Birlikte iyi salladık diye düşünüyorum. Umarım her şey daha iyi olacaktır. Umuyorum... Hep birlikte daha iyisini başarırız.”
Hepinizin bildiği gibi bu sözler CHP milletvekili Şafak Pavey’e ait. 7 haziran seçiminin hemen ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile karşılaşmasında sarf edilmiş sözlerdi bunlar.
Çok değil üzerinden 9 ay geçti. Nasıl salladıklarını, daha doğrusu nasıl sallandıklarını gördük.
HDP’ye dönen bir CHP, yüzündeki “cici çocuk” maskesini çıkarıp “terör” yüzünü gösteren bir HDP. Hepi topu 9 ay içinde netleşti bu tablo. Oysa dönüşüm Kılıçdaroğlu’nun kaset operasyonuyla başa getirilmesiyle başlamıştı.
Süreci tekrar hatırlatmaya gerek yok ama Baykal’ın “CHP HDP’ye döndü” sözü CHP’lilerin birçoğunu kendine getirdi.
24 Ekranlarında bir tanıtım dönüyor. “Demirtaş ne derse Kılıçdaroğlu onu söyler” sözüyle bir takım hatırlatmalarda bulunuyoruz.
Tahir Elçi’nin öldürülmesinden hemen sonra taziyeye giden Kılıçdaroğlu’nun, Hendekteki “arkadaşlar” sözü, Selahattin Demirtaş’ın “ellerinde hafif silahlar var. Terörist değil onlar” anlamına gelecek serzenişinin hemen ardından geliyor.
Kılıçdaroğlu o arkadaşlarını “YPG Terör örgütü değil” sözleriyle “onurlandırırken” bu sözün altında Demirtaş’ın imzasını buluyorsunuz.
Daha birçok örneği var. Ama CHP Genel Başkanı “tutarsız olmak” konusunda yine sözünü tutuyor.
Sen “o terörist değil” de, “arkadaşlar” diye “kutsa” sonra kalk “teröristin cenazesine gidilmez” diye bir açıklama yap, Tuğba Hezer’i zorla da olsa kına. E peki Tuğba Hezer HDP’li diye kınıyorsunuz da, Gamze İlgezdi “Rezidans Kraliçesi” olduğu için mi es geçiyorsunuz.
20 Kasım 2015 yılında bir PKK’lı teröristin cenazesine katılıp gözyaşı döken Gamze İlgezdi, mesela neden sizin tepkinize hedef olmaz Sayın Kılıçdaroğlu. Yanında Genel Başkan yardımcınız Sezgin Tanrıkulu olduğu için mi?
Yada bir teröristi “canlı bomba olan bizden değildir ama kurşun sıkarsanız sorun yok” şeklinde mi sınıflandırıyorsunuz?
Siz ve adamlarınız iyi “sallıyorsunuz” ama neticesinde yıkılacak olan devlet değil siz olacaksınız. Gidişat onu gösteriyor.
‘Saldırmadan konuşalım’
Kanat Atkaya Hürriyet’teki köşesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a (aklısıra) gezi kelimesini kullanmadan ince göndermelerde bulunuyor, Başbakan Davutoğlu’nun Cerattepe meselesindeki tavrını da olumluyor.
Bu başlığı atarak “Gezi olaylarında da bizimle konuşulsaydı mesele çözülebilirdi” demeye getiriyorlar.
Ama perdelemeye çalıştıkları Gezi olaylarında onlarla da görüşüldüğüydü. Unutmak istiyorlar çünkü o görüşmede “Havaalanı istemiyoruz, Köprü istemiyoruz, Nükleer Santral istemiyoruz, HES istemiyoruz” gibi akla hayale gelmeyecek, abuk subuk istekleri olmuştu.
Cerattepe için gelenler, Taksim Heyeti gibi saçmalamadığı için, yani insan gibi davrandıkları için insanca muamele gördüler.
Doğan medyası elemanları “diz çöktürdük” edasıyla Cerattepe Heyetini gaza getirmeye çalışıyorlar, Davutoğlu’nun “bu cevher doğaya zarar vermeden çıkarılacak ve taşınacak” sözünü özellikle küçültmeye çalışıyorlar. Anlamadıkları buradan onlara ekmek çıkmayacağı. Ama farkında değiller.