CHP’Lİ zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ev sahipliğinde kalabalık bir İzmir heyetiyle Diyarbakır’ı ziyaret ettik. Doğrusu heyet seçimi de taraflı tarafsız herkesin kabul edebileceği, İzmir’i temsil edecek çeşitli görüş ve düşüncelerden farklı grupların yer alması çok yerinde ve doğru bir tercihti. Heyet, Diyarbakır’da güllerle karşılandı. İzmir heyeti kentte çok iyi ağırlandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir çok güzel ev sahipliği yaptı. CHP Genel Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun da İzmir heyetine eşlik etmesi anlamlıydı. Diyarbakır ve İzmir’in gündemi Türkiye’nin gündemi oldu.
Bu ziyaretin ana teması çözüm sürecine destektir. Başkan Kocaoğlu’nun yaklaşık 190 kişilik bir kafileyle Diyarbakır’a gitmesini doğru bulduğumu ve desteklenmesi gerektiğini baştan belirteyim.
Çözüm sürecine ilişkin; “Tabanımız yüzde yüz destekliyor” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel eğilim ve beklentilerin aksine bu sürece destek vermiyor. Hatta zaman zaman ağır eleştirilerde bulunuyor. Ama CHP’nin sadece tabanından değil, milletvekilleri, genel merkez yöneticileri ve çok sayıda belediye başkanında da çözüm süreci bir şekilde destek görüyor.
Nitekim çözüm sürecini destekleyen, ‘Barış için Özgürlükçü Demokrasi’ deklarasyonuna farklı görüş ve kesimlerden 114 aydın, sanatçı ve siyasetçinin yanında 30 CHP’li de destek imzası atmıştı. Bu isimler arasında yer alan CHP İzmir Milletvekilleri Alaaddin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven ve diğer imza atanlar, parti içinde Nur Serter gibi ulusalcıların hedefi olmuştu.
Şimdi aynı ulusalcı ekip, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na yönelmiş görünüyor. Aynı ekip, İzmir’i CHP’nin olmasa da, ulusalcıların kalesi yapmak için çalışmalar yürütüyorlar. Bunun için de Alaaddin Yüksel’in başını çektiği ekibin tasfiye edilmesi hedefleniyor. Nitekim Aziz Kocaoğlu’nun Diyarbakır gezisinin çözüm sürecine açık bir destek olması nedeniyle ulusalcılar harekete geçerek, Kocaoğlu’nun çözüm sürecini destek mesajı taşıyan ziyaretini kınayan bir bildiri yayınlamışlardı. Kocaoğlu’nun hem ulusalcılardan hem de genel merkezden yönelen tepkilere rağmen geri adım atmaması ve ziyaretten vazgeçmemesi, İzmir kamuoyundan da büyük destek görmüştür.
Çözüm süreci, CHP’de tansiyonu daha da yükseltmesi ve tartışmaların da giderek yeni boyutlar kazanma ihtimali yönündeki görüşleri ön plana çıkartıyor. Gelişmelere baktığımızda CHP’nin çözüm sürecinin karşısında olması, yanında olmasından daha büyük risklerle karşı karşıya olduğu savını da destekliyor.
Kent yansımaları açısından bakarsak, ulusalcılar, yeni hedef ve başkent olarak zihinsel altyapısı itibariyle kendilerine yakın gördükleri ve destek bulacaklarını umdukları İzmir’i gözlerine kestirmişler ve güç kazanma savaşlarına girmekten kaçınmayacakları aşikardır. Hedefte de karşı çıkmalarına rağmen Diyarbakır seferine çıkan, çözüm sürecine destek veren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu olacaktır. Öncelikli ve yakın hedefte Aziz Kocaoğlu’nun yerine ulusalcı bir ismi belediye başkanı seçtirmektir. Ziyarete dönersek, bu ziyaret bence doğu ile batı arasında örselenen, zaman zaman kopuşlar yaşanan, geçmişin oluşturduğu travmaları karşılıklı tamir etme ve doğu-batı duygusal bütünlüğü sağlamak açısından son derece olumlu olmuştur.
Kocaoğlu, “Biz, ülkemizde kalıcı barışın sağlanabilmesi için, öncelikle insanlarımızın birbirini daha iyi tanıması, kaynaşması ve bu süreçte en etkin adımların yerel yönetimler tarafından atılması gerektiğine inanıyoruz. Bu buluşmanın, İzmir-Diyarbakır kucaklaşmasının, Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e tüm kentlerimiz arasında örnek olmasını diliyoruz” sözleri sürece çok olumlu baktığının ve desteklediğinin bir teyididir.
Sayın Kocaoğlu’nun bizzat kendisine de ifade ettiğim gibi şimdiye kadar yaptığı en faydalı hizmet bu organizasyon olmuştur. Çünkü bu mesele bir kent meselesi değil, bir ülke meselesidir. Bu meseleye ülkemizin birliği, bütünlüğü ve kardeşliği olarak bakmak gerekir. İzmir’in Diyarbakır’a bu desteği, güçlü bir Türkiye’nin gelecek adımları olacaktır.