YOLSUZLUK iddiaları, bu ara İzmir’in siyasi kulislerinde sıkça konuşulan bir konu oldu. Özellikle Çiğli Belediyesi’ne ilişkin peşpeşe ortaya çıkan iddiaları hem belediye başkanının seçildiği CHP, hem de diğer siyasi partiler dikkatle izliyor. İddialar yenilir yutulur cinsten değil. Yolsuzlukların muhatapları, söylentileri “karalama kampanyası” gibi sunmaya çalışsa da bazı CHP’li il yöneticileri ve milletvekillerinin ikna olmadığını, bu iddiaların partiyi zor duruma düşürmesinden çekindiklerini paylaşmakta fayda.
İddialar sadece Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’la ilgili değil. Onun belediyede “müdür” olarak çalışan yeğeni Niyazi Arslan, Zeynel Mertoğlu, Dilek Bilgin ve Ali Karabay’ın adı da yolsuzlukla anılıyor. Sayıştay denetim raporlarına yansıyan yolsuzluklarla ilgili bundan sonraki süreçi merakla bekliyoruz. Başkan Arslan’ın yeğeni Niyazi Arslan’ın, şirket kurarak akrabasının yönettiği belediyeye binlerce liralık mal sattığı ileri sürüldü. Böyle bir tablo olunca, Çiğli’de Niyazi Arslan’ı tanıyanların akıllarını meşgul eden “Niyazi Arslan’ın Hasan Arslan başkan olmadan bir gecekonduda yaşamasına rağmen, iki yılda yazlık, apartman dairesi ve lüks bir otomobili nasıl aldığı?” sorusu manasızlaşıyor.
“Elbette başkan, yeğenini liyakat gözeterek İzmirlinin belediyesine ‘müdür’ yapmıştır. Elbette Sayın Arslan, yeğeniyle en iyi malı en en uygun fiyata verdiği için alışveriş yapmıştır” diye düşünelim mi? İlçedeki Akvaryum Kafe’nin müdürü Ali Karabay’ın ise şişirilmiş, kabarık faturalarla ayda 25 bin lira vurgun yaptığı öne sürüldü. Kafenin yönetiimi onda. Faturaları düzenleyen, mal alıp para veren o. Belki bu iddialarla ilgili söyleyeceği şeyler vardır Sayın Karabay’ın.
Zeynel Mertoğlu... Belediyeden maaş alan CHP’nin ilçe başkanı. Para kimin İzmirlinin. Paranın söz hakkı kimde, CHP’li belediye başkanında. Para kime gidiyor, CHP ilçe başkanına. Ne güzel dünya. Ayda 5 bin lira maaş... Temiz, ilkeli, dürüst siyasetten dem vuran, meydanlarda yolsuzluklarla mücadele edeceğiz diye oy isteyen CHP’nin sistemi böyle mi? CHP İl Başkanlığı neden harekete geçmiyor? Partiyi zedeleyen bu isimler neden hala koltuklarında? Cevabı basit.CHP İl Başkan Yardımcısı da bu sistemin içinde. Dilek Bilgin’in de Çiğli Belediyesinden danışman sıfatıyla maaş aldığı belirlendi. Zaten Dilek Bilgin siyasi olarak çok dolu. Ailece çok iyi yetişmişler siyaset konusunda ki eşi Karşıyaka Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Hatta kızının da aynı belediyede çalıştığı söyleniyor. Şöyle uzaktan bakınca “kendini İzmirliye hizmete adamış bir aile” diyesi geliyor insanın.
Çiğli Belediyesi... Adında Çiğli var diye Çiğlililerin çalıştığını sanmayın. “Belediyede işe girenlerin nereli olduğu çok önemli mi, önemli olan hizmet” diyebilirsiniz. Haklısınız, bu vatanın her ili bizim, her vatandaşı hemşehrimiz. Ama Çiğli’de işsiz yüzlerce Çiğlili varken, bırakın Çiğli’yi İzmirli bile olmayan bu kadar çok çalışan ilginç geliyor bana. O kadar çok belediye çalışanı var ki ta doğudan, güneydoğundan gelen. Bu Çiğli aşkı nereden geliyor?
Çiğli Belediyesine ilişkin son bir şey daha söylemek gerek.
“Sayıştay Denetim Raporunun tespitine göre, belediyenin 173 daire ve 8 dükkanın kayıp. 11 bin 770 liralık 6 cep telefonu ile 58 bin 445 lira değerinde 11 bilgisayar ve tablet demirbaşların nerede olduğuna dair müfettişlere belge ibraz edilemedi. Belediyeye alınan 10 binek aracın muhasebe kayıtlarında görünmediği ortaya çıktı. Başkan, yanına aldığı 20 kişiyle beraber 5 günlük Orta Avrupa İnceleme ve Araştırma Gezisi’ne çıktı ve otel ile yol masraflarını belediyeye ödetti...” Bunlar da diğer iddialar. Aydınlatılmaya muhtaç.
Bu para İzmirlinin parası. Buharlaşan her para bizim cebimizden çıkan, bize hizmet olarak dönmesi gereken para. Ondan bu yolsuzluk konusu İzmir’de yaşayan herkesi çok ilgilendiriyor. Benzer iddiaların göğe ulaştığı CHP’nin, gereğini yapmaması halinde, seçim zamanı “yolsuzluklarla mücadele etmek için bizi seçin” demesi, trajikomik bir durum olmaktan öteye gidemez, sandıkta karşılık bulamaz.