Geçtiğimiz hafta yoğun bir tempo vardı. Denizli, Aydın, Manisa ve Uşak ilçelerinde çeşitli etkinlik, toplantı, miting ve açılışlara katıldık. Bazı Belediye başkan adaylarımız ile görüştüm. Gezdiğim bölgelerde hükümete yönelik desteğin giderek arttığını gözlemledim. Yazı periyoduma yetişmediği için bu gezinin detaylarını paylaşamıyorum. Bu yazımın ekseni İzmir mitingi ve Binali Yıldırım konusu olacak.
Çünkü Ak Parti’nin İzmir’de yaptığı tarihi mitingin hemen arkasından itibarsızlaştırma çabaları yoğunluk kazandı. Tarafsız gözlemcilerin 240 bin ve üzeri dediği, partili otoritelerin ise 280 bin kişinin katıldığını ifade ettiği miting, hangi yönden bakılırsa bakılsın, son derece başarılı bir mitingdir.
Özellikle sosyal medya ve diğer yazılı görsel medya da bu mitingin bindirme kıtalar olduğu yönünde iddialar dolaştırıldı. Bazı söylemler üzerinden de itibarsızlaştırmaya yönelik gaf turları yayılmaya çalışıldı.
İddialar ne olursa olsun gerçek şu ki 280 bin kişilik bir ordunun lojistiğini düşünün. Bir savaşta dahi böylesine büyük bir ordunun bir yerden, diğer bir yere cephe hattına intikali en büyük zorluktur. Bunu başaran ordularda en başarılı ordular arasındadır. Diyelim ki Ak Parti miting alanına gelen 280 bin kişinin 100 binini taşıma yaptı. İnanın bunu başarmak büyük bir güç ve irade ister. Bunu yapabilmiş ise büyük bir başarıdır. Mitingin 100 binine taşıma diyelim. Geriye kalan 180 bin kişi İzmir’den mitinge katılmış. Yaşanan bütün olumsuzluklara ve kara propagandalara rağmen Ak Partinin taşıma yapmadan 180 bin kişiyi Gündoğdu miting alanına çekmesi başarı değil midir? Sabit fikirli insanlara ne derseniz deyin, gerçeği kabul etmeyecektir. Ancak gerçek şu ki Ak parti’nin ister taşımalı, ister taşımasız İzmir’de yaptığı 280 bin kişilik miting, hem büyük bir başarı, hem de tarihi bir rekordur. Anlayanlar için bir mesajdır.
Yıldırım, bu seçimi seçimden önce kazandı
İzmir’de ki yerel seçimlerin galibi kim ne derse desin daha şimdiden bellidir. Bu seçimin en büyük kazananı UDH eski bakanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’dır. Çünkü partili partisiz, taraflı tarafsız herkesin gözünde bir Binali Yıldırım efsanesi doğmuştur. Her partiden seçmenler Binali Yıldırım’ın başaracağına inancını dile getiriyor. Ona sempati duyuyor. Kimseye göstermediği ilgiyi ona gösteriyor. İzmir’in siluetini, dokusunu, değiştirecek, kentin yerel dinamiklerini bir araya getirecek, liderlik edecek ve sinerji oluşturacak isim olarak görülüyor. İzmir’linin büyük takdirini kazanmıştır. İzmir gibi bir kentte bunu başarmak, rakamlara bakmaksızın seçimi kazanmaktır. Yıldırım, bu kentin gönlünü kazanmıştır.
Yıldırım’ın tek rakibi
Bana göre İzmir Büyükşehir belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın sahip olduğu deneyim, tecrübe birikim ve vizyonu itibariyle en büyük rakibi, Ne Aziz Kocaoğlu, ne Murat Taşer’dir. Yıldırım’ın en büyük rakibi kent halkının bilinçaltına ilmek ilmek işlenen; kentin ruhunu esir alan, ideolojik körlük oluşturan, fanatizmdir. Fanatizm kazanmazsa bu seçimi Yıldırım yüzde yüz alacaktır. Bu kentte fanatizm öylesine bir olgu oluşturmuş ki, halkın katmanlarını dalga dalga esir alıyor. Bu iklimi besleyenler kim mi? Onları herkes biliyor. Dileğimiz, fanatizmin değil, rasyonalitenin kazanmasıdır.