya gibi yağlı balıklar ile gölde yaşayan alabalıklarda daha fazla, ayrıca kanola ve soya yağlarında da bir miktar bulunur. Balık yağı tabletleri omega-3 yağ asitlerini içerir. Tablet kullanmak yerine beslenme alışkanlığı içinde balığa daha çok yer verilip haftada 2-3 kez deniz ürünlerinden tüketmeye özen gösterilebilir.