Sinema sanatının nitelikli ürünlerinin izlenebileceği bağımsız sinema salonu sıkıntımız olduğunu defalarca yazmışımdır... Dağıtım ve yapım alanında faaliyet gösteren M3 Film’in girişimiyle başlatılan Başka Sinema hareketi bir alternatif oluşturmayı başardı. Kasım ayı itibariyle anlaşmalı sinema salonlarında sanatsal niteliği yüksek, birçoğu da yerli yapım olan filmlerin gösterimine başlandı Başka Sinema kapsamında. İlk iki haftanın sonunda, izleyicinin bu yeni sisteme ilgi göstermesi sevindirici bir haber oldu.
Ülkenin dört bir yanında alışveriş merkezleri yükseliyor ve onların içinde meşhur multiplex’ler yer alıyor. Ancak bu çok sayıda salonlu sinema tipinde gösterilen film sayısı bazen salon sayısından az olabiliyor! Ya popüler yerli yapımlar ya da Hollywood yapımları salonların büyük kısmını işgal ettiği için çok salonla izleyiciye çok seçenek vermiş olunmuyor. Nitelikli filmleri büyük perdede izleme sıkıntısı süregidiyor. Bu da bir tür tekelcilik... Film kültürü oluşturamamamızın yol açtığı nahoş bir durum.
M3 Film, Kariyo Ababay Vakfı’nın desteğiyle hayata geçirdiği Başka Sinema adlı proje sayesinde anlaşmalı olduğu sinema salonlarını neredeyse bir sinemateke dönüştürerek, her haftayı bir festival havasında geçirmemizi sağlıyor. Zaten Başka Sinema’nın sloganı da “Bize Her Gün Festival”... Deliye her gün bayram çağrışımı yaptıysa şaşırmayın, sinefili dediğiniz de bir nevi hastalık, aşk hastalığı gibi bir şey. Haydi arabesk olmadan çekinmeyelim: Kara sevda! Bu yüzden de Başka Sinema, sinefillerin gün boyu art arda antrakt vermeden film izleme zevkini sürekli yaşamasını mümkün kılıyor. Tabii film iki saat ya da daha uzunsa bize işkence etmeyip, antrakt veriyorlar!
Bu sayede en azından şimdili İstanbul ve Ankara’da başka sinemaseverler keyif çatıyor. Beyoğlu Beyoğlu, Altunizade Capitol, Kadıköy Rexx ve Ankara Büyülü Fener Kızılay sinemaları Başka Sinema’nın ilk etaptaki salonları oldu. 1 Kasım’da start alan proje kapsamında eleştirilerine Star Cumartesi’de yer verdiğimiz “Frances Ha” ve “Mavi En Sıcak Renktir” ile İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü kazanan Onur Ünlü imzalı “Sen Aydınlatırsın Geceyi” gösterime girdi. Bu hafta Aslı Özge’nin Berlin Film Festivali Panorama Special bölümünde dünya prömiyeri yapan filmi “Hayatboyu”nu kaçırmayın derim.
“Vampirle Görüşme”nin yönetmeni Neil Jordan’nın, yeniden ölümsüz kan emiciler arasına döndüğü “Byzantium Bir Vampir Hikayesi” var sırada. Usta bir sinemacının elinden çıkan vampir filmlerinin niteliğinin tadına varmak lazım.
Başka Sinema’nın Aralık ayı programı da heyecan verici. Mahmut Fazıl Coşkun’un bu yıl Adana’da Altın Koza’yı paylaşan filmi “Yozgat Blues” ve Lusin Dink’in Nobel ödüllü yazar William Saroyan’ın atalarının memleketi Bitlis’e giderken Anadolu’da yaptığı yolculuktan esinlenen doküdraması “Saroyan Ülkesi” ilk sırada yer alıyor. Onları Cemil Ağacıkoğlu’nun bir engelli ailesi olmanın manevi yıpranmasına odaklı, inceliklerle dolu filmi “Özür Dilerim” takip edecek.
Boşnak yönetmen Danis Tanoviç’in Berlinale Gümüş Ayı ödüllü hipergerçekçi filmi “Bir Hurdacının Hayatı” gözyaşı döktürmeyecek kadar ölçülü ama yutkunmamızı engelleyecek bir taşı da boğazımıza tıkıyor... François Ozon’un Cannes’da yarışan filmi “Genç ve Güzel” ise yılbaşı hediyesi sayılabilir, tabii biraz kışkırtıcı cinsten...
Birbirinden güzel filmleri izlemek için gereken tek şey www.baskasinema.com adresinden ve yukarıda saydığım salonlardan tarih ve seans takibi yapmanız.