AK Parti, ‘Binali Yıldırım’ adıyla dün sadece üçüncü genel başkanını değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin 65., AK Parti hükümetlerinin 4. başbakanını da belirledi.
Prosedür pazar günü yapılacak kongre, gelecek hafta içinde de kabinenin açıklanması ve güvenoyu ile tamamlanacak.
Yıldırım, ‘İzmir Milletvekili’ olarak başbakanlığı Merhum Menderes’ten sonra yeniden Ege’ye taşıyacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun İzmir’de açtığı Başbakanlık Çalışma Ofisi de ‘işlevsel’ olacak. CHP’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday yaparak vaat ettiği “İzmir’den başbakan çıkarma”yı da AK Parti gerçekleştirdi!
‘Yıldırım dönemi’nin nasıl olacağına dair temel verilerden birini, bizzat Yıldırım’ın 2002’den bu yana çizdiği Ulaştırma Bakanlığı profili oluşturuyor; hem icraatçılık hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkisi yönünden.
Bu süreç ülkenin yatırımlar anlamında ‘inşaası’nda etkili olmuştu, şimdi bunun üzerine siyasi sistem inşaası anlamında da etkili olmasını bekleyebiliriz.
Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in ‘Yıldırım’ ismini açıklarken yaptığı konuşmada ve Yıldırım’ın teşekkür konuşmasında yeni döneme ilişkin işaretler vardı.
Çelik, konuşmasında AK Parti’den bir ‘dava’ ve ‘hareket’ olarak söz etti; “Kurucu genel başkanımız ve liderimiz” vurgusuyla bu davanın liderinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunun defalarca altını çizdi; ardından da “Sayın Cumhurbaşkanımız’la AK Parti kadroları arasında bir milim bile mesafe yoktur; dün olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır” diyerek fiili bir partili cumhurbaşkanlığı tarifi yaptı.
Çelik, Başbakan Davutoğlu’nu da başarılı bir dönem yaşattığını vurgulayarak teşekkürle andı.
Yıldırım da Davutoğlu’na özellikle teşekkür etti.
Geçmişe bir kırgınlık bırakmamak, Türkiye’nin önündeki hayati sorunlarla mücadelenin aynı kararlılıkla sürdürülmesi açısından önemli.
Yıldırım’ın konuşmasından altını çizdiğim bazı ifadeler, yeni döneme ışık tutacak nitelikte:
“AK Parti bir dava partisidir. Milletin geleceğini inşa etme partisidir, geçmişini koruyarak geleceğe yürüyen partidir.”
“Kurucu başkanımız, liderimiz başta olmak üzere partimizin her kademesindeki arkadaşlarımızla tam bir uyum içinde çalışarak büyük Türkiye hedeflerine ulaşmak için elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz.”
“Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na bugüne kadar vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kendisi partimizin kurucu genel başkanı ve lideri Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’dan aldığı bayrağı bugünlere getirmiştir.”
“Milletim rahat olsun. Bu terör belasını Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız.”
Bu konuşmadan dört sonuç çıkardım;
- AK Parti hükümetlerinin program ve icraatına sinmiş ‘gelenek’ devam edecek;
- Cumhurbaşkanı ve kadrolarla ‘uyum’ hassasiyet gösterilecek konuların başında gelecek;
- ‘Büyük Türkiye’ hedefi için yeni bir sistem inşa edilecek;
- ‘Terörle mücadele’ gündemin birinci sırasında olacak.
Binali Yıldırım’ın kürsüden iner inmez PKK’nın patlayıcı yüklü kamyonunu durdurmak isterken şehit olan köylülerin yakınlarını ziyaret etmek üzere Diyarbakır’a gitmesi bu anlamda önemli.
Dün AK Parti’nin bahçesinde konuşulanlar, Davutoğlu’na vefa ve saygı; Yıldırım’a da başarı dilek ve duaları diye özetlenebilir.