The Host serisinin başrol oyuncusu Saoirse Ronan çocuk kahramandı büyüdü! Ünlü aktris yaşadığı büyük değişimi STAR cumartesi’ye anlattı.
Yıllar geçiyor çocuk yıldızlar artık deneyimli oyuncular olarak karşımıza çıkıyor. Bu isimlerden biri de Atonement/ Kefaret ve The Lovely Bones/ Cennetimden Bakarken filmleriyle dikkat çeken Saoirse Ronan. Stephenie Meyer’in Twilight’tan sonra beyazperdeye uyarlanan yeni romanı zor bir hikaye. Dünyayı istila eden uzaylılar, ruhlarına beden olarak insan vücudunu seçiyor. Bu ruhlardan biri de Ronan’ın canlandırdığı Melanie’nin içine giriyor. Fakat Melanie’nin ruhu bu istilaya direniyor. Böylece istilacı ruh ile Melanie’nin ruhu aynı bedeni paylaşıyor. Bir de iki ayrı çocuğa aşık olunca işler çığırından çıkıyor...
İNSAN OLMAK İYİ BİR DUYGU!
sTek bir bedende iki ruh rolü farklı bir tecrübe olmalı sizin için. Rolünüzü biraz anlatır mısınız?
Göçebe adındaki ruh bir genç kız olan Melanie’nin içine yerleştiriliyor. Göçebe’nin görevi Melanie’nin geçmişinden hatıralarını kurtarmak ve direnişçileri bulabilmeleri için onları ruhlara iletmek. Normalde bir ruh bedene aktarıldığında insan zihni yok oluyor ama Melanie çok güçlü ve o yok olmuyor. Göçebe ve Melanie birlikte çalışmaya başlıyorlar. Göçebe ruh direnişçilerle yakınlaşmaya başlıyor.
sFilmin sonunda karakterlerinden birini başka bir oyuncuya bırakmak nasıl bir duyguydu?
Biraz garipti. Emily ile birkaç günlük bir çekim yaptık ve sonunda sadece tek karakter olmak biraz garip bir duyguydu. Çünkü filmin büyük bir çoğunluğunda hem Göçebe’yi hem de Melanie’yi canlandırıyorum. Karakterlere gelirsek de Göçebe rolü benim için daha zorlayıcıydı çünkü mükemmel bir ruhu var. Bu yüzden en sonunda sadece Melanie ve insan olmak iyi bir duyguydu. Melanie mücadeleci bir karakter. Bu filmin en güzel yanı bir karakterden sıkılınca diğerini oynayabilmem oldu.
sFilme sonunda Melanie’nin kendi olarak uyanışının dahil olmasını ister miydin?
Bence film olduğu gibi güzel çünkü bu inanılmaz uzun bir kitap ve kitaptaki her şeyi filme dahil etmek imkansızdı. Bazı tercihlerde bulunmaları gerekti. İzleyen insanlar için net olduğu sürece benin için de bir problem olmaz. Hikayeyi bilmeyen insanlarında anlaması benim için önemliydi.
İLK ÇEKİMLER GARİPTİ
sTek bedendeki karakterlerin sevgililerini Max Irons ve Jake Abel oynuyor. Onlarla rollerinize nasıl hazırlandınız?
İkisi de önceden tanığım kişiler. Jake ile The Lovely Bones’ta (Cennetimden Bakarken) çalışmıştık. Birbirimizi daha önceden tanıyorduk ve iki haftalık prova dönemimiz de oldu. Okumaları yaparken aramızda iyi bir enerji oluştu.
sHepiniz birbirinize çok yakın görünüyorsunuz...
Max böceklerden ve kelebeklerden inanılmaz korkuyor ve bunu bize söylemek gibi bir hata yaptı. Ben inanılmaz komik buldum. O, 27 yaşında. Sette plastik bir hamam böceği bulduk. Max her öğle yemeğini karavanında mikro dalga fırın ile hazırlayıp yiyor. Biz de hamam böceğini mikrodalganın içine koyduk. Jake’in fikriydi ben de çok heyecanlandım. Bir süre sonra Max bağırarak ve korkmuş şekilde yanımıza geldi. Hala oyuncak olduğunu anlamamıştı. Bende çok heyecanlanmıştım. Normalde belli bir noktaya kadar şakayı yapanların yanında dururum ama sonra dayanamam ve hemen söylerim. ‘Merak etme şakaydı’ derim. Ama Jake çok eğlencelidir. Sette onunla kardeş gibi evcilik oynar, şakalaşırdık.
LENSLERDEN KURTULUNCA ÇOK MUTLU OLDUM
sFilmin ucu açık bırakıldı devamının geleceği sinyalleride veriliyor. Acaba bir sonraki filmin nasıl olacağı hakkında bir bilgin var mı?
Serinin devam çekimlerinin benim için iyi tarafı daha önce çok oynayamadığım bir karakteri canlandırmak olacak. Benim seri filmlerinden korkmamın tek nedeni aynı karakteri çok uzun bir süre oynayacak olmak. Ama bilmiyorum sanırım yakın bir zamanda mağaradan çıkmaları gerekir. Bence bir sonraki mağara dışında olabilir. Aynı zamanda taraf değiştirmiş başka ruhlarla karşılaşıyorlar. Ama Stephenie’nin ne yapacağını bilemiyorum. Kimseye söylemiyor.
sO zaman sen de ikinci filmde olmak istiyorsun.
Evet, tabii isterim ama bu her zaman senaryo ve programıma bağlı. Herkesle tekrar çalışmak çok isterim.
sSetten hiçbir şey sakladınız mı? Giysi, eşya, lensler?
Hayır zannetmiyorum. Melanie’nin giydiği jean’i alsaydım güzel olurdu ama bir şey almadım. Lensleri geri verdiğime çok mutluydum. Onları son kez taktığım gün çıkarıp geri verdiğimde büyük bir sevinç yaşadım.