Lütfü Türkkan'ın bir şehit yakınına dönük ağza alınmayacak sözler sarfetmesinin ardından aklı başında herkes tepki gösterdi.. Hadise, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.. Bir 'MİLLETVEKİLİ', Bir 'ŞEHİT YAKINI'na küfrediyor.. Tevili imkansız büyük bir skandal.. Bu topraklar için çok fazla.. Ne daha evvel yaşanmış bir başka kavgaya benzetilerek yumuşatılabilir ne de; 'bir kışkırtmayla karşı karşıya kaldık' denilerek 'yansıtma' yapılabilir.. Bu mide bulandırıcı sahne yaşanmış bitmiş .. Bundan sonrası için siyaseten nasıl pozisyon alınır, taraflar buna bakacak.. Küfrün sahibi ne yapacak? Partinin yetkilileri nasıl bir tasarrufta bulunacak?.. Ne yapacaklar?.. Ne yaptılar?.. Koskocaman bir hiç..
**
Cinsiyetçi bir söylem ile bir kadın hedef alınarak bir milletvekili tarafından küfrün konusu yapılmış durumda.. Hani sosyal medyada kullanıcı profilini mor halkaya dönüştürenler?.. Nerede?.. "Göreve geldiğimiz hafta İstanbul Sözleşmesini geri getireceğiz" dedi Kılıçdaroğlu.. Bir milletvekili bir bir şehit yakınına "...senin bacını s
rim.." diye küfretti.. İstanbul sözleşmesi, Ankara mutabakatı falan bilmez bu millet.. Çıkıp da kürsüden, "haddini bil, sen kimsin de şehidimizin ailesini hedef alarak böyle sözler söyleyebiliyorsun.." dediniz mi, demediniz mi?.. Millet ona bakar..
**
Sonra bakın beyler .. Bir kafa karışıklığını giderelim.. Muhtevası itibarıyla İstanbul Sözleşmesi, seçkin dar bir zümrenin fetişleştirdiği, bizim mevcut yasalarımızdan daha fazlasını vaad etmeyen bir kağıt parçası.. Meclis milletvekillerinin elinde zaten. İstanbul Sözleşmesinden daha sert bir yasa yapsınlar geçirsinler uygulansın.. Yoksa bir anlamı yok yani.. Hatırlayın, CHP Teşkilatlarında onlarca kadın cinsel saldırıya uğradığını iddia etti.. Boşverin sözleşmeyi falan.. O partinin güçlü isimleri ne yaptılar o kadınların hakkını aramak adına?..
**
Bazıları; bir kadın olduğu için, anne olduğu için, vaktiyle 'şehit anaları dernek başkanlığı' yaptığı için, Meral Akşener'in bu hatayı affetmeyeceğini sanıyordu.. Ne olduğunu gördünüz.. "...Lütfü Bey hislerine yenik düşmüştü ama şehit yakını da provokatördü bu konu hakkında yazıp çizenler ise yavşak...." Evet Meral Akşener aynen böyle söyledi.. Neden?.. Neden Lütfü Türkkan'a ceza verilmesini istemedi? Neden partiden atmadı.. Birini partiden atmak için o kişinin 'partimizi FETÖ ele geçirdi' mi demesi lazım?.. Gerçi yeni Grup Başkan Vekili Erhan Usta da İYİ Parti'nin FETÖ ile ittifak ettiğini söylüyordu. Bakın o taltif edildi.. Ümit Özdağ gibi kapı gösterilmedi ona.. Hatta bu ithamı yaptığında içeride değildi, bu sözlerden sonra kapılar açıldı bile diyebiliriz.. Peki Neden Türkkan'a seçmenin yüreğini soğutacak şekilde tepki göstermedi Meral Akşener?..
**
Nedeni çok açık. Bingöl'deki o tatsız hadisenin yaşandığı esnaf ziyaretinin birkaç dakika öncesine gidip görüntüleri tekrar tekrar izleyin.. Diyor ki Tahir Gümren; "... Meral Hanım bana dava açmış. Onun yüzünden hapse gireceğim.. "Bu sözlerin duyulmasının hemen ardından Akşener bu kişiyi susturması için Lütfü Türkkan'ı yanına gönderiyor.. Türkkan da kendisinden isteneni yapıyor ve o kişiyi susturuyor.. Ve biz artık Meral Akşener'in bir twit yüzünden bir şehit yakınını hapse yollattığını değil, Türkkan'ın bir şehit yakınına küfrettiğini konuşuyoruz.. Neden ceza versinler ki adama?.. Bundan âlâ görev adamı bulunur mu bir partide?..